• geç wittgenstein'ın fikirlerini temel alan felsefi metodolojidir. oxford filozofları arasında yaygın olduğundan oxford felsefesi olarak da bilinir. temel olarak felsefi problemlerin kelimelerin gündelik kullanımındaki anlamlarına geri dönülerek dissolve edilmesi gerektiğini yani bir çeşit artık problem olmaktan çıkarılmaları gerektiğini savunur.
  • gündelik dille gerçek arasında nüanslar bulunur. gerçekte pejöratif yüklü bir davranış gündelik dilde nötr olabilir. herkesin haz odaklı yaşadığını bildiği, bunu ilkesi yapmış birnin hazları bahaneleridir. bir reddediş kaynağıdır.

    açıklamak gerekirse bir yere gitmemesinin, bir şeyi yapmamasının sebebi yapmaktan veya yapmamaktan keyif aldığı bir şeyi ileri sürmesi ile olur. gerçekteyse durum böyle değildir. çünkü gerçek; öznel yaklaşılamayacak kadar objektif ve geneldir. bu aşamada denilebilir ki gündelik dil hiç de gündelik bir süre zarfına yönelik kısa vadeli çözümlerin dili değildir. o daha çok kişisel olanın, bir şekilde öznenin, beşeri olanla ilişkisinin dilidir.

    yalnızca insan üretimi olan; ilke, kültür, tarih vs. dolayımında anlamlı ve kullanılabilir olan gündelik dildir. bu, gerçeğin, beşeri olanda var olamayacağı anlamına gelir mi bilmiyorum. zaten bu kendi başına yepyeni bir uslamlamanın konusu olsa gerek... ancak gündelik dilin gerçekte var olamayacağı sonucuna ulaşabiliriz gibi geliyor akla. bunun akla gelmesinin başat faktörü de gerçeğin çokça beşeri bir üretim olması veya şöyle de diyebiliriz ''gerçek ancak beşeri üretim içerisinde anlaşılır oluyor.''

    su içmedim çünkü suyun tadını sevmiyorum
    ve tadını sevmediğim bir şeyi içip yememe kararını verebilirim,
    kararını verebileceğim şeyler arasında ilkem: sevmediğimden kaçınmak ve sevdiğime yönelmekse
    su içmemeyi yeğleyeceğim
    (bu oldukça anlaşılır)

    oksijen sevmiyorum
    o halde nefes almayacağım
    -yahut nefes alamam-

    demek oldukça güç ve anlaşılır değil, işiten biri diyebilir ki absürt. zira bu hususta gerçek kendisini dayatıyor. ancak ''intihar edebilirim kendimi boğarak'' ki biyolojik anlamda ölme fenomeni oksijenden yoksun kalma ve biyolojik bütünlüğün korunamaması olarak telakki ediyoruz. bu halde bahsi geçen bahane/ retrospektif nedenselleştirme(nedenselleştirme veya gerekçelendirme zaten retrospektif olur, ileriye dönük olana öndeyi diyoruz itirazlarını içten içe kendime yöneltiyorum bu sırada)anlamlı gözükebilir. çünkü tarihsellik veya zamansallık gerçekliğe yedirilmiştir. gerçek beşeri üretim haline dönüştürülmüş olur.
hesabın var mı? giriş yap