• her meslekte olduğu gibi uzun uzun yatanı da var, evinin yolunu zor bulup yorgunluktan ters düşeni de. ancak büyük bir bölümünün yoğun çalıştıklarını söyleyebilirim, rahat bir iş değildir. durum böyleyken meslekle ilgili genellemeler yapmayı haddi sanıp mesleğin tamamına giydirenlerin, yorgunluktan ayaklarının altı şişen mesleğin çoğu çalışanlarının gözünün içine bakarak genellemeler yapmasını çok isterim.
  • lisans eğitimi bir hayli bıktırıcıdır. 14 kredilik ana dersleriniz vardır, ders bırakmak hayatı zindan eder, alttan kalan dersiniz ana ders ile çakışırsa 2 kredilik ders için 1 sene fazla okursunuz, yaz okulunda ana ders alacaksanız başka ders alamazsanız vs vs saçma sapan şeylerle uğraştırır. sonra hemşire sadece iğne yapar diye bilinir, doktorun yardımcısı denir. ha bir de duyması farzdır: buldun mu bir doktor?
    ben niye buluyorum doktor, 4 sene koca bulmak için mi paraladım ben kendimi, ayrıca onu bulan niye ben oluyorum, doktor bulunmaz hint kumaşı mı? (yanlış anlaşılmasın doktorlarla sorunum yok ancak 'doktor bulmak' ile ilgili ciddi sorunlarım var)niye potansiyel koca avcısı olarak görülüyor hemşire???
    hakettiği saygıyı göremez hiçbir zaman.
  • doktorların ne sağ kolu, ne sol kolu olmayan ve herhangi bir kol olmamak için de üniversite sınavını kazanarak ve tercih yaparak üniversiteye gelip bir yıl ingilizce hazırlıkla birlikte toplam beş yıl lisans eğitimi alan ve mezun olduktan sonra hekimin order ettiği ilaç tedavilerini uygulamak dışında bağımsız olarak sağlık bakım hizmeti sunan kişidir.
    asla mesleğini sevmeden mesleğini icra etmemesi gereken kişidir aynı zamanda.
  • beni türk hekimlerine emanet ediniz.
    mustafa kemal atatürk.

    hekim 18:00'da çıkıp evine gidince yanımda güleryüzlü, hayat dolu bir hemşire kalsın.
    sourcream

    yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgide görev yapan ve değeri tam olarak anlaşılamamış meslek gurubuna dahil insanlardır.
  • sağlık hizmeti verilen kuruluşlarda sağlık ekibinin bir üyesidir. hekimin verdiği orderi uygulamakla yükümlü olduğu kadar, hasta bakımında bağımsız işlevleri vardır. kimsenin sağ kolu değildir. lisans eğitimi alırlar (keşke stardat eğitim olsa, almayanlar da tamamlamaktadır).
    ekipteki rolleri fizyoterapist, laborant, diyet uzmanı, psikolog ile kıyas bile edilemez.
    öyle uzaktan oturdukları yerden atıp tutarak, fantasy malzemesi yapan denyolar hastaneye bir yakınları yattığında göreceklerdir ki yakınlarına 24 saat hizmet eden yegane sağlık görevlisi hemşiredir.
  • bazıları pamuk hemşire misali kanatsız melek olabilirken, bazıları da hasta psikolojisinden hiç anlamayan, sinirli, suratsız, hayattan bezmiş ve de düşüncesiz, incelikten yoksun varlıklar olabilmektedir. evet, çalışma şartlarınız zor, işiniz de öyle... ama bunda benim bir kabahatim yok, sanmıyorum ki diğer hastaların da olsun. ben size eziyet etmedim, zorluk çıkarmadım, kaba da davranmadım... teşekkür ederim'imi, günaydın'ımı, güler yüzümü eksik etmedim.

    yaş ortalaması 70 olan hastane odasında, kesime gitmek için sıra bekleyen kurbanlıklar gibi dizilmiş, ameliyat sırası bekleyen hastaların gözünden bakarsak... yaşlı olanları, kalça protezi filan taktıracağı için ameliyattan deli gibi korkarken, bu insanlara bu kadar kaba/sert davranmak şart mıdır? hasta haşlama başına prim mi alıyorsunuz, nedir? hadi ben fazla takmıyorum, yaşım genç, ameliyat fobim de yok; zaten çok büyük bir ameliyat değil, alt tarafı bileğimdeki çiviler çıkacak. ama diğerleri zaten panik olmuş, korkuyor. "ameliyat masasında kalır mıyım?" endişeleri var. e sonra tansiyonu var, kalbi var... nedir yani? dan diye odaya girip, aldığı ilaçtan sersem gibi olmuş halde uyuyan bir insanın yatağına ameliyat önlüğünü fırlatıp "hemen bunu giy, ameliyata iniyorsun" demek de ne? yangından mal, kesimden kurban mı kaçırıyorsun? dur bir açılıp kendime geleyim, tuvalete gideceğim belki. ailem gelmemiş, tek başıma indim ameliyathaneye de gıkım çıkmadı. ilacın etkisinde olmasam ters bir şey söyler, "bir dakika ya, ne bu acele? bir sakin olun"dan fazlasını derdim ben sana kesin...

    sonra 2 şişe serumu verdin, şişe bitti, boşaldığını görmedin. biz uyarınca lütfedip de geldin. elimdeki kateteri çıkarmanı isteyince, "pardon, bir yara bandı var mı, iğne çıktı, bu şimdi kanayacak" dediğimde, en nalet ifadenle "kanamaz kanamaz" dedin, koltuk değneğini tutmamla birlikte damardaki koca delikten boşalan kan elimden süzülüp yerlere döküldü. doktor bile "n'aptınız kıza ya?" deyince ortalıktan toz oldun. n'olur yani flaster versen, benim değil de senin eline mi yapışır? birazcık güler yüz göstersen senin de işin kolaylaşır, günün biraz iyi geçer eminim. ben hastayım sen hemşiresin, hepsi bu. ben köleyim, sen efendisin gibi bir konumda değiliz, böyle sanıyorsan yanlıştasın haberin olsun. işini güler yüzle, düzgün yapacaksın hepsi bu. ben de bir an önce iyileşip buradan çıkmaya bakacağım... biraz nezaket, biraz sağduyu... öldürmez. valla.
  • türkiyenin bir çok yerinde, bayan doktorlara hitap seklidir.
  • hemsire tarafindan kuyruk acisi olan asistan doktorcuklarin sozlukte yerden yere vurdugu meslek grubu
  • pek çok porno olayına konu olmuşlardır.

    edit: neyini kötülemişsiniz be arkadaşım, sanki senaryosunu ben yazıp, ben çekiyorum.
  • işlerini dogru yaptıkları sürece kesinlikle kutsal bir gorev icra eden kişilerdir.

    (bkz: ben bugün bunu gördüm)
hesabın var mı? giriş yap