• oyuna yeni başlayanlar çabuk sıkılabilmekte ama 3-4 ay oynayanlar 3 seneden aşağı oyunu bırakamıyor. böyle bir oyundur zat-ı şahaneleri.
    kısaca yardımcı olmak için bir kaç öneri yazayım böylece hem vakit kaybetmeden ve hata yapmadan oyuna başlamış olursunuz hem de bu acemilik süresini kısaltmış olursunuz.

    kural 1: hattrick'ten kimseye bahsetme.

    kural 2: takım başvurusu yaptıktan sonra takımın verilmesi 1 hafta sürebilir. bu zaman zarfında her gün sıkılmadan kontrol et ve kuralları oku.

    kural 3: takımı aldıktan sonra sakin kafana göre bir şeyler deneme önce burayı oku. eğer bu karalı hiçe sayarsan vakit ve nakit kaybedersin.

    kural 4: takımın geldi şimdi menajerlik lisansı alman gerek bunun için ilk önce stadyum ismini değiştir. ismi değiştirip "ay ben bunu beğenmedim" diyorsan bırak kalsın elleme.

    kural 5: alt yapıdan bir oyuncu çek. özelliklerine bak genelde yeterli ya da daha yüksek bir şey olmaz. şimdilik kenarda dursun bu eleman.

    kural 6: git kulübüm>finans sayfasından parana bir bak. unutma ki bu bir futbol oyunundan çok ekonomi oyunudur.

    kural 7: kulübüm>oyuncular sayfasından oyuncularına bak. burada yeterli ve daha üzeri herifler işine yarayacaktır. şimdilik bir tanış yeter sonra hepsinin icabına bakacağız.

    kural 8: şimdi personel sayfasından 1 tane yardımcı antrenör al. başka bir şey alma. unutma para her şey.

    kural 9: sağ üst köşedeki büyüteç kısmına bas bi'. sonra bir takım ismi yaz ve ara. aferin nasıl arama yapılacağını öğrendin.

    kural 10: hazırlık maçı ayarlaman lazım en kolay yolu havuza kaydolmak ama sen dünya> bölgeler sayfasından kalabalık bir bölge seçip çevrim içi kullanıcılara tek tek maç teklif etmelisin. krampon resminin üstüne basarsan maç teklif edersin.

    kural 11: maçlar sayfasına gidin bir sonra ki maçınız için talimat vereceksiniz. zaten dizili bir kadro karşınıza çıkacaktır. şimdilik talimatı bir oyuncunun yerini değiştirip talimatı ver deyin yeterli.

    kural 12: forum sayfasına tıklayın ve "türkiye", "sorular" "ht-dışı" forumlarına katılın. özellikle sorular forumunu vaktiniz oldukça okuyun. şimdi demedik dön buraya sonra okursun.

    kural13: sağ üstte dolar işareti olan yere tıklayın. açılan sayfada yaş kısmında en az 17 en fazla 18 yaşındayı seçin. yetenek 1'i kalecilik en az>yeterli en fazla>kaliteli olacak şekilde ayarlayın ve arama zamanında 2 saat içinde yazıp yazmadığını kontrol edin. çıkan oyunculardan birine tıklayın. bu oyunda açık arttırma sistemi olduğunu unutmayın. bitiş tarihi eğer 3 dk'dan az kalmış ise her teklif verildiğinde süre teklif veriliş saatinden 3 dakika ileriye ötelenir. oyuncu sayfasında transfer kıyası vardır. oradan adamın kaç para ettiğini görebilirsiniz. 17 yaşında 100 000'e kaliteli 40 000 yeterli oyuncu alabilirsiniz. 2 tane oyuncu alacaksınız. bir oyuncuyu aldığınıza emin olmadan bırakmayın. fiyat çok yükselirse gidin başka bir oyuncuya teklif verin. evet bu işlem sonucunda elinizde 2 tane 17-18 yaş aralığında yeterli- kaliteli kalecilikli oyuncu olması gerek. ne fazla ne az. toplamda ise 140 000 civarı para harcamış olmalısınız.

    kural 14: aynı sayfa da sağ üstte antrenörü değiştir sonra da dışarıdan getire yazan yere basın bakalım. antrenör tipi tamamen sizin tercihiniz kalmış birini seçin. koskoca menajersin her şeyi ben söylersem oyunun ne zevki kalır değil mi? ilk önemli kararın bu. altında ki liderlik kısmını kötü olarak ayarla - evet biliyorum en düşük o ama şimdilik takıma senin liderliğin yeter de artar bile- ve tamama bas. 268 700 tl'ye kaliteli antrenör al. hayırlı olsun

    kural 15: kural 8 de 1 tane altığın yardımcı antrenörden 5 tane daha al. istersen 9 tane daha alabilirsin zamanla. toplamda 10'u geçemez zaten.

    kural 16: maçlar kısmına tekrar git ve hazırlık maçında kaleye yeterli kalecini lig maçında ise kaliteli kalecini yerleştir. şimdilik takımın geri kalanını salla. evet sadece 4-4-2 taktiği var sonra değişecek bu durum.

    kural 17: şimdi oyuncuların arasında kondisyon dışında hiç bir özelliği yeterli ya da üstü olmayan bir oyuncu bul. oyuncu sayfasına git ve 0 tl ile satışa koy.

    kural 18: önemli kısımlara gelmeye başladık. artık elimizde antrenman verebileceğimiz cillop gibi 2 tane genç deliganlı kalacimiz var. antrenman sayfasına gidin. antrenman tipi> kalecilik kondisyon oranı %5 antrenman ağırlığı>%100 olarak ayarlayın. değiştire basmayı unutmayın.

    kural 19: tüm üstte yazan kural diye adlandırılmış esasında hepsi birer tavsiye olan maddelerden anlamadığınız veyahut yapamadığınız var ise sorular forumuna yazarak yardım alabilirsiniz. bu oyunda asıl güzel olan yer forumdur. herkes oldukça yardımsever ve arkadaş canlısıdır. arada bir iki dallama çıkarsa hiç merak etmeyin ben onlara gereken cezayı keserim. bu arada önce forum kurallarını bir okuyun ki uyarı almak durumunda kalmayın.

    kural 20: nşa görev 15'e kadar gelmiş olmanız gerekmekte. burası zurnanın zırt dediği yer. bilgileriniz doldurmanız gerekmekte. burada önemli olan doğru doldurmanız çünkü tek tek inceleniyor hepsi. isim soy isim kısmını mantıklı sallarsanız yutturabilirsiniz ancak posta kodu çok önemli lütfen buna dikkat edin. dediğim gibi karşınızda makine değil gerçek insanlar var ve bu bilgileride yanlış bulmak için can atıyorlar. şimdi durup biraz dinlenebilirsiniz. bu görevi tamamlamanız yaklaşık 1 hafta sürecek. neden? çünkü dediğim gibi hiç bir masraftan kaçınmayarak sizin yanlışınızı arayan kişiler ancak araştırmalarını sonlandıracaktır.

    kural 21: bilgileriniz onaylandıysa devam edelim. hattrick bir şirket ve bu oyundan evine ekmek götüren insanlar var. parayı da taraftarlı alanlardan çıkarıyorlar. evet diğer oyunlar gibi bu oyunda da paralı üyelik var ama durun en güzeli sona sakladım. ister para verin isterseniz vermeyin oyunda eşitsiniz. kısaca paralı üye (taraftar) olanlar kesinlikle bir ayrıcalık elde etmemekte parasızların önüne bir gıdım dahi geçememekte. peki ne işe yarar o zaman paralı üyelik. evet hemen yardım>taraftarlık hakkında menüsünden öğrenin.

    kural 22: üstde bahsettiğim gibi hattrick kapitalizmin vahşi ellerine tam olarak düşmemiş bir oyun hatta halkçı bile sayılabilir. şimdi arkanıza yaslanın ve bedava 3 hattrick kredisi alın. korkmayın hattrick sizi kazıklamayacak tamamen karşılıksız kredi verecek. bunun için market menüsünü kullanın.

    kural 23: demiştik ya hep 4-4-2 olmayacak bu diziliş diye şimdi yeni maçınızın dizilişini ayarlayın. mesela 3-5-2 ya da 3-4-3 yapabilirsiniz.

    kural 24: siz sınavlardan sıkılıp stres atmak için bu oyuna başladınız ama karşınıza gene çoktan seçmeli çıktı. ama hattrick kalitesini korumak için hsssınavı yapmaktadır. 1 yanlış tüm doğruları götürür düsturuyla kaliteyi arttırmayı hedeflerken sonsuz sınav hakkı vererekte fırsat eşitliği sağlamaktadır. buradaki soruların cevabını bilmiyorsanız lütfen yardım kısmını okuyarak öğrenin. okudunuz ama bulamadıysanız ki normalde bulmanız lazım sorular forumunda sorun. kafanıza takılan her şeyi sormanızı bir kez daha öneririm sevgili çaylak hattrick severler.

    kural 25: şimdi üstte yazan tüm kuralları unutup oyunu keşfetmeye ve zevk almaya bakın. başarılı olabilmek için tek gereken şey sabır. bu oyun sürekli bağlanmanız gereken tipte değil. perşembe tsi 17:00 ile pazar tsi 08:00 arasında haftada 1 kez girmeniz ve yaklaşık 20 dakikanızı ayırmanız oyunda yükselip zirveye oturmanız için yeterli. unutmayın ki bu oyun 10 küsur yıldır tüm dünyada oynanıyor ve sürekli değişiyor. değişiklikleri takip edip forumları okuyun. bölge ve küme forumlarına katılın. kurallara uyun hile yapmayın. hile yapanları şikayet edin. emin olun ki tek bir şikayet bile inceleniyor 100 kişinin şikayet etmesi ile 1 kişinin şikayet etmesi arasında hiç bir fark yok. size geri bildirimde bulunulmadığı için sürecin geri kalanından haberiniz olmayacaktır, lakin suçlular cezasız kalmaz ve cezalar çok değişkendir. oyunun ceza sistemi mantıklıdır. sizin bence şöyle olsun dediğiniz şeylerin hepsi ve daha fazlası mevcuttur ama siz göremezsiniz ki bu da mantıklıdır. cezalarda önce cezayı verene sonra bir üst merciye şikayet hakkınız vardır. her insan gibi yöneticiler de hata yapabilir bunu insani bir dil ile söylerseniz yapılan hatadan anında u dönülecektir.

    kural 26: iyi oyunlar, umarım bu adım adım hattrick size yardımı dokunmuş ve oyundan zevk almanızı sağlamıştır.
  • beni tuhaf ilişkilere sürüklemiş oyundur. sene 2008 falan. ogame'den sonra yeni bir online oyun arayışına girmiş ve yaklaşık 1 sene önce de hattrick'i keşfetmiş bir üniversite öğrencisiyim.

    ilk başlarda öylesine sıkıntıdan oynamaya başlasam da, gittikçe başında daha fazla vakit geçirmeye, derslerden falan geri kalmaya, geceleri sabaha kadar forumlarda yazışmaya kadar varan bir bağımlılığa dönüştü bende. öyle ki, haftalık gelişim için güncelleme yarım saat gecikse hemen modlara falan yakınıp, esip gürleyen bir psikopat manyağa dönüştüm. tabii oyunu iyice öğrenip milli takıma oyuncu vermeye kadar gitmişliğim var. ama yetmedi. bir şekilde o camiada adımı, oyunu oynamayı bıraktıktan sonra bile unutulmayacak şekilde duyurmam gerekiyordu. bunun için de milli takım antrenörlüğünü kafaya koydum. ki o zaman türkiye milli takımı daha yeni dünya 2.'si olmuş. yani zaten başarılı bir durumda ve bana gelene kadar kimler var.

    sonra şöyle genel olarak milli takımlara bakınırken bazı takmların çok iyi, mükemmel vs. yetenekte oyuncularla habire dünyanın son sıralarında kendi çapında takıldıkları gözüme çarptı. çok tuhaftı, bir milli takımda nasıl çok iyi yeteneğe sahipo oyuncu olabilirdi. bilmeyenler için şöyle açıklayayım, 1'den 20'ye kadar yetenek ratingleri var. 1 en zayıf, 20 engüçlü. çok iyi dediğimiz olay yanlış hatırlamıyorsam 8. sırada. yani herhangi bir takımda bulunan sıradan bir rating. ama gel gör ki, bu ülkelerin milli takımlarında var bu tarz oyuncular.

    sonra gözüme uganda'yı kestirdim ve uganda liglerini incelemeye başladım. bir de ne göreyim? oyunu oynayan kişi sayısı bir eelin parmağını geçmiyor. dedim adamlarda herhalde yokluktan dolayı bilgisayar fala yok **. sonra kendi kendime dedim ki, ben niye oradan takım alıp sonra da milli takım hocası olmuyorum ki? sonra da türk forumlarına girip uganda'da yaşıyorum falan diye milleti kandırıp, gündem olurum. tabii bu o kadar da kolay bir şey değil. ip adresin hangi ülkedeyse, sadece oranın takımını veriyorlar sana. zaten bu oyun biraz tok satıcı gibi davranıyordu hala öyle midir bilmiyorum. takım almak için başvuru yapıyordun, sebepsiz reddediyordu. 3-4 kez başvurman gerekiyordu falan. olur olmadık şeylerden banlıyordu falan. neyse, proxy programları kullanarak başka ülke ip adresiyle bağlanıp öyle takım almaya çalıştım. ama yemediler. bir bok olduğunu anlayıp 10 kez üst üste reddettiler. ben de böyle olmayacağını anlayıp, vazgeçtim.

    sonra bir gün facebook'ta takılırken bizim ünide okumaya gelen afrikalı bir arkadaşın paylaşımını gördüm. çocuk moritanyalıydı. sonra kendi kendime dedim ki "lan ben bunun yerine olsam hemen oradan takım alırdım." o anda aydınlandım ve evreka diye bağırdım evde. hemen gidip moritanya milli takımına baktım. ama moritanya oyunda olmayan bir ülkeydi. tam şansıma söverken aklıma bir fikir daha geldi. pekala ugandalı birini arkadaş olarak ekleyebilir ve amacıma ulaşabilirdim. hemen facebook arama kısmına uganda yazıp, kişi profillerine bakmaya başladım. ekleyeceğim kişinin ingilizce bilmesi gerekiyordu. teker teker profillere girip ingilizce paylaşım yapan birini bulmaya çalışıyordum. tabii o zaman facebook'ta herkesin her şeyi kamuya açık olduğu, düzenleme falan olmadığı için * paylaşımların hepsini görebiliyordum. sonunda 23-24 yaşlarında bir kadın buldum. bayağı siyasi paylaşımlar falan da yapan aktif bir ablamızdı. tamam dedim, ben buradan girerim, bağlantıyı kurunca da bu ufak isteği kırmaz diye düşündüm.

    konuşmaya başladım. tanıştık, ettik falan. planladığım gibi siyasi konulara girdim. tam 2008 abd seçimleri öncesi. obama'yı babam gibi sevdiğimi falan söyledim. mc cain allahın belası bir düzenbazdır falan giydiriyorum. facebook'taki paylaşımlarım falan da hep bu yönde. her an eve antifa'dan çelenk falan gelebilir yani o derece. hepsi sadece uganda'dan bir takım alabilmek uğruna. takımı alsam ne yapacağımı da bilmiyorum. belki türkiye'den giriş yaptım diye yine banlayacaklar. ama ergenlik zamanları işte. geleceği planlayabilen biri olsam zaten bunu yapacağıma oturur dersimi çalışırdım.

    o yaz böyle aylak aylak bu oyunu oynayarak geçirirken nihayetinde yaz bitti ve okullar açıldı. vize zamanı sınavlardan patır patır dökülünce ailem haklı olarak başımın etini yemeye başladı. mecburen oyunu tak diye yarıda bırakmak zorunda kaldım. finallerde bütünlemelere kalınca da okul bitene kadar oynamamaya söz verdirdiler. daha ikinci sınıftayım düşünün. neyse ben yine de kadınla bağlantıyı koparmıyorum, çünkü bir gün oyuna geri döneceğimi biliyorum. doğum gününü kutluyorum, paylaşımlarına yorum yapıyorum, duvarında paylaşım yapıp etkileşimde kalmaya çalışıyorum falan. obama kazanıyor seçimi, beraber seviniyoruz. hala öyle sıkı fıkıyız. ama tabii bu arada oyunu bırakmamın üzerinden haftalar, aylar geçiyor. yaşadığın şehirde üni kazanmak iyi bir şey değil aga. istanbul'da okuyorum sözde ama ailem de orada aq. insan istiyor ki ayrı evde kalayım, üniversitede okuduğuu anlayayım falan. bak tam şu sıralar tercih zamanı. tercih yapacaklar ne yapsın etsin, ailesinden uzakta okumaya baksın. yoksa liseden farkı kalmıyor aq.

    neyse, bu kadar süre oyundan uzak kalmak, bağımlılığı unutturuyor, hevesi yavaş yavaş bitiriyor bende. oyunda tanışıp dışarıda buluştuğum kişilerle bile nadir görüşür hale geldim bu süreçte. bu arada ugandalı kadınla irtibatta kalma isteğim de giderek azalıyor haliyle. yavaş yavaş daha az sıklıkta konuşmaya başlıyoruz. sonra hepten kesiyoruz irtibatı. ama hala arkadaşız. bundan 2-3 sene sonra kadın evleniyor. o zaman tebrik ediyorum. 1-2 sene sonra çocuğu doğuyor, iyi dileklerimi gönderiyorum falan. ama o kadar. üniversiteden mezun oluyorum, obama tekrar seçiliyor, işe giriyorum, trump kazanıyor, evleniyorum, trump 1 dönemi zar zor tamamlayıp postalanıyor, yerine bunak biden geliyor vs. vs. ama bu süreçte hiç konuşmuyoruz. dün çocuğunun okul üniformasıyla fotoğrafını gördüm. birlikte çekilmişler. sonra belki 10 yıldan fazla bir süre sonra birden bu kadınla muhabbetlerimizi, hepsinin sadece bir oyunda bir hesap açabilmek için olduğunu hatırladım. o fotoğrafı beğenip altına yorum yaparken hattrick'i unutalı çok uzun zaman olmuştu. dünyanın hiç gidip görmediğim bambaşka bir ikliminde, bambaşka şehirlere, sokaklara gözünü açan bir insanla, hiç karşı karşıya gelmeden, dangalakça bir bahaneyle kurduğum ilişkiyi düşündüm. bu seviye bir absürdlük sadece bir ergenin fikri olabilirdi. zaten ben diego dur allahını seversen zaten ortalık karışık'taki diego'yu da seneler önce bulup eklemiştim. geçmişimizde hepimiz yanlış işlere karıştık. hayat çok garip vapurlar filan.
  • oyunda tutunmak için öncelikli olarak gereken şey: sabır.

    takımınızı ilk aldığınızda muhtemelen 6.-7. ligde olacaksınız. her sezon şampiyon olup bir üst lige çıksanız bile (ki bu çok çok zor) bu ömrünüzden 2 yıllık bir süreyi (her sezon 4 ay sürüyor) alıp götürecek. türkiye’de şu an 35.000 küsur takım var, 27.000’inin sahibi var ve aktif olarak mücadele veriyorlar. oyuna ilk başladığınız günlerde hedefi sadece 8 takımın oynayabildiği süper lig olarak koyarsanız, üstüne üstlük aceleci bir yapınız varsa oyundan keyif alamayacağınız gibi çok da çabuk soğursunuz. o yüzden tavsiyem sadece günü, sezonu yaşamanız.

    plansız programsız ilerlemek iyi değildir. ama gördüğüm kadarıyla söylüyorum aşırı plan ve kurgu yapmak da iyi değil bu oyunda. “3-4 sezon bu ligde kalayım, sonra ekonomiyi müthiş hale getirip başlarım üst liglere çıkmaya” diyen çok takım sahibi gördüm. planlar, çoğunun elinde patladı. askere gidenler oldu, evlenenler oldu, iş hayatının yoğunluğundan zaman ayıramayanlar oldu. kimisi düşündüğünü üç aşağı beş yukarı yaptı ama bulunduğu kümeye alttan çıkan üstten düşen takımlar sebebiyle mağdur oldu, tam palazlanmışken ezildi. o yüzden bana göre en doğrusu oynadığın dönem içinde mümkün olduğunca çok şampiyonluk almak. çünkü oyuna ne zaman son vereceğin belli değil. bu şekilde en azından oynadığın dönemde aldığın keyfi en üst seviyeye çıkarabilirsin, emeklerin de boşa gitmez.

    oyundan zevk almanı sağlayacak bir diğer unsur da taraftarlık paketi. çok pahalı bir şey değil, ayda 5 liraya geliyor fiyatı. ama transfer yaparken işin kolaylaşır, basın açıklamaları yapabilirsin, oyuncuların tiplerini görüp mevki ayrımı yapabilirsin, şeref listene emektar oyuncularını ekleyebilirsin, bayrak koleksiyonu yapabilirsin. bu paket olmadan da işler yürür ama bunu alıp oynamak bence daha keyifli hale getiriyor oyunu.

    plan yapmanız gereken asıl konu takıma antrenman vermek. ilk başlarda (hatta çok uzun bir süre) düzenli bir antrenman programınız yoksa, antrenman verdiğiniz bölgede 17-18’lik genç oyuncularınız yoksa yaşama şansınız yok gibi. işler birazcık büyürse stat ve sponsor gelirleriyle çarkı döndüremezsiniz. oyuncu yetiştirin, satın, yetiştirin satın. böylece eksik bölgelerinize bulunduğunuz ligin gücüne göre takviyeler yapabilirsiniz.

    çoğu insan oyuna ilk başlandığı dönemde çabuk seviye atladığı için kalecilik antrenmanı verilmesini önerir. ben bundan farklı düşünüyorum. en fazla 2 kaleci oynatabiliyorsunuz. perşembe günleri antrenman güncellemesinde heyecan yaşamak istiyorsanız daha fazla oyuncunun seviye atlama ihtimali olan bir bölgeye antrenman verin. örneğin 10 kişiye antrenman verme şansınızın olduğu defans gibi. böylelikle her hafta bir oyuncunuzun seviye atlama şansı olabilir ve oyundaki heyecanınızı da kaybetmemiş olursunuz.

    hangi bölgeye antrenman verirseniz verin, yetiştirdiğiniz oyuncuyu en doğru zamanda elden çıkarın. 22-23 yaşında oyuncunuzun ulaşacağı seviye/fiyat oranı en iyi seviyelerde olacaktır. bu yaştan sonra oyuncunun seviyesi daha da yavaş yükselecek, yükseldiğinde de maaşı katlandığı için alım bedeli düşecektir. çok para kazanmak istiyorsanız duygusal davranmadan, yaşı geldiğinde oyuncuyu elinizden çıkarıp, gelen parayla başka çözümler düşünmek zorundasınız.

    oyuncuyu satarken kar etmek kadar alırken de kar etmek de önemlidir. sabahın erken saatlerinde ya da gece geç saatlerde online kullanıcı sayısı azaldığı için ortaya güzel fırsatlar çıkabilir, bunları değerlendirmeye çalışın. genel olarak ise oyuncu alımını sezonun 11. ile 16. haftaları arasına, oyuncu satışını da 5. ile 10. haftalar arasında denk getirmeye çalışın. bu şekilde karınızı daha da arttırabilirsiniz.

    antrenman verirken mümkün olduğunca basit düşünmeye çalışın. “x seviye atlasın sonra satacağım” en iyi mantıktır. oyunda “teknik forvet aldım dünya dışı olsun, bir de pas antrenmanı vereceğim süper olacak” gibisinden konuşan tipler vardır, onlara aldırmayın. onu vereceksin de, adam sakatlık yaşamayacak da, o dönemin piyasa koşullarına göre iyi para edecek de… ölme eşeğim ölme. unutmayın kısa yoldan paraya giden yol, en iyi yoldur.

    takım kurarken bir bölgeye hayvan gibi abanmayın. dengeli takım kurmaya çalışın. bugüne kadar orta sahaya adam yığıp iyi sonuçlar alanlar çok oldu, gelecek sezondan itibaren bunun önü kesilecek. o zaman bu uyanıklar ne yapacak merak ediyorum. adamın orta sahasında xavi, iniesta, gerard oynuyor, defansta ismail güldüren, yasin çakmak, baki mercimek, kalede de hayrettin demirbaş. yok böyle bir mantık. maaştan kısıp kısa yoldan başarıya ulaşmak isteyenler bu işi bırakacak artık mecburen.

    sürekli yukarı doğru gitmek çok zordur. bazen bulunduğun kümeden sıktın sıyrılabilir, takımlar ters gelebilir, çok güçlü gelebilir. hiç zorlama, sal kendini aşağıya. yeni deste yeni şanstır.

    “ben sosyal bir insanım, illa ki birileriyle konuşmam lazım” diyorsanız mümkünse arkadaş olacağınız tipleri kümenizin dışından seçmeye çalışın. çünkü işin içinde bir rekabet var, sonunda öyle ya da böyle kuyruklar birbirine karışıyor ve problemler baş gösteriyor. canınızı sıkmak istemiyorsanız özellikle buna dikkat edin.

    oyundaki tek macera lig değil, bir de sezonun ilk haftası başlayan türkiye kupası var. buradan ek gelir elde edebilirsiniz. ama sahanıza maç getirmeniz lazım. üst liglerde oynayan takımlar için bu çok zor, ancak son 32’de falan mümkün olabiliyor. gidebildiğiniz yere kadar gidin ama kendinizi çok kasmayın, böylece ligden kopmamış olursunuz. türkiye kupasını almak gerçekten zor bir iştir, teknik dehayla falan izahı yoktur, para konuşur. ilerleyen turlarda takıma takviye yapmanız gerekir, tutmazsa ve elenirseniz çok canınız sıkılır. boşu boşuna elinizdeki de uçar gider. türkiye kupası bir ütopyadır, garantisi olan, tarihinize ekleyebileceğiniz bir lig şampiyonluğu, birkaç kupa turuna feda edilmeyecek kadar önemlidir.

    teknik bilgiler sebebiyle ne kimseyi gözünüzde fazla büyütün, ne de küçük görün. bu oyunda bir gerçek var: para konuşur. bir kullanıcının teknik bilgilerinin takıma yansıması, taktikleri, takımına etkisi şusu busu % 10’u hadi bilemedin % 15’i geçmez. paran varsa oyuncu alabilirsin, paran varsa maaş ödeyebilirsin, gerisi teferruat. kendini jose mourinho sananlara, “maçta şu kanattan yüklendim, maksimum bilmemkaç atak şansım vardı, ortayı x kadar aldım, bla bla bla” diyenlere aldırma, bak dalgana. dediğim gibi oyunu yiyip yutsan bile para konuşur.

    şans faktörü de oyunda çok önemli. kullanıcıların sürekli yakındığı, lanet ettiği bir oyun motoru var. olmadık maçlarda yenilmene sebep olabilir. “bu da işin cilvesi” deyip önündeki maçlara bakmak en doğrusu, yoksa motora lanet ede ede, bağıra bağıra gidersin maazallah. sen bildiğin doğruyu, elinden geleni yap motor da bir yerden sonra yüzüne gülecektir, şanssızlık hep aynı şekilde devam etmez.

    sözün özü keyifli bir oyundur. fm ile cm ile kıyaslama yapmadan, onların mantığını aramadan, kendi bulduğun doğrularla ilerlersen sezonlar ard arda devrilir, zamanın, yılların nasıl geçtiğini anlamazsın.
  • takımınızdan kovarak kaderiyle oynadığınız futbolcuların ne hale geldigini "en son lahmacun yiyip viski içiyor, uzun hava okuyor iken göründü." gibi cümlelerle yüzünüze çarpan oyun.
    (bkz: lahmacun yerken viski icmek)
  • amele 'lerden oluşan bir takımı adam etmek için günler haftalar aylar boyunca sürekli eğiterek futbol oynamayı öğretim derken bağımlılık yapan, ogame denilen illeti bana unutturmuş. ogamede üst sıralardan kendi istediğimle bırakmamı sağlayabilmiş cm ve fm den öte harika menejerlik oyunu. ayrıca ogame den daha bağımlılık yapabilmekte, ben bugun bunu gördüm.
    (bkz: yağmurdan kaçarken doluya tutulmak)
    ve çok değerli sponsorlarımın her antremanına baklava göndermesini buradan ayakta alkışlıyorum her nekadar kendim tadamasamda.
    unutmadan söyliyimde sonra darılmasınlar;

    "her galibiyet sonrasında sokakta halay çeken taraftarlarımıza sesleniyorum. bu galibiyet serisiyle devam edersek süper lige çıkmamız engellenemez önümüz açık. söz veriyorum haftaya gerekli çalışmlarımızı yaparak stadımıza ek kapasite için inşaat çalışmalarına başlayarak 30.000 kişilik arenaya dönüştürecez. sizlere daha gelişmiş bir atmosferde maç izlemenin keyfini yaşatacağım, hepinize teşekür eder saygı sevgiyle selamlıyorum."
    ve takıma yeni yıldızlar kattıktan sonra oflayıp puflayan "yeni bi transfer, taşınacak yeni kramponlar demek. bu ne biçim iş kardeşim" diyen malzemeci tez zamanda kovucam dip not olarak belirteyim. bende bıktım bu şerefsizin her seferinde dırdırından.
  • sectigim takim isminin cok tahrik edici oldugunu soyleyerek ba$vurumu geri cevirmi$ kurum kurulu$ .halbuse sectigim takim ismi kendi soyadimdi .
  • geçen bir adamın adını söylediler. dedim ben bu ismi tanıyorum ama nereden? ilkokul arkadaşım mı başka bir kişi mi diye düşünürken yıllar evvel alt yapıdan çektiğim ilk iyi oyuncu olan sanal bir futbolcunun adıymış. hattrick işte adamın kafasını böyle doldurur.
  • bir zamanlar 1 milyona yaklaşan kullanıcı sayısı artık 700binin altına düşmüştür. gün geçtikçe kan kaybediyor.
  • nefis bir menejerlik oyunu...dünyanın her bir yerinden insanlar oynuyolar...baya bi kalabalık...futbolcu transferi,coach ve staff transferleri,taktiler,antremanlar,stadyum ismi we koltuk sayısına kadar ayrıntılı bicimde oynanabilen fantazi futbol oyunu...mac kazanmaya basladıkca taraftar sayın artıyo we taraftar sayın arttıkca paralar gelmeye baslio...her hafta macına kadar traning ve transferlerle ugrasıp haftasonu ise maca konsantre oluyosun...baya bi eglenceli oyun...
  • 2006-2007 yılları arası maaşların oyuncular geliştikçe kazancımı kat kat geçmesi sonucu batmamak için genç ama muhteşem oyuncularımı satıp pyunu bırakmıştım, geçen gün içime şeytan girdi ve tekrar bir takım aldım. dün takımım verildi ve başladım. 4 sene öncesine göre kıyaslanamayacak kadar değişmiş ve zorlaşmış bir oyun halini almış. bu zorluğu, nazı, kaprisi çok sıkıcı. önceden takım alınca 200000 lira veriyordu şimdi yok şu özelliği değiştir, yok maç talimatı ver 15 000 tl kazan falanda filan... yaptım ama sabreder miyim bilmiyorum.
hesabın var mı? giriş yap