• kendimi bildim bileli "görünümüyle oynadığı oyun arasında alakası olmayan oyuncu" tanımını john stockton kadar olmasa da başarıyla taşıyan birkaç nba oyuncusundan biriydi rice. kabak kemaneye benzeyen kafasıyla idmanlarda basketbol toplarını potaya atar -genelde tuttururdu- daha sonra formasnı -uğur getirmesi amaçlı- yere atar sonra tekrar giyerdi.

    dış görünüş itibariyle "45 yaşında yeni emekli memurum basketbol denen hadiseye bir gireyim bakayım nasılmış?" tipinde bir amca olup, zaten son derece hantal olduğu için ilk kez izleyen biri tarafından "haha bu kim ya?" denecek biriydi. ancak olay da burada başlardı zaten.

    glen rice koşmazdı, birebirde adam geçmek gibi -nba standardı açısından- gerekli huyları da yoktu. zaten basketbola 15'inde başlamış, fundamentalini hot dog yiyerek sağlamlaştırmıştı(!). gel gelelim "allah vergisi" deyimini kullanmaktan çekinen benim bile bu adam için daha uygun bir tanım olduğunu düşündürtmeyecek kadar iyi şut yeteneği olduğunu gösteren alem bir adamdır. önünde kendinden 20 cm kısa bir guard olsun, üçlüğün 2 metre dışına çıkar; biz "oha abi ne salladın ya" derken lafı ağzımıza tıkıverirdi.

    elbette kendisi gibi mükemmel şut yeteneğine sahip steve kerr, jason kapono, trent tucker, dale ellis gibi adamları bir kenara koymak gerekir. bu adamlar her zaman "çalışmaktan" söz ederler. glen paşa ise 90larda magazin basınını uyuşturucu alemleri ve alkol partileriyle epey meşgul ettikten sonraki gün maça çıkıp 8'de 7 üçlük atıverirdi. yüzünden "uyanıp direkt maça gelmiş olduğunu" anlar, gülerdik. ama sharpshooterdı bu adam.

    bir diger leziz özelligi de sayı ortalamasıdır. bilindiği gibi nba'de 2-3 sene sağlam üçlük yüzdesine sahip oyunculara bir süre sonra öyle sert savunma gelir ki neye uğradıklarını şaşırırlar. bu adama da benzeri yapıldı, -hatta fazlası da yapıldı- ancak o "daha cok çalışıp bunları aşmalıyım" demek yerine göbeğini büyüterek* işkembeden salladığı üçlükleri sokmaya, kritik buzzerları isabet ettirmeye devam etti.

    her zaman sevdiğim, kaliteli bulduğum gerçek bir şutör olmuştur.
  • mvp seçildiği allstar maçında bir periyotta 22 sayı atmıştı ve bu yüzden seçilmişti. lakin gel gör ki aynı maçta michael jordan all star tarihinde ilk triple double yapan oyuncu olmuştu tam hatırlamıyorum ama sanırım 14 satı 11 ribaund 11 asist gibi bişeydi. fakat amın düdükleri bu adamı mvp seçmişlerdi periyot rekoru yüzünden o zamanlar bilmiyoruz tabi bi siktirin gidin çay koyun diyemedik. sadece ibneler diye bağırdık sabahın kör bi vakti.
  • tipi, göbeği ve sporculuğu ile ilgili yorumları okuyunca bana sergen yalçın'ı hatırlatan eskilerin nba yıldızı. del bosque'nin ağzından sergen'le ilgili şöyle bir anekdot aktarmak isterim (evet, glen rice başlığında): "beşiktaş'a teknik direktör olduktan sonra ilk antrenmana çıktığımda kenarda top sektiren kısa boylu şişman bir adam gördüm. sordum 'bu kim?' diye, 'takımın kaptanı' dediler. sonradan öğrendim ki gerçekten de takımın kaptanıymış"..

    neyse efendim, madem konumuz glen rice, bi de bu tombili abimizle ilgili bir anekdot anlatıp kapatalım entry'yi:

    glen rice, sonradan evleneceği* kadına ilk görüşte âşık olup, yanlış hatırlamıyorsam mahçup da bir delikanlı olduğundan mütevellit ancak bir arkadaşının yardımıyla tanışıp konuşabilmiş (sarah palin mevzuunu pas geçiyorum, kız teklif etmiştir). neyse işte, bir şekilde kadını bir sonraki maçına davet etmiş, oyundan sonra da akşam yemeğine çıkacaklarmış hatta..

    işte o maçta, -- ki rakipleri o yılın sonradan finalisti olacak orlando magic* -- , 7/8 i üçlük olmak üzere 20/27 şut isabetiyle 56 sayı kaydetmiş ki bu sayı hem rice'ın kariyer rekorudur hem de o sezonun* bir maçta bir oyuncu tarafından atılan en yüksek sayısıdır.
    o günkü performansıyla ilgili olarak, yukarıda bahsi geçen hanım ablamızı kastederek "onu etkilemek için bir şeyler yapmak zorundaydım" şeklinde de bir demeci vardır, çok sonradan bir röportajında verdiği.. düşünmeden edemiyorum, kız bu performanstan pek etkilenmemiş olsaydı başka neler yapardı diye...

    biliyorum, aslında istese atom mühendisi bile olabilirdi
  • çoğu zaman saf şutör olarak hatırlanır ama zamanının önemli skorerlerindendir bu abi. yeri gelir kısa savunmacıyı sırtına alıp oynar, yeri gelir iri kıyım bir 3 numaranın yanından potaya da süzülürdü. hantal ve sırf şuta abanan dönemleri daha ziyade lakers ve emekli olmadan önceki son yıllarıdır. 1995-98 arasıysa hornets'in franchise oyuncusu ve 3 kez üst üste all-star olmuştur.
  • yılan hikayesi'ndeki rambo berk de dizi boyunca bu arkadaşın 41 numaralı formasını giymiştir.

    (bkz: gereksiz bilgiler)
  • şu anda houston rockets forması giyen eskinin iyi şutörlerinden ... steve francis in sakat olmasından dolayı kadroda yer buldu fakat houston'un kötü bir sezoun geçirmesi kariyerini kötü etkiliyor ... bir all-star maçında bir periyotta en çok sayı atma rekoru bu adamdadır 22 sayı idi yanlış hatırlamıyosam ... bu all-star maçından sonra en büyük benim demişti jordan*a kafa tutarak ... hemen sonraki maçta jordan a karşı oynamıştı ve tabiki majesteleri tokatlamıştı çok güzel bir şekilde ...
  • sürekli pişmiş kelle gibi sırıtan ve şakır şukur sakız çiğneyen koca kafalı bir tipti bu. basketbolu uzaktan şut sallamaktan ibaret sanırdı. düşünüyorum da tam okulda ya da parkta falan top oynarken karşınıza çıkan sinir tipler gibiydi bu adam. hiç bir şey yapmaz maçta zaten bin dereden su getirir maç yapmamak için ama öyle bir bal vardır ki herifte attığını sokar, herkesi bezdirir, maçın içine eder. maç yapsın diye o kadar dil döktüğünüze pişman eder. bu yüzden de herkes sinir olur. yarım saatlik öğle tatilinde kıravatları çözüp yapılan maçlarda işe yarar da nba'de kar etmez bu iş. gerçi ben ne konuşuyorum, herif mvp bile oldu, muhtemelen paranın da dibine vurmuştur. demek nba'de de söküyormuş.. neyse sonuçta bu glen rice'ın süper şut atma yeteneğine rağmen hiç bir zaman süperstar olamadığı ve sürekli sırıtışıyla nba'in en kıl oyuncularından biri olduğu gerçeğini değiştirmez.
  • şu aralar ortalıkta sarah palin e 1989 yılında çakmış olduğunun dedikoduları dolanmakta.
  • geçtiğimiz günlerde istanbul'a gelmiş olan efsane basketbolcu.

    kendisi ile yapılmış şöyle güzel bir röportaj mevcut.
hesabın var mı? giriş yap