• yaygın olarak genç hans holbein diye bilinen, 1497 doğumlu alman ressam, ilüstratör (sic.) ve baskı ustası. bir yüzyıl sonra kuzeye ulaşan rönesansın temsilcileri arasında görülür. ressam olan büyük/yaşlı/moruk/olgun holbein adlı babasının yanında yetiştikten sonra ekmek parası için ingiltere'nin yolunu tutmak zorunda kalmıştır, zira reform hareketlerinin göbeğinde ikonalara sıcak bakmayan protestanların gazabına uğraması olasıdır. kimsenin gazabına uğramasa bile, siftah yapmama ihtimali yüksektir. oysa ingiltere'de cıvıl cıvıl bir sekizinci henry (henry viii) iktidarı vardır. kadın üstüne kadın alan henry'nin sarayında, meşhur anne boleyn'in de aralarında olduğu pekçok portre yapmıştır.

    şanının günümüze kalmasının arkasında ise elçiler tablosu durmaktadır. özellikle tablonun alt-ortasında diyagonal şekilde yerleştirilmiş ne idüğü belirsiz figürün, sol alt-kenar açıdan bakıldığında bir kuru kafa halini alması şanına şan katmıştır. böylece kandırıkçılar ekolünün babaları arasına giren holbein'ın neden böyle bir şey yaptığı hâlâ meçhuldür, hakkında pekçok teori vardır. sadece böyle yapıp bıraksa iyiydi ama beyin kıvrımlarımıza garezi olduğu için, sol üst köşede, perdenin arkasında, çarmıha gerilmiş isa figürlü bir haç gizlemiş, elçilerden bize göre soldakinin elindeki kamaya, sağdakinin kolunu yasladığı kitabın yanına yaşlarını yazmıştır. ayrıca dönemin kültürüne uygun, eğlence, bilgi, görgü gibi şeyleri simgeleyen pekçok irili ufaklı nesneyi kılı kırk yararak betimlemiştir ki kimbilir ne anlamlar saklıdır onlarda. fondaki ağır yeşil perde, elçilik gibi sürekli seyahat ve hareket gerektiren bir görevle zıtlık yaratacak şekilde iç mekan ve durağanlık etkisine vurgu yapar. iki figür de fransız olduğu halde soldaki sağdakine göre daha civcivli, daha şık ve canlı durmaktadır. sağdaki ise bir nevi ishal olmuş da geceyi kenefte geçirmiş haliyle bizi süzmektedir. bunun nedeni soldakinin elçi, sağdakinin ise piskopos olması olabilir, ki ben böyle yorumlamayı tercih ediyorum, keyfim bilir. ayrıca sağdaki kişinin georges de selve değil de soldaki jean de dinteville'in kardeşi olduğu, sonradan değişikliğe uğratıldığı da iddia edilmektedir. gördüğümüz gibi gizemle kuşatılmış bir tablo yapmıştır holbein ve harika tekniğinin ve yeteneğinin yanı sıra sırlar dünyası tadında bir tablo yaparak, gizemci yanıyla da bugün bu saatte çenemizi yormamızı sağlamıştır.

    türkçesine ulaşamadım, çevirmek de zor geliyor, çemkirecek olanlara kusura bakmayın diyorum; holbein'in bu meşhur tablosunun üstüne dönen tartışmalar için bakınız:

    http://www.nationalgallery.org.uk/…-ambassadors.pdf

    ayrıca durduk yere bu konuyu aklıma getiren entry için de andrew'a teşekkürler. the art of deception/@andrew adresinden ilham kaynağıma ulaşabilirsiniz. öperim.
  • dostoyevski'yi çok etkilemiş ve prens mışkin'i yaratmasında etkili olan tabloyu (bkz: christ) yapmış sanatçı.
  • “hazreti isa'nın mezardaki bedeni” adında bir tablosu var: görsel

    bu tabloyu dostoyevski 1867 yılındaki basel gezisinde görür ve tablodan çok etkilenir. hatta ziyaretin ardından yazdığı budala'da, birkaç yerde mışkin'e tablodan bahsettirir.

    dostoyevski'nin tabloyla karşılaşma ânını karısı anna şöyle anlatıyor:

    “cenevre'ye giderken müzesini gezmek için basel'de bir gün kaldık; kocam birilerinden duymuş, çok güzel resimler sergileniyormuş basel müzesinde... hans holbein'in bu çarmıhtan henüz indirilmiş, insanlık dışı eziyetlere katlanmış... isa tablosunu orda gördük. yüzü şişti ve kanlı yaralarla kaplıydı... genel olarak korkunç bir görünüşü vardı. tablo öyle etkilemişti ki fyodor mihayloviç'i, adeta çivilenip kalmıştı önünde (bu etkilenişini budala adlı romanında anlatmıştır). ben resme bakacak güç bulamadım kendimde... ve müzenin öteki salonlarına geçtim. 15-20 dakika sonra döndüğümde fyodor mihayloviç hâlâ aynı yerde duruyordu. yüzündeki heyecan-korku karışımı anlatım, kendisinde epilepsi nöbetlerinin hemen öncesinde gördüğümün aynısıydı. usulca koluna girip bir başka salona götürdüm, bir banka oturttum. her an nöbetin başlamasını bekliyordum. bereket versin korktuğum olmadı. fyodor mihayloviç yavaş yavaş kendine geldi; müzeden çıkarken, o resme tekrar bakmak için bir kez daha buraya gelmek istediğini söyledi.”
  • "dead christ" adlı tablosuyla ölü peygamber bedenine bakış açısını değiştirmiş ressam. 46 yıl yaşamış, bu tabloyu 24 yaşında yapmıştır. kristeva'nın bu tabloya yaklaşımı da ilginçtir(bkz: julia kristeva)
  • (bkz: lucas kranach)
  • kendisi zamanının en iyi portrecilerinden olması nedeniyle 8. henry'nin de görücüsüdür aynı zamanda. muhtemel gelinleri bi koşu çizip geliverir.
  • lacan'a göre sefirler tablosu ile anamorfotik nesnenin en iyi örneğini vermiş olan ressam. hobisi "yamuk bakmak" olan zizek ağabey, iki sefirin önünde, yerde duran ve anlamsız bir döşeme deseniymiş gibi görünen nesnenin, tabloya yandan ve kafayı hafif yana eğerek (yani, "yamuk") bakıldığında bir kafatası olarak algılanacağını söylüyor bize. merak edenler detaylı bir okuma için şuraya yollanabilirler.
  • (bkz: hans hollein)
  • portre ustası olarak anılır. portrelerinde tabiri caizse kılı kırk yararak çalışmış ressam. bu da her detayda modelin hem karakterine hem de ruhsal durumuna ilişkin ipuçları bulmayı mümkün kılar.
  • eski ahit ile yeni ahit'i görsel öğelerle yanyana karşılaştırdığı eseri ( adı "eski ve yeni ahit'in alegorisi"*) oldukça etkileyici: https://farm3.staticflickr.com/…22_428f22d366_o.jpg
hesabın var mı? giriş yap