• ha-joon chang. kendisi güney koreli olup uzun yıllardır cambridge'de kalkınma iktisadı / kalkınmanın siyasal iktisadı konularında yazıp çizmekte ve liberal/anaakım iktisada güzel güzel geçirmektedir. kurumsal iktisatçılarla arası çok iyidir.

    sanırım geçen sene "reclaiming development" nam kitabı "kalkınma yeniden" adıyla, odtü iktisat bölümünden emre özçelik tarafından türkçe'ye kazandırıldı. okuyun, okutun, çok güzel kitaptır.
  • sikca yazmakta, ve yazdiklari turkce'ye degerli isimler tarafindan kazandirilmakta. kesinlikle kapitalizm karsiti bir tavri yoktur [kendisi de bunu soyler-- kapitalizmi destekledigini acikca ifade etmektedir]. bununla birlikte, "gercekci olalim" diyenlere, "gercekci olursak [tirnak icinde tabii ki] hicbir seyi degistiremeyiz. koleligin kaldirilmasi, kadinlara oy hakkinin taninmasi, irkci duzenlemelerin onune gecilmesi vs. hic de oyle "gercekci olalim" diyenlerce degil, bilakis "gercekci" seceneklerin disinda dusunenlerin mucadeleleri ile kazanilmistir" minvalinde laflar etmektedir.

    kendisi ile yaptigimiz bir soylesi "serbest siyasa" sayfasinda yayinlanacak. onu da yayinlandiginda burada duyururum.
    (bkz: az sonra)
  • (güney koreli olmasına mebni) yazdıklarında aslında biraz da "nası koyduk çocuğu ama!" tavrı saklıdır.

    özellikle "kicking away the ladder" için eleştirim şudur ki, kendisi okuyucuda kalkınma paradigmalarının yalnız iki mutlak kutuptan ibaret olduğunu düşündüğü gibi bir izlenim bırakmakta, kalkınmış ülkeler arasındaki farklılıklara hiç değinmemekte nitekim ingiltere, abd, güney kore sanki bir ve aynı güzergahı seyretmiş gibi bir üslupla yazmaktadır. öyleyse

    (bkz: path dependence)
  • ülkemizin ihtiyaç duyduğu gerçekçi ve kapsamlı kalkınma hamlesine yön verebileceğine inandığım, ekollere hapsolmayan ve ezber bozan ekonomist.
  • (bkz: #79825526)

    ithal mehmet şimşek'in yanında "yerli ve millî" kalan ekonomist.

    eski dostum chang, geçen hafta enflasyonla başı dertte olan arjantin'de ekonomi gündemini bir süreliğine işgal etti.

    yine korumacılık (özellikle genç endüstri kollarında), devletin piyasada aktif rol oynaması ve doğrudan yabancı yatırım çekmenin önemini anlattı. güney kore örneğinden yola çıkarak ihracat teşviklerini ve döviz girdisinin altını çizdi. peki neyi ihraç edeceksiniz? verimli ve kaliteli ürünlerinizi! demek ki faizi yükseltip tasarrufa yönelmeyeceksiniz. aksine sermayeyi (veya ihtiyaç duyulan krediyi düşük faizle sağlayarak) sanayi girişimine (günümüzde bilgi teknolojileri endüstrisine) yatırmalısınız.

    ona göre dolarizasyon, makroekonomik yönetimi abd'ye devretmek demek. ve devletin müdahil olmadığı (veya öyle zannedildiği) hiçbir ülkenin, yüksek refah seviyesinde yaşam standardına ulaşamayacağına inanıyor. iskandinav ülkelerinin geçmişte yaşadığı krizlerden günümüzdeki müreffeh, yenilikçi, sosyal adalete sahip ve ar-ge'ye ciddi pay ayıran kalkınmış ülke konumuna erişmelerini örnek gösteriyor. bunun için insanların var olma biçimlerini değiştirme gereksiniminin farkına varmaları için bazen krize girmelerine ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.

    kaynak 1

    kaynak 2

    eğitimlerde hep şunu soruyorum: çin'in ekonomisi büyük. isviçre, isveç, norveç gibi ülkeler ise kalkınma endeksinin en üst sıralarında. hangi ülkede yaşamak, çalışmak, iş yapmak vs. size daha cazip geliyor? genelde ikinci grubu cevaplıyorlar. yani büyük ekonomiler değil, kalkınmış ülkeler tercih ediliyor. ekonomide anlatılan büyüme masallarını unutun, bunlara aldanmayın. mühim olan kalkınmak!

    bunun içinse yıllardır uygulanan kur ve faiz odaklı liberal anlatı yerine; chang'in geçmişten uygulamalarını sıraladığı şekilde üreten, ihraç eden, katma değer biriktiren, toplumun eğitim ve sağlık ihtiyaçlarını yüksek standartlarda karşılayan, güvenli, çevreye saygılı, gıda sorunu çekmeyen, sosyal güvence düzeni işleyen, bilime ciddi araştırma payı ayıran kısacası yoksulluğu azaltan ve yaşam kalitesini yükselten politikalara geçiş yapmalıyız.
  • kapitalizm hakkında söylenmeyen 23 şey isimli kitabını 2016 da okumuştum. hala ara ara tekrar alıp okuyorum.
    türkçeye tercüme edilmemiş olabilir. öyleyse biri yapsa çok kişi faydalanır.
    yazalı 10 yıl geçmiş, bugüne ait önerilerinin nasıl gerçekleştiğini bugünkü global ekonomiyi, ekonomik kalkınmayı anlamak için başucu rehberidir.
    aklıma gelmişken güncel makalelerini taramak lazım.
  • the myth of free trade and the secret history of capitalism kitabını okuduğum güney koreli iktisatçı. türkçe'ye sanayileşmenin gizli tarihi olarak çevrilmiş. mozambik ile başlıyor, arjantin ile bitiyor kitap. yer yer gelecek kurguları bulunuyor. ayrıca klasik türkiye güney kore ile karşılaştırılır ya işte bu adam güney kore'nin nasıl bu hale geldiğini anlatıyor prolog bölümünde.

    senelerdir liberalizm şöyle kötüdür böyle kötüdür diye gerek ortamlarda gerekse daha ciddi akademik tartışmalarda boy gösterirdim. ha joon chang ile tanıştıştıktan sonra özellikle ingiltere ve amerika'nın korumacı ekonomi politikaları ile gelişmiş ülke konumuna gelip -ki bu politikalar liberal, neo-klasik, neo-liberal ekonomi politikaları ile mümkündür- ardından gelişmemiş ülkelere büyüme yolundaki reçeteler sunduklarını öğrendim. konuyu ciddi anlamda içselleştirdim, zira serbest piyasayı kendi haline bırakınca neler olduğunu izah edebiliyorum. bu konuda ciddi argümanlar var kitapta, bunları liberalizmi savunan arkadaşlarınıza uygulayabilirsiniz.

    unutmayalım ki ülkeler tembel oldukları için fakir değiller, fakir oldukları için tembeller. gelişmiş ülkeler merdivenle zirveye tırmandılar ardından o merdiveni tekmeledir. (bkz: kicking away the ladder)
  • çamaşır makinesinin dünyayı internetten daha fazla değiştirdiğini iddia eden ekonomist. bu düşüncesini çamaşır makinesi ve emek tasarrufu sağlayan benzer cihazların, kadının toplumdaki rolü üzerinde radikal değişikliklere neden olmasına bağlıyor.

    bu tür cihazların, toplumsal dinamikler üzerindeki tüm etkilerine rağmen dünyayı internetten daha fazla değiştirdiği düşüncesi açıkçası pek inandırıcı değil.
  • 23 things they don't tell you about capitalism isimli muazzam eseri, tüm dünya üniversitelerinde ekonomiye giriş derslerinde okutulabilecek kadar önemli bir eserdir. sadece 23 sorunun ışığında kişiyi araştırma-tez odağına yönlendirebilmektedir. das kapital'i okumadan laissez faire laissez passer'i eleştiren cihangir solcularına tavsiye ederim.
hesabın var mı? giriş yap