• bunu da o yapmıştır; sylvester stallone işte, o yazıp yönetmiştir... ilki oscar alınca ikincisi çevrilen ender filmlerden biridir bu.

    serinin en hayırsız filmidir ama "seri" dediğimiz hadisenin gerçekleşmesi için bu filme gerek wardır tabii ki.

    rocky balboa parayı vurmuş, ewlenmiş, karıyla finkirik atmaktadır. tabii hal böyleyken, her gördüğüne "bunu da aliim mi sana edrıyın, dur yanına bi de uçak sardıriym" diye atılan raki parayı tüketmiştir, zaten "pol" da habire skmektedir bunları...

    yenilgiyi hazmedemeyen "apullo", raki'ye bi dövüş önerir, karısı yine karşı çıkar ama "para bitti gitsin kazansın eşşoğlusu" diyerekten fazla da diretmez. hazırlanırlar, boks maçı yaparlar, mickey raki'yi bi şekilde çalıştırır, yawru rahip yine camdan göwdesini çıkarıp şekiller falan yapar [göremedim ki bi gün şu rahibi sokakta, belden aşağısı sürekli çalışıyo mudur nedir?].
  • şöyle de bi soslu öneriym:
    (bkz: rocky), (bkz: rocky iii), (bkz: rocky iv), (bkz: rocky v), (bkz: apollo creed), (bkz: ivan drago), (bkz: mickey).
  • rocky'nin hastanede ağzı yüzü dağılmış vaziyette yatarken hemşirenin "kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" sorusuna "çok yakışıklı" diye cevap verdiği film.
  • kalite olarak hepsinden ayrılan ilk film olan rocky'den sonraki en iyi filmdir bu.. zaten kalite olarak 1-2-3-4-5 şeklinde gider seri.. 1'den 5'e kadar devamlı bir düşüş vardır..
  • küçükken seriyi izlemistik tabii hepimiz, demin smanyolu tv de izlerken bu efsaneyi eskiden farkina varamadigim bir seyi gördüm :
    boks maçi esnasinda atilan yumruklar, bu kadar mi fake olur, yalandan olur, dolandan olur, siyirip geçer ama 2 ton basar, salyalari serpistirir, yanaklari dalgalandirir, saçlari ahenkle dans ettirir hatta salsa yaptirir?
    yo, yo, olamaz..
    benim çok uykum var...
  • ilk filme flashback ile geri dönersek, dünya ağırsiklet boks şampiyonu apollo creed ünvan müsabakasına çıkacak olan rakibi maç öncesi sakatlanınca, "bu seferde halktan biri dövüşeyim, şenlik olur" diyerek amatör bir boksör ile dövüşmeye karar verir. takma ismini ilginç olması nedeni ile italyan aygırı, rocky balboa isminde karar kılınır. bu sırada rocky, geceleri dövüşen arada tefeci tonynin fedailiğini yapan bir elemandır. her ne kadar apollo creed bu müsabaka şov olacak diye kendini salsa da, rocky hırs yapmakta, apollonun antrenörü duke ise " olum bu adam solak bak ters gelir, sakatlık olmasın" diye apolluyu uyarmaktadır. neyse efendim, dövüş başlar, 15 round boyunca apollo ile rocky kıyasıya dövüşür, birbirlerini adeta mundar ederler; sonunda hakem kararı ile apollo creed kazanır.

    rocky ii ise direk bu filme bağlantı ile başlar. hastanede rocky için apollo, ben bu adamı küçümsedim, amatör diye fazla örselemedim, kireç buz tutmuştu, sahaya sis inmişti, o yüzden nakavt etmedim demekte, rocky sessizliğini korumaktadır. doktorun dediğine göre rockynin sağ gözünün şaftı kaymıştır, hastaneden taburcu olduktan sonra boksu bırakmak zorundadır. uzun bir nekahat döneminden sonra rocky, önce adrian ile evlenir; daha sonra tektükte olsa reklam tekliflerini değerlendirmeye alır, ama oyunculuk yeteneği pek olmayan, replikleri söyleyemeyen italyan aygırımız bu işten para kazanamaz. ilk dövüşten aldığı parayı ise, adeta har vurup harman savurmaktadır; gider pahalı bir ev alır, araba alır; bu arada sürekli konuşmaktadır, bu odada çocuklarımız fifa oynar, bu köşede paul zıbarır gibi kendi kendine söylenmekte, meriç erkandan nameler sunmaktadır. gel görki paralar suyunu çekmeye başlar, üstüne üstlük adrian hamile kalır; italyan aygırımız ekmek parası için iş aramaya başlar, ama tahsil desen yoktur, kabiliyet hiç yoktur, kasapta çalışmaya başlar, işten çıkarılır; adrian ise pet shoptaki işine geri döner; rocky abimizin tek çaresi gene dövüşmek gibi görünmektedir. ancak kör olma ihtimali, baba olacağı düşüncesi aklını karıştırmaktadır. arada mikeın yanına gider, abi paspas bile yaparım bana iş ver demektedir.

    apollo cephesinde ise işler karışıktır. rockyi nakavt edemediği için evine mektuplar yağmakta, "senden bi cacık olmaz" diye mesajlar gelmektedir. duke ise bu duruma, "yahu apollo puanla da olsa yendin ne gereği var, adam solak zaten bi sakatlık yapmasın" gene demektedir. ama yok, apollo kararlıdır; rockyi 2 raundda yere serecektir. hatta o kadar hırs yapmıştır ki, ben bu adamı philadelphiada şehrinin ortasında şabalak edicem demektedir. en nihayetinde dövüş teklifi yapılır, meteliğe kurşun atan rocky istemeden de olsa kabul eder.

    ancak rocky antrenmanlarda savsaklamakta, aklı başka yerde durmaktadır ki mike delirir, aklını başına toplasana be aygır demektedir; sebep sonra anlaşılır, rockynin götü 3,5 atmaktadır, baba olacağı için sakat kalmaktan korkmaktadır. adrian ise karnı burnunda çaılşmaktadır derken bir akşam rahatsızlanır, hastanelik olur, müşahedeye alınır; rocky işi gücü bırakıp günlerce başında bekler, hatta öyleki oğlu daha adrian hastaneye yatırılır yatırılmaz dünyaya gelmiştir ama rocky adrianın başından kalkıp velede bakmaya gitmemiştir.

    günler geçer, adrian gözlerini açar, velette getirilir kucağına verilir, dünyanın en mutlu insanı olan rockyye beklenmeyen emiri adrian verir. "kazan".
    o ana kadar sürekli savsaklayan rocky hırs yapar, muazzam bir hırsla dövüşe hazırlanmaya başlar. philadelphia halkı, italyan aygırları ile gurur duymakta, onla koşmakta, onla yumruk atmakta; onunla gülmekte onunla ağlamaktadır adeta.

    dövüş anı gelip çattığında ise, işler ilk sefer gibi değildir. ilk seferinde gayet ortada bi dövüş olurken bu sefer apollo var gücü ile nakavta kasmaktadır. sol kolunun yanısıra sağ kolunu da kullanmayı öğrenen rocky, dayağın hasını yemekte ama dayanmaktadır. 14 raund böyle geçer. apollo sayı olarak uzak ara öndedir, 3 dakika boyunca rockyden kaçsa bile, kazanacaktır k, duke "nakavta kasma bırak yendin işte" desede apollo, bu seferde nakavt edemezsem dalga geçerler diye hırs yapıp, ok gibi rockynin üzerine çullanır 15. raundda. derken rocky de apolloya eni konu girişir; iki dövüşçü birden yere düşer, son saniyede rocky ayağa kalkar, apollo yere yığılır, rocky nakavt ile ağır siklet boks şampiyonu olur; rocky "adrian aha bak kazandım" dedikten sonra film biter.

    tabi o kadar filmden bahsedipte müziklerinden bahsetmemek olmazdı, bill conti bu filmde kendini adeta aşmıştır. antrenman sahnelerinde going the distance, koşma bölümünde gonna fly now, ve dövüşün içinde the conquest çalmasa sanırım bu film hakkında entry girme olasılığım baya düşük olurdu.
  • ufacik tefecik bir rol ile olsa da paul mccrane'i sinema dunyasina kazandiran filmdir. hatta zatin hollywood'a giri$ biletini bizzat sylvester stallone imzalami$tir. hastaneden yeni taburcu olan rocky'ye kafasinin uzerindeki sargi bezini imzalatan tekerlekli sandalyedeki genc paul mccrane'dir, evet.
  • serinin son filmi olan rocky balboa nın dövüş sahnelerinin esinlenildiği 1979 yapımlı sylvester stallone filmi
  • adrianin bu filmdeki surat ifadesinin adi

    "rocky, ben ancak bir koyun kadar beyin sahibi olabilirim bunu biliyorsun degil mi rocky?"

    dir.
  • rocky'nin filmin en sonunda apollo'yu devirdikten sonra "başardım adrian" diyerek haykırması, maçı tv başında izleyen adrian'ın da "seni seviyorum rocky" diye karşılık vermesi değme duygusal filmlere taş çıkartacak güzelliktedir. adamın gözünden yaş getirtir çoğu zaman... benzer sahne ilk filmin sonunda da, yine maçtan sonra rocky'nin "adrian adrian" diye bağrması, karşılığında adrian ile kucaklaşıp birbirlerini sevdiklerini söylemeleri ile de yaşanmıştır. bu tip etkileyici sahnelerin varlığı ilk filme oscar olarak geri dönmüştür zaten...
hesabın var mı? giriş yap