• akplilerin sürekli yaptığı şey. genelde de hep akpliler yapar bu hasbihali. sanıyorum patentini filan aldılar. yanlışlıkla izinsiz hasbihal yaparsanız yüklü bir para cezası ödersiniz aman ha. allah bir gün bize de nasip etsin hasbihal yapmayı dostlar.
  • hasbihal kelimesi aslen "hasb-ı hal" terkibinden gelir.

    buna da "hali hesap etmek", yani isterseniz halin muhasebesini yapmak diyebiliriz.

    hasbi kelimesi de hesap kökünden geliyor fakat hasbihalin kökü hasbi değil. dediğimiz gibi: hasb-ı hal. hasbi hal değil.

    hasbi aslında hesabi ile aynı şeyken anlamı "hesapsız, karşılık beklemeden" demektir. bu da kelimenin hasbeten lillah yani allah'tan bir şey bekleyerek, allah'ı hesap ederek anlamındaki ifadenin kısaltılmış hali oluşu sebebiyle öyle.
  • muhafazakar neo elitlerin yapmayi en çok sevdikleri nane. türkçe “sohbet ediyoruz” demek zinhar sakıncalı.

    (bkz: hasb-i hal etmek)
  • ak parti'nin başkan, yönetim, aday kadrosu gibi kişilerin yaptıkları sohbete verdikleri isim. genelde bunlar kullanıyor.

    "ev toplantısında bıdı bıdı mahallesinin vatandaşları ile hasbihal eyledik, sorunlarını dinledik"

    hasbihal diyince aklıma ak gençlik geliyor ulan.
  • akplilerin 'sohbet' yerine kullandığı arapça sözcük. bence boşuna kasıyorlar, çünkü sohbet sözcüğü de arapçadan geliyor.
  • bu kelimeyi duydukça kendimi gülmekten alıkoyamıyorum. birisi söylesin yada görmüş olayım istemsiz gülmek geliyor içimden.
  • tevfik fikret'in şermin'inde yer alan bir şiiridir.

    şermin, tevfik fikret'in yayımladığı son kitaptır. 1914 senesinde çıkan bu kitap, çocuklara hitaben yazılmış şiirlerden oluşmaktadır. hasbihal de bu şiirlerden bir tanesidir. fikret, çocuklara hoş nasihatler sıralamıştır. dinlemek isteyenler için: trt arşiv okumak isteyenler için de şiiri aşağıya bırakıyorum:

    ooh, yavrular! seyrederken
    sizi her gün penceremden
    hatırıma neler gelir...
    -mâzi, o bir definedir;
    onu biraz açsan fırlar
    birçok zehir hatıralar;
    o mezarın çıyanları,
    akrepleri, yılanları!
    fakat sakın korkma, ara;
    ara, ara, daha ara;
    göreceksin, o medfenin*
    biraz kuytu, biraz derin
    yerlerinde neler, neler
    ne tükenmez hazineler
    saklanmıştır... vaktiyle biz
    ne sıkıntılar çekmişiz
    okumak, öğrenmek için;
    düşündüm de güldüm demin.
    size ne mutlu çocuklar!
    güzel kitaplarınız var;
    hocalarınız da iyi,
    öğretiyorlar her şeyi;
    tahta, rahle, hep mükemmel;
    hiçbirisi yoktu evvel.
    hasırlarda sürünürdük,
    evlere hep cahil döndük.
    bize nispet bugün birer
    küçük âlimsiniz sizler.
    okuyunuz: okuyanlar
    çok şey bilir, çok şey yapar;
    muradına onlar erer,
    cennete de onlar girer;
    onlar cidden mesut olur,
    bu geçit pek korkuludur:
    öğrenmezsek yolu, izi,
    yolda kurtlar kapar bizi!
    okumalı, oynamalı.
    hiç işsiz oturmamalı.
    işledikçe bu makine
    çarklarına, dişlerine
    kuvvet gelir. boş duranın,
    tembel tembel oturanın,
    bu asırda ekmeği yok.
    evet, işsiz oturan çok;
    fakat hepsi de tok değil,
    işsiz duran pek çok değil.
    işlemeli el, kol; bunlar
    işledikçe boğaz doyar.
    insan gözleriyle görür...
    “alet işler, el övünür”
    derler, her söze kanmayın.
    işitin de inanmayın!
    el tutarsa yürür saban,
    eldir sabanı da yapan.
  • bu ara takım elbise giyip kendini mühim kişi sananların sosyal medyada bolca kullandığı kelime.

    sanırsın biden ve putin'le görüşmeye gitmiş.

    bay bilmemne ile memleket meseleleri hakkında hasbihal ettik.

    euro/dolar paritesini masaya yatırmış sanki.
hesabın var mı? giriş yap