gezi parkı direnişini en iyi anlatan şiir
-
"ne çıkar siz bizi anlamasanız da
evet, siz bizi anlamasanız da ne çıkar
eh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da…"
edip cansever. -
(bkz: bir kardeş mavi)
-
bilene az rastladığım ve bundan mutlu olduğum ayhan kırdar'a ve ona ait korku şiirinden herkes nasiplenebilir; geziden önce, gezide ve geziden sonra. son üç mısrada pablo neruda'ya selam yollamıştır. ruhu şâd olsun.
korku
ağacın birine bir balta dayalı
o ağaç benim
diz boyu yaprak dökmüşüm düşünceden
çıkabilmek ah çıkabilmek
bu bin yıl süren geceden
bir kedi
dayamış akvaryumun camlarına cam gözlerini
o balık benim
yüreğim ağzımda bir jiklet
günün her saatinde çiğnediğim
yaşamak güzel yaşamak iyi
yaşamak gümüş bir olta gibi işlemeli
kuşkulu nehirler birikiyor denizime
denizimi korsanlar basıyor
kanlıkurukafalardan bayraklar dizili dört yönüme
yasak bölgelerin toprağı mayın yüklü
o toprak benim
hiç yeşermedim ama hiç mi hiç
ne yağmur ne güneş
ne kurt ne kuş ne çoban
zaman biberli bir lokma gibi boğazlarımda duran
ak düşlerime kan sıçrıyor korkuyorum
korku kirli bir kandır yüreğimde dolaşan
mevsimler duman duman
mevsimler dört vagonlu bir tren
çanlı
çıngıraklı bir çalar saat ömür denilen
ki nurdan bir el kurmuş
ve ölüm
bir sarkaç olmuş üstüme üstüme varıp gidem
hangi kapıyı açtımsa bıçak biliyorlar
hangi yola çıksam karanlık
birkaç kırık karanlık birikiyor içimin çukuruna
önce ellerim diyeceğim önce ellerim
-ellerim defalarca sarı ellerim defalarca keder-
korku yağmurunda paslanmış antenlerim
ben korku denizindeki balık bitkin
ben korku dalındaki yaprak soluk
ya sen ya siz ey aşk dostluk
nerdesiniz
parmaklarım demir parmaklı bir kapı
her şafak söküşte alnımı dayadığım
ağladığım
sizler için ağladığım kendim için ağladığım
doğmak: düşman kazanmak
doğmak: bir düzüne diş ve bir avuç tırnak
doğmak: bir hançer gibi çıkıvermek kından
-gelin de görün caddeler kanrevan
gelin de görün caddeler kanrevan
gelin de görün caddeler kanrevan- -
aynı zamanda direnişin sloganıdır.
davet
dörtnala gelip uzak asya'dan
akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim....
yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
edit: yazılmadığına şaşırdım. -
gördüler
yedi cihan,
in, cin kaf dağının ardındakiler,
kıtlık da kıran da olsa
gördüler analar neler doğurur
aman aman hey...
(bkz: bu zindan bu kırgın bu can pazarı) -
..hala sokaklarda yazılmaya devam edendir.
-
(bkz: haziranda ölmek zor)
-
kahrolsun bağzı şeyler
eskiden içerdim enerji içecekleri
sonra talcid, renee ve tomalardan su geldi
hepsini sevdim de bir sevemedim seni;
kahrolsun bağzı şeyler, kahrolsun biber gazı
bir gün sevdiceğimle gezerken istiklal’de
aniden tomalar geldi, tomarladılar bizi
biz gene de el ele, koştururken taksim’e
hain bir toma ayırdı ellerimizi
kahrolsun bağzı şeyler, kahrolsun toma
genelde geceleri internette takılırdım
karnım çok acıkınca mutfağa uzanırdım
o da beni kesmezse köşedeki büfeden
iki bira alırdım, keyfime bakardım
büfeci turgut abi vermiyor artık içki
kahrolsun bağzı şeyler, kahrolsun içki yasağı
“stadyum neden boş ki, bugün 23 nisan” dedim
“eskiden çok kutladınız, onlara say” dediler
oysa o gün 23’tü nisan,
neşe doluyordu insan
kahrolsun bağzı şeyler, kahrolsun inan
işe girmek istedim, bizden değilsin dediler
ben hep iş istedikçe onlar kömür verdiler
iki ayyaş diyerek en büyük küfrü ettiler
kahrolsun bağzı şeyler, kahrolsun sinan..
sinan kim be? -
ahmet kudsi tecer'in orda bir köy var uzakta adlı şiiridir. başbakanın "ordakilerin %95'i bilmezlerdi gezi parkını" sözlerine karşı okunacak bir şiirdir. okulda bu şiiri okuyarak, şarkısını söyleyerek büyümüş nesil orayı daha önce bilse ne olur bilmese ne olur. bilmesek de, gitmesek de o park bizim parkımızdır.
orda bir köy var, uzakta
o köy bizim köyümüzdür.
gezmesek de, tozmasak da
o köy bizim köyümüzdür.
orda bir ev var, uzakta
o ev bizim evimizdir.
yatmasak da, kalkmasak da
o ev bizim evimizdir.
orda bir ses var, uzakta
o ses bizim sesimizdir.
duymasak da, tınmasak da
o ses bizim sesimizdir.
orda bir dağ var, uzakta
o dağ bizim dağımızdır.
inmesek de, çıkmasak da
o dağ bizim dağımızdır.
orda bir yol var, uzakta
o yol bizim yolumuzdur.
dönmesek de, varmasak da
o yol bizim yolumuzdur. -
fransizcadir. rimbaud'nun le dormeur du val siirinin defne gursoy adli bir vatandasimizca uyarlamasidir.
le dormeur de gezi
c’est un trou de verdure où chante une indignation.
accrochant follement aux arbres des revendications
de liberté ; où le soleil, d’une place fière
luit : c’est un petit parc qui mousse d’espérance. »
un étudiant jeune, bouche masquée, tête casquée
les yeux fermés sur le beton gris,
dort; il est étendu sur les gazons, sous la fumée,
pâle dans son lit verdâtre où un gaz surgit.
les pieds dans les barricades, il dort. souriant comme
sourirait un défendeur de liberté. ıl fait un somme ;
ıstanbul, berce-le chaudement : il est l’avenir.
l’air gazé ne fait pas frissonné sa narine ;
ıl dort sous le soleil, avec sa bien-aimée, main dans la main,
tranquille. ıl a des milliers d’amis autour de lui !
---
acil çevirisi...
bir yeşillik çukurudur, öfkenin şarkı söylediği.
ağaçlara delice özgürlük taleplerinin
asıldığı; gururlu bir mevkiden güneşin
parıldadığı; küçük bir parktır umudun tohumlandığı.
genç bir öğrenci, ağzı maskeli yüzü kasklı
gri betonlar üzerinde gözleri kapalı
uyuyor; uzanmış çim üstünde, duman altında,
solmuş yüzü, gazın yükseldiği yeşil yatağında.
ayakları barikatlar içinde uyuyor. gülüyor,
özgürlüğe adananların güldüğü gibi. uyukluyor;
o geleceğimizdir; istanbul, şevkatle salla onu.
havadaki gaz dahi titretemez burnunu.
güneşin altında uyuyor, sevdiceğiyle elele,
sakin. etrafında dostları artık binlerce!
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap