going the distance

• çoğu kişinin rocky ii'den aşina olduğu, gelmiş geçmiş en başarılı film müziklerinden biridir. farklı enstrümanlar arasındaki geçişlerdeki mükemmel aranjman sayesinde, her bölümünde farklı hissiyatlar uyandırır. karate kursuna giden 5. sınıftaki bir veletten, usta bir film eleştirmenine kadar uzanan geniş bir spekturumda herkesin tüylerini diken diken eden bir şarkıdır.
  başlangıcındaki çan sesleriyle irkiltip, dipten gelip yavaş yavaş yükselen üflemeli enstrümanlarla gaza getirir, 1:30 civarlarında yükselen kemanlarla beraber zirve yaparak gözlerin dolmasına sebep olur. gölgesinde kalmış olduğu eye of the tigerın aksine, hırs ve zafer duygularının ikisini de içinde barındırır.
  ve rocky ii'de maça hazırlanmakta olan balboa'yı bu şarkı eşliğinde seyrederken çoğu zaman düşünür insan, maçtan önce bu şarkıyı balboa yerine apollo creed dinleseydi maçı kaybeder miydi diye.^*
• rocky nin yönetmeni john g.avildsen in 8mm lik kamerayla çektiği prova görüntülerini bill conti ye beethoven ın 6.senfonisi eşliğinde sunması ve akabinde buna benzer bir duygu yakalanması iyi olurdu talebiyle, bill continin beethoven ın 6.senfonisinden daha tanınan bir theme le geri dönmesi sonucu oluşmuş muazzam bestedir. hele parçanın sonuna doğru yaylıların ana temaya hafiften göz kırpmasıyla bambaşka yerlere götürür adamı. sadece yaylılarla perform edilmiş versiyonu da mevcuttur.
• hayatımın en anlamlı parçası,
  sünnetim bu parça eşliğinde yapılmıştı.
  (bkz: rocky)
• rocky ii filmin de adrian hastanede yatmaktadır. bir taraftan da rocky, apollo tarafından maç için sıkıştırılmaktadır... adrian en başından beri bu maç işine sıcak bakmadığından rocky adrian'ı ikna etmekte zorluk çeker. en sonunda rocky adrian'ı ikna eder ve adrian, rocky'nin gözlerine bakarak "kazan" der... tam o sırada bu müzik ağır ağır başlamıştır, rocky ayakkabılarını bağlar ve açıkta gemilerin demirlediği liman kıyısında koşmaya başlarken müziğin o can alıcı tınısıda iyice belirginleşir ! gerçekten, en az gonna fly now kadar başarılı... ya da ben aşırı duygusalım.
• komediyse komedi romantizmse romantizm beklentilerini karşılayan sevimli film.
  
  --- spoiler ---
  
  - maya, statue!
  
  --- spoiler ---
• imdb'den aldığı düşük puanı kesinlikle haketmeyen film. yakın zamanda bende sevdiceğimle ayrılacağım için belki bir kaç ders çıkarırız diye gitmiştik, meğer filmin tek artısı bu değilmiş. baya komik bir film çıktı. drew barrymore da her zamanki gibi dünyalar tatlısı falan. kesinlikle izlenmeye değer.
• bu şarkının doruk noktası yoktur neredeyse, 2.20 ye gelene kadar tempo sürekli artar sonra bir daha artar, bir daha artar, hem tempo artışta gaz verir bünyeye, inanılmazdır, uçurur. ancak 2.20'den sonra yavaşlamaya başlar. şahanedir. ^*
• insanın tüylerini diken diken eden, kanımca rocky soundtrackindeki en etkileyici parça.
• rocky soundtrackinin en güzide şarkılarından birisi. daha en baştaki çan sesleriyle bile irkilip gaza geliyosunuz. (bkz: bill conti)
• can sıkıntısından girilip keyifle çıkılan filmlerden. başlarda biraz sıkılır gibi oldum, olmadım değil ama sonra güzel toparlandı hatta yer yer epey eğlendirdi.
  
  --- spoiler ---
  
  film uzak mesafe ilişkisine daha çok erkek tarafından bakıyor. esas oğlan ve arkadaşları sık sık bir araya gelip durum değerlendirmesi yapıyor, daha çok kız tarafında görmeye alışkın olduğumuz durumları (buluşma zamanı yaklaşırken diyete başlamak, solaryuma girmek vs.) erkek yapsa nasıl oluru gösteriyor - ki hiç de fena olmuyormuş.
  
  --- spoiler ---
  
  yan karakterlerde aşırı titiz abla corinne, dj ev arkadaşı dan, zaman makinesi mucidi kanka box gayet başarılı.
  
  normalde gözüme pek de güzel görünmeyen drew barrymore bu filmde çok hoşuma gitti. özellikle papyon taktığı buluşmadaki vamp hali şahaneydi.
  
  esas oğlan justin long ise adeta keanu reeves ve david schwimmer ortak yapımı gibi, ikisini de andırıyor garip bir şekilde.
  
  sonuç olarak bu türü sevene, boş vakti olana tavsiye edilebilir. yarısında çıkmazsınız en azından.