• ingiliz feylezof. daniel dennett'in hocasi, ludwig wittgenstein'in ogrencisi. the concept of mind'iyla descartes'in dualizmine hallenen analitik davranisci.
    (bkz: davraniscilik)

    edit: lakap'vari tanimlamayi cikardim.
  • örnek felsefeciyi şöyle tanımlar: "fikirlerin trafik tıkanıklığını açan, entellektüel kramp ve karmaşalarımıza doğru egzersizleri öneren biri." neymiş, felsefe cin gibi olmamızı sağlarmış, bir felsefi öğreti ortaya çıkarmazmış.* herhalde örnek ver desek ludwig wittgenstein derdi.* (bkz: kavram analizi) ve (bkz: gündelik dil felsefesi)
  • dil felsefecisi.

    demiş ki "felsefenin en önemli görevi, yanlış kurgu ve saçma kuramların, bu kuramlarda geçen dilsel deyimlerin sonucu olduğunu göstermektir."

    hakkında yapılmış geniş çaplı bir derlemeye şuradan ulaşılabilir: (bkz: gilbert ryle kimdir?)
  • bir ingiliz düşünür. dilbilimsel felsefenin öncülerindendir. felsefe sorunlarının, dilin dikkatsiz bir şekilde kullanılmasından doğan kavram kargaşasından kaynaklandığını ileri sürmüştür. ryle, "the concept of mind" adlı yapıtında bu çeşit karışıklıkların descartes'in dualizm'inden miras kaldığını söyler.
  • yanılgıların kaynağını dili kullanmakta bulan levazımatçı.

    oysa yanılgılarımın kaynağı, toplumsallığımın sona erişidir. çünkü biz yanılamayız, ben yanılabilirim. artık yanılabilirim. yanılabilir değilsem, ben değilim ya da ben yoktur.

    yanılmayan ben, var olamaz. tıpkı yanılan biz gibi.

    hem benlik, hem yanılmazlık arayışı çelişkilidir.

    herkesin kabul ettiğini ya da edebileceğini doğru sanmak, sonuçsuzdur. çünkü hakikate kalabalık halinde varılamaz.

    ben yanılıyorum. çünkü bedenim ve ruhum var. bunları birleştiremiyorum. hadi zihnim var, diyeyim.

    biz yanılamayız. çünkü ne bedeniz ne de ruh yahut ne de zihin. artık biz yokuz. uzun zamandır bu böyle.
  • ''neden aldandığımızı bırakalım psikologlar söylesin, neden aldanmadığımızı da biz söyleyebiliriz'' demiştir.

    filozof burada rasyonel olmanın zorunlu olduğunu vurgulamış, rasyonellikten uzak davranışların ise açıklaması dışarıdan olabilir, bunda bir sorun yoktur demiştir.
  • gilbert ryle ingiltere’de, brighton, sussex’te 19 ağustos 1900 yılında doğdu. on kardeşten biriydi ve varlıklı bir ailesi vardı. babası doktordu ancak felsefeyle yakından ilgiliydi. brighton koleji’nde öğrenimini tamamladıktan sonra 1919’dan itibaren oxford’da queen’s college’a devam etti. ilk başta klasikler konusunda çalışmaya başlasa da ilgisi felsefeye kaydı. 1924 yılında mezun oldu. christ church college’da ders vermeye başladı. 1968’de emekli olana kadar oxford’da akademik çalışmalarını sürdürdü. ikinci dünya savaşı sırasında gönüllü olarak orduya yazıldı ve savaş sonrasında g.e. moore’un emekli olmasından sonra mind dergisinin editörü oldu. bu görevini 1971 yılına kadar sürdürdü. öğrencilerinin gelişimini sağlamak ve yönlendirmek konusunda teşvik edici ve yüreklendirici bir yaklaşımı vardı. öte yandan felsefî tartışmalarda oldukça iddiacı ve sert bir üsluba sahipti. wittgenstein’ın arkadaşıydı ve ona olan hayranlığını her zaman ifade etmekten çekinmemiştir. yaşamı boyunca hiç evlenmemiş olan ryle 1976 yılında yorkshire’da hayata veda etti.

    ryle 1931 yılında yayımladığı ve felsefeyi felsefî sorunların kaynağında yer alan dilsel karışıklıkları ortaya çıkarmak ve düzeltmekle özdeşleştirdiği “systematically misleading expressions” adlı makalesiyle tanınmıştır. dil felsefesinden felsefe tarihine, düşünme kavramından platon’a, pek çok konuda yayın yapmış bulunan ryle’ın en tanınmış eseri the concept of mind’dır. bu eserinde ryle, kartezyen ikiciliği ortadan kaldırmayı ve yerine felsefî (veya analitik) davranışçılığı ikame etmeyi amaçlamıştır. zihin felsefesi ile ilgili görüşleri günümüzde tam olarak kabul görmese de zihinsel olanın davranışsal uyaranlar ve tepkiler üzerindeki belirleyici rolü üzerinden anlaşılması gerektiğine dair görüşleri, günümüzün işlevselci yaklaşımlarına eklemlenmiştir.

    ryle’ın russell ve moore çizgisinde bir analitik felsefeci olup olmadığı tartışmalıdır. kendisi, felsefi çözümlemenin felsefenin biricik ve yegane işlevi olduğunu savunmuş, dilin bizi yanıltan gramerinin altında yatan mantığı çözümlemeye çalışmış ve sağduyuya dayalı gündelik dil anlayışını esasa almış olması itibariyle analitik bir felsefeci olarak kabul edilebilir. öte yandan ryle anlamların, ifadelerin kullanımını belirleyen kalıcı nesneler ya da kurallar olarak düşünülmesine tamamen karşıdır. bu itibarla, ryle’ın görüşleri geç dönem görüşleri itibariyle wittgenstein’a daha yakındır.
hesabın var mı? giriş yap