• 1 aralık 1876 yılında kaluga'da doğdu. sovyetler birliğinin mareşali ve ikinci dünya savaşı'nın kahramanı oldu. birinci dünya savaşi'nda çar'ın ordusuna katıldı. 1918 yılında iç savas sırasında kızılordu süvari komutanlığında bulundu. savaşlar arasında jukov kendini geliştirdi. 1931 yılında frunze akademisinden mezun oldu. 1939 yılında mançurya'daki sovyet birliklerinin lideriydi ve burada japonlara karşı başarılı olmuştu. kasım 1939 - mart 1940 arasındaki kış savaşı sırasında sovyet ordusu genelkurmay baskanlığında bulundu. kızılordu genelkurmay başkanı olana kadar kiev bölgesinde kaldı. nazi işgali sırasında leningrad savunmasını başarıyla yürüttü. daha sonra batı cephesi komutanı olarak seçildi. moskova'yı başarılı şekilde savunduktan sonra alman ordusunu orta rusya'ya geriletti. 1942 yılında yardımcı savunma komiserliğine yükseltildi. stalin'in askeri danışmanı ve savaşın kalanının planlayıcısı ve yürütücüsü oldu. meşhur stalingrad savunmasının ardından mareşalliğe terfi etti. bu andan sonra alman ordusunu berlin'e kadar sürmeye devam etti. savaştan sonra her yetenekli sovyet vatandaşı gibi stalin tarafından bir tehlike olarak görüldü ve önemsiz görevlere atandı. stalin'in ölümünden sonra kruşçev'i destekledi. savunma bakanlığı görevine getirildi. lenin nişanı * * sahibidir. 18 haziran 1974 yılında ölmüştür.

    japonlarla savaşı sırasında sürekli japonları cephede oyalamış, hiç farkettirmeden yedek kuvvetlerini ve zırhlılarını artırmıştır. japonların üç katı bir güce sahip olduktan sonra tarruza geçmiş, on gün içerisinde zaferini ilan etmiştir. ileride sorduklarında şöyle diyecektir: "japonlar zırhlılara karşı iyi savaşamıyorlar"

    bilinen en katı savunma ve ilerleme anlayışına sahip subaylardandır. bir mayın tarlasından askerleri geçirmenin o askerlerin bir çatışmada kaybedilmis olmasıyla aynı şey olduğunu düşünen bir komutandır. bugün ruslar otobüsteki bir teröristin elindeki otomatik silahla 8 kişiden fazlasını öldürebileceğine kanaat getirdiklerinde teröristi rpg ile vurarak 8 kişi artı teröristi öldürme gibi operasyonları bu adam yüzünden yapmaktadırlar.
  • "madem bu kadar buyuk kahraman, neden moskova da adinin verildigi meydanlar, sokaklar veyahut bir metro istasyonu (hemen her onemli figurun adinin verildigi bir istasyon mevcut) yok?" diye sordugum ruslarin ; "kendisi adina yapilacak en uygun sey ici kan dolu bir havuzun ortasina dikilmis bir heykeldir" seklinde tanimladiklari asker. kizil meydanin girisinde, ulusal muzenin onundeki heykel kendisine aittir. kizil meydan, kan banyosu, heykel... enteresan.

    savas kahramanligi konusunda anti-stalincilerin bile ciddi supheleri vardir. "stalin bir adami sevmiyosa o adam iyidir" diye dusunmeme ragmen, stalinden nefret ettigini her defasinda soyleyen ve lafina guvendigim insanlarin, jukovun nufuzunu savas sonuclarinda kendisini kahramanlastirmakta kullanmis basarili bir propagandaci oldugu konusundaki israrci tutumlari, kizil meydanda beyaz atiyla cumle aleme endamini gosteren bu generale olan sempatimi azaltmakla beraber, o sartlarda kizil ordunun basinda yilmaz vural olsa o da kahraman olurdu diye dusunmeden edemiyorum. en son kim koydunun altinda ismin varsa, kim takar gercekleri...
  • berbat ingiliz ekolü yüzünden ismi bir garip yazılan generaldir, türkçe'de de rusça gibi "j" sesi vardır o yüzden rahatça gregori konstantinoviç jukov diyebiliriz.

    edit: başlık fi tarihinde "georgy konstantinovich zhukov" şeklindeydi, sonradan olması gereken hale getirilmiş, ekşi sözlük çalışıyor! bu mesajda silinecek en yakın zamanda vesselam.
  • cogu cevrelerce ikinci dunya savasının en basarılı generali olarak bilinir. acımasız ve kararlıdır. verilecek olan kayıplar konusunu hic onemsemez. sadece berlin savunmasını asmak icin 300.000 kisi kaybetmistir. ancak sonsuz kaynaklara sahip rusya icin problem teskil etmeyen bir durum ona basarıyı getirmistir. savas sonunda basarıları stalin tarafından kıskanılmıs ve uzun bir süre rusya tarihinde hic yasamamıs gibi davranılmıstır. dogu blokunun yıkılmasından sonra ise ruslar bu büyük ismi tekrar kahraman satusune cıkarmıslardır.
  • tarihi zafer töreninde kızılordu'yu beyaz atının üstünde selamlar. meydana girişi ile kızılordu erlerinin bağırışları yükselir. onlarca nazi bayrağı getirilmiş, jukov ve sovyet önderlerinin ayaklarının altına fırlatıp atılmıştır.
  • ikinci dünya savaşında ki rolünü daha iyi kavramak isteyenler kastaş yayınlarından çıkan , bizzat kendisinin kaleme aldığı " kitle savaşının ustası mareşal jukov" kitabını kesinlikle okumalılar.
  • antony beevor kitaplarından birisinde, jukov’un en büyük yeteneğinin stalin ‘in ruh halindeki değişimleri doğru okuması olduğunu yazmıştı. doğru zamanlarda yaptığı önerilerle stalin psikopatını makul çizgiye çekmesi ve hatadan döndürmesiymiş, kızıl ordu mareşalinin en büyük başarısı.

    savaşın genelindeki başarıları göz ardı edilmese de berlin savaşı’nda şehre ilk giren komutan olmak için askerlerini kibrit çöpü gibi harcaması tarihçilerce sıklıkla eleştiriliyor. bunun dışında doğu cephesinde wehrmacht’ın defterini düren genel olarak general kış ve sovyetlerin uğradıkları korkunç kayıplara rağmen savaşa devam etmesidir.

    savaştan sonrada çok ilgi çekmeye başladığı gerekçesiyle stalin psikopatı tarafından bir şekilde kızağa çekiliyor.geçende twitterda jukov’un kolayı tadar tatmaz meftun olduğunu ve sovyetler birliği kahramanı mareşalin bu aşkını dindirmek için; süt şişelerinde,tenekelerde,reçel kavanozlarında kola getirdildiğine dair bir tweet taymlaynıma düştü ama gerçek midir,viral midir, tevatür müdür bilemeyeceğim.
  • komutanlığı bir miktar zalimce olsa da stratejik olarak -maalesef- tutarlıdır.
    - stalingrad'a ilk atandığında elindeki kaynaklar şudur : bol miktarda genç az eğitimli asker, nispeten sınırlı sayıda (yavaş yavaş artacaktır urallardaki fabrikalar ve bölgedeki traktör fabrikaları sağolsun) silah,cephane.
    - ilaveten richard sorge 'nin istihbaratı sayesinde doğudan kaydırılmış nispeten tecrübeli ve kış şartlarına alışkın birlikler (ki bunlar moskova önlerinde de çok faydalı olmuştu)
    - karışıda ise savaşı yıldırım hızında yapmayı seven, açık alanları ve düzlüklere alışkın ama stalingrad'ın sokaklarına girme emri almış bir ordu.
    - hemen elindeki bol miktarda insan kaynağının bir kısmını şehre dağıtır ve onları alman askerlerinin olabildiğince -ve asker kaybına aldırmadan- dibine sokar. böylece alman uçakları dost zaiyatı korkusu ile kara birliklerine bombardıman desteğini seyreltirler ki bu hiç istemedikleri bir senaryodur.
    - artık alman ordusu istemediği bir durumun içinde debelenmekte, jukov'un askerleri ise sokak sokak direnmekte (bazen silahsız) ve bu arada bol miktarda telef olmaktadırlar.
    - bu arada daha deneyimli ve donanımlı askerlerini volga nehri'nin arkasında biriktirecek, daha doğrusu şehirde savaşa soktuğu insanlar ona bu zamanı kazandıracaktır.
    - daha sonrası malum. kanatlara yaptığı harekat ve `6. ordu'yu komutanı ile birlikte esir alış.
    - bundan sonra daha da parlayan bir kariyer ve en sonunda berlin'e giriş olacaktır. ve tabi söylememe gerek yok berlin savunmasının da çok çetin olacağını bilir ama buna rağmen 300.000 den fazla askerini de orada harcar(ölü artı yaralı), istediğini alır.

    yazdıklarımdan anlaşılacağı gibi böyle stratejik boyutta makro işler yapan komutanlar /liderler sanırım işin doğası gereği olaya insani yönleri körelten bir matematikle bakıyorlar.
hesabın var mı? giriş yap