• 90'da zagrep'teki eurovision'da bizi temsil eden guzel sarki.. kayahan'in arkasindaki lay lay'lar demet sagiroglu'na aitti.. toto cutugno birinciligi italya'ya gotururken bizim 17. olmamiz haksizlikti, muzige politika karisti..
  • kayahan, demet sağıroğlu, iskender paydaş ve ortada yılların eskitemediği harika bir şarkı...

    dünkü disko kralı programında kayahan şöyle bir şey söylemişti, "everyway that ı can"ı kaç kişi peçeteye yazıp istiyor diye. şöyle bir düşününce ne kadar haklı olduğu anlaşılıyor. eurovision'da 1., 3. ve 4. olan şarkılarımız oldu ama hangisini bu kadar severek ve içten dinliyoruz ? hangisine eşlik etmek geliyor içimizden ?

    akşam firarları....
  • 1990'dan beri türkiye eurovision'da 1 tane birinci, 1 tane ikinci, 1 tane üçüncü ve 3 tane dördüncü şarkı çıkardı, son 20 yıl boyunca yalnızca 2 şarkı 17.'likten kötü derece elde etti (1992 ve 1993). yine de benim açımdan türkiye'nin eurovision'a gönderdiği en güzel şarkı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. keşke böyle başka şarkılarla katılsak ve yine sonlarda gezsek..
  • 1990 yılında eurovision şarkı yarışmasında türkiye'yi temsil etmiş parça. bu parçanın türkiye finallerinde birincilik alan orijinal hali, eurovision'da yarıştığı o bildiğimiz halinden çok farklıdır. ilk halinde "haay lal la la la" kısımları bulunmaz, bunun yerine "ah ne zormuş, ah canım sorma hiç kaç gün daha kopar yüreğimde fırtınalar" gibisinden sözler vardır. ulusal finallerde birinci olan şarkının neredeyse yarısının yeniden yazılmasına ebu nasıl müsaade etti hiç bilmiyorum. ayrıca şarkı değişikliğe uğramış haliyle türkiye'de birinci olabilir miydi, veya orijinal versiyonla katılsaydı eurovision'da daha iyi bir derece elde edebilir miydi, bunları da bilemiyorum. zaten bildiğim tek şey varsa o da hiçbir şey bilmediğimdir.
  • gelmis gecmis en guzel turkce sarkilardan biri olsa gerek.
    eurovision performansi da pek ilginc...kayahan'in mimikleri, kendine guveni, o son sahnede gitara kondurdugu opucuk..sanki uluslararasi bir yarismada degil de trt'de yeni yil programinda caliyorlar. oyle rahat.
    iskender paydas'in performansi ise ibretlik. o sehvetle acilan agiz, seksi saclar...bari ona oy vereydiniz imansizlar! sakis'ten* eksigi yok artisi varmis adamcagizin.
  • unutulmamalıdır ki parçada akordeon çalan kişi iskender paydaş adlı sarışın ve karizmatik şahsiyetin ta kendisiydi. eurovisionda da sahnede ahenkle danseden saçlarını savura savura çalmıştı akordeonunu. bu şarkı türk halkını sırf iskender paydaşla tanıştırmaya hizmet etmiş olması açısından bile son derece değerlidir nazarımda.
  • hakikaten tam bir sanat eseri. kusursuz bir şarkı. hangi dönemde hangi bakış açısıyla hareket ediyorsan et, ne kadar ne söylemek istediğini anlamasan da, eğer kalbinle dinliyorsan tek bir yere götürür bu tını seni. böyle güzel şarkının, bu melodinin politikası mı olur, dili mi olur allah aşkına? ben 'öteki' mazeretleri kabul edemiyorum, çünkü gerçekten anlayamıyorum, hangi halk, hangi jüri bu şarkıya en fazla 17. sırayı layık görebilir. güzel bir şey zaten güzeldir, evet. ama güzellikler paylaştıkça, takdir buldukça daha da güzelleşir. kısacası, 1990'da bu şarkıyı dinleyip de oyunu diğer şarkılara veren her 10 kişiden 8'inin anlayışına sokayım arkadaşım.
  • uzun zamandan sonra yine dinledim, melodisi, sözleri, demet sağıroğlu, iskender paydaş ve kayahan'ın sahnede kendilerine güvenlerini gördüm, yaptıkları işe inandıklarını ve zevk aldıklarını gördüm, onları öyle görünce de üstünden 20 yıldan fazla geçse de keyifle yapılan işlerin, iyi işlerin asla kaybolmadığını düşünerek bende geceye keyifle devam ettim
  • şebnem paker'in dinle'si ile birlikte eurovision'a gönderdiğimiz en güzel iki türk şarkısından biridir.
    en güzelidir.
  • yukarıda bir yazar arkadaşın da dediği gibi; “gençlik ne güzel şey. hepsi pırıl pırıl, birbirinden güzel..”

    eurovision'da kayahan ne kadar hayat dolu değil mi? gitarına, gözlerine o ağır melankoli düşmemiş henüz. bu nahif ve hatasız performansı 5 mayıs 1990'da çıkarıyor kayahan. ve maalesef sadece 1 ay kadar sonra, 4 haziran'da kanser teşhisi konuluyor kendisine. 6 ay ömrü kaldığı söyleniyor.

    demem o ki bu güzel şarkı tüm nefasetinin yanında, kaderin cilvesi olsa gerek, hüzün dolu bir milat aynı zamanda. artık var olmayan, biraz biraz anılarda ama kesinlikle çok uzaklarda kalmış bir türkiye portresine, kayahan'ın insana yaşama sevinci veren sesiyle hem acı hem kıpır kıpır bir veda.

    gençlik ne güzel şey hakikaten.

    “akşam firarları..”
hesabın var mı? giriş yap