• bana kendini zorla sevdiren otomobil, benim güzel kızım.

    182 kasa kodlu, 2001 yılında üretimi sonlandırılan tasarım harikasından bahsediyorum.

    kısa süreli fiat uno maceram, bir yaz günü sıcaktan içinde fenalaşmam ile son buldu. "klima şart" diyerek unocan'ı satıp, uygun fiyatlı ve kliması olan araç arayışına girişmiş idim.

    karşıma gece mavisi bir fiat bravo çıkıverdi.

    satıcı ile buluştum, arabayı hiçbir ekspere, ustaya götürmeden kendim inceledim. komple boyanmış, taban sacı sürtmelerden dolayı şekil değiştirmiş (belli ki yayları kesip yere yakın sürmüşler arabayı), sol ön kulesinde işlemi olan, macunlu parçaların dalgalanma yaptığı bir arabaydı, aklı başında hiç bir alıcının yakınından yöresinden geçmeyeceği bir araç anlayacağınız.

    gözümü karartıp aldım.

    30 bin lira olan bütçemin çok aşağısına, 2 airbag'li, abs'li, klimalı ve oldukça tarz bir arabam oldu.

    sahip olduğum 2 aydır düzelttiğim şeyleri anlatsam fasikül olur, yani nereden başlayayım bilmiyorum açıkçası. kapı döşemelerini boya fırçası ile parlak siyaha boyamışlar örneğin, kaplama yapayım dedim, sıcaktan kabardı, delirip kaplamayı söktüm. önce zımpara, sonra sprey astar, sonra zımpara, sonra 1. kat mat siyah boya, sonra zımpara, zımpara.... her iki kapı döşemesini de mat siyaha boyadım. hiç bir cam açma tuşu çalışmıyordu, kendim değiştirdim. daha önceden cam açma tuşlarını tamir ettikleri için yuvalarını dağıtmışlar, sadece o yuvaları macunla, japonla toplamam 2 günümü aldı. 4'lü flaşör lambası takıldığı için kağıt sıkıştırıyordum araya, onu da değiştirdim. direksiyon simidi kılıfını elimle diktim.

    klima kompresör fanı bozuldu bir gün, basınçtan tüm gazını "pffs" diye saldı, kompresör fanını kendim değiştirip gaz bastırdım. hava emme sistemini komple çöpe atıp 20 liralık açık hava filtresi takmışlardı, parçacıdan tüm hava emme elemanlarını kendim alıp, monte ettim. 1 parçayı bulamadım, onu da üşenmedim, gidip tornacıda yaptırdım. gaz kelebeğini hava filtre kutusuna bağlayan parça yerine, uzun bir mat siyah dökme boru, kıçında da körüklü boru var :)

    bitmedi, zaten yağı, yağ filtresi, hava filtresi (e değiştirmiş olduk haliyle), hidrolikler kıvırlar zıvırlar değişti. arka amörtisörlerim patlakmış, onları değiştirdim. şimdi ön çok sert, arka çok hafif oldu, zıplaya zıplaya gidiyor kuzum benim eheh :)

    önceki zırtlan sahipleri 205 yanaklı 16 inç jant takmış, zaten bir gözü toprağa bakan araba, 1. viteste yokuş yukarı kalkamıyordu. kara jant (14 inç) + çıkma lastik ile can verdim arabaya. içim elvermedi sonra, gidip ön iki lastiği sıfır alıp taktım. rot balansı yapıldı.

    yılların pisliğini barındıran koltuğu beyaz sirke + kosla oxi action karışımıyla 3 saat boyunca ovdum, çamur çıktı koltuktan çamur.

    tavandaki güneş yanıklarını zımpara + ağır pasta + ince pasta + cila yöntemiyle azalttım (tamamen yok edemedim), işin komik tarafı sağ tarafı yaptım sol taraf kaldı. araç after / before geziyor resmen şu an :)

    hala çözülecek sorunları var.

    1. direksiyonda boşluğumuz mevcut :)
    2. soğuk çalıştırmada gaz yiyemiyor gönlümün efendisi, çatara patara egzozundan atıyor yakıtı. bunu azaltmanın yolunu buldum ama, tamamen çözemedim.

    derken, her haftasonu arabanın orasını düzelt, burasını düzelt, ilgilen, sev, artık kafayı yedim.

    günübirlik istanbul yaptım arabayla.

    perşembe günü izin aldım, sabah 8 de yola çıktım, öğlen 2:30 da istanbulda idim. gidip balık ekmek yedim, akrabaları ziyaret ettim, çay içtim ve aynı gün akşam saat 9.30'da istanbuldan çıkıp sabah 5 te antalya'ya girdim.

    17 saat sürüş, yaklaşık 1700 km yol, 24 saatten daha kısa bir sürede.

    bu süre içerisinde araba bırak sorun çıkarmayı, ulan bir sinyal ampülü bile patlamadı. nasıl gittiyse öyle geldi resmen.

    20 yaşında, 2003 yılından ağır hasar kaydı olan (17 yıl öncesinden!), itin çakalın elinden kurtulamamış, ellenmedik yeri kalmayan 25 bin liralık fiat bravo yaptı bunu.

    bana kendini zorla sevdirdi, canım benim.

    paranız yok ama düzgün arabaya binmek istiyorsanız, ben kesinlikle tavsiye ediyorum. kurcalanmışı böyleyse, temiz bir örneği nasıldır, gerçekten çok merak ediyorum.

    seksi fotoğrafları:

    https://eksiup.com/p/r3426678hmoe

    https://eksiup.com/p/um4266797gxd

    https://eksiup.com/p/2q426680hij9

    https://eksiup.com/p/h54266823rm5

    https://eksiup.com/p/fj426683aob8

    edit: bir sonraki hikaye (bkz: #114162740)
  • italyada standart modeli 20 bin euro civari olan araba. bu durumda turkiyedeki 70 binlik fiyat abartili degil. 1 euro olmus 3 lira.

    sorun su ki, italyada asgari ucret 1000 euro civari. yani italya orta direginin ortalama 1500-2000 euro kazandigini varsayarsak fiyati gayet uygun bi araba. turkiyede asgari ucret 800 tl civari yani 250 euro gibi bi rakam.

    tl kazanip, euroyla araba aliyoruz ya da uzaktan bakip oha diyoruz.

    ozetle, italayadaki vatandas 1000 tl asgari ucret aliyor, bu arabaya 20 bin tl ye sahip oluyor. ustelik italya ekonomik krizde. turkiye ise cosuyor ekonomik anlamda.
  • geçen hafta 120 bg dualogic olan versiyonunu aldığım araç. aracı almadan önceki üç gün kardeşimin mezuniyeti için sıfır a3 kiralamıştım. a3'ü teslim ederken ağlamaklıydım başka arabaya nasıl binicem diye. gerçektende çok farklıydı. sonra hemen uygun ve temiz kullanılmış bir bravo buldum ve aldım. dizel / otomatik / güçlü motor seçeneklerine uyan iki araçtan biri. diğeri chevrolet cruze ama kendisi 2000 cc olduğu için yıllık vergisi 2300 tl haliyle eledim kendisini. bravoya gelince araç hem ekonomik hem değil çünkü o kadar güçlü ki motor kendini bir anda atıyor ve ister istemez bu performansı devam ettirmek istiyorsunuz ve basıyorsunuz. bu nedenle şuan ortalamam 6,4. sanırım bu heyecana alışınca ortalamayı düşürürüm. araç gaza bastığınız zaman anında tepki veriyor ve en ufak bir ivme kaybı olmadan bir anda 160 km hıza tık diye ulaşıyor. dualogic vites sisteminin ilk üç vites geçişi biraz sarsıntılı ve araç bayır çıkarken ve inerken vitesi ayarlayamıyor haliyele direksiyon arkasında ki f1 vites kulaklarını kullanmak zorunda kalıyorum. çift yönlü kliması çok başarılı ve arka koltukta oturanlar için üfleme kanalı var. hazır böyle bir kanal yapmışken kol dayamanın altına da buzdolabı yerleştirelim demişler. sis farları aynı zaman da direksiyon açısına göre viraj aydınlatma görevi görüyor ki alırken ne işe yarar diyordum ki dar ve karanlık ülkemin sokaklarında inanın ilaç gibi geliyor. yol bilgisayarını beğenmedim. bayırlarda inerken enjeksiyonlu araçlar cut off yaparlar ve hiç yakıt sarfiyatı olmaz ama yol bilgisayarı 2.0 litre gösteriyor. dualogic viteste ekonomik mode var ama çok başarılı bulmadım. arka koltuk mesafesi gayet yeterli (boyum 1.87), bagaj hacmide aynı şekilde. blue&me sistemi ile iphone/ipod uyumu iyi ama bilgi ekranı biraz küçük kalmış her şeyi tek satırda çözmeye çalışıyorsunuz. bu nedenle güzel bir navigasyon ekranı taktırmayı düşünüyorum. asist kit var komutları gayet güzel algılıyor. fiyat performans olarak alınabilecek en güzel araç.
  • renault icin laguna ne ise fiat icin de bravo odur. degeri bilinmeyen araclar liginde sampiyonluga oynayabilir.
  • kırık beyazına,
    1.6mjet 120bg 300nm motoruna,
    skydome isimli açılır tavanına,
    400lt bagajına yandığım.

    fiat dediler tutmadılar senin gibi yiğidi, sildiler piyasadan. senden kötülerine +10 bin lira verip binmek ne acı.

    fiat, senin de amk. aegea ne amekea...
  • albeaların, lineaların, en önemlisi yıllarca zihinlerde yer edinen fiat algısının kurbanı olan araç.

    kısa bir süre kullanma fırsatım oldu. bu kadar güçlü ve oturaklı olabileceğini tahmin etmemiştim.
  • yaklaşık 2,5 yıldır kullandığım otomobil.

    aklımdan hiç geçmemekteyken, sözüne güvendiğim bir arkadaşımın "git bir bak, gerçekten iyi araba" demesi üzerine göz atmaya karar vermiştim. trafikte karşıma hiç çıkmamış olduğu ve reklamına da rastlamadığım için, sadece bir kaç dergide gördüğüm fotoğraflardan tasarımı hakkında fikrim vardı. görüntü fena değil gibi bir düşünce kalmıştı aklımda ama sonuçta bir fiat'tan beklentim çok yüksek değildi. daha önce ilk yerli üretim fiat tipo'lardan birine sahiptim. o zamanlar için kuş serisi haricinde, tempra ve tipo, tofaş'ın en prestijli yerli otomobil modelleriydi. dijital göstergeleri sıradışı, köşeli tasarımları o zaman için modern ve sportif bir görüntü çiziyordu. güzel günlerim oldu o otomobille, şehirler arası bir yolda sıkı bir kazada dağılıp pert olana dek. ama fiat'ın daha sonra kafamdaki imajı pek yüksek olmadı. bravo'ya da bu şekilde yaklaştım bayii'e girdiğimde.

    siyah teşhir aracının tasarımını ilk bakışta çok beğendim. hatchback arabalara karşı özel bir ilgim zaten vardır, bravo kaslı ve sportif dış tasarımı ile beni burdan yakaladı; ama beni iç tasarımıyla da ikna etmesini beklemiyordum. içerde malzeme kalitesi yüksek, plastik parçalarda ucuz bir görünüm yoktu. kokpit tasarımı, benim hoşlandığım şekilde sürücüyü kavrayıcı ve dolu bir tarza sahipti. direksiyonun tüm fiat modellerinde kullanılan ortak bir parça olması ve göstergelerin sıradanlığı olumsuz olsa da, iç tasarım da doğrusu beklentilerimin epey ötesindeydi.

    arabanın arka kısmının oldukça dar olduğunu fark etmedim değil. ama zaten iki kişiyiz, arabayı 3-4 kişi olarak kullanacağımız zaman çok nadır olacaktı. bir de arka kısımda görüş biraz az, biraz basık bir ortam var ama onu da arkada oturan (olunca) düşünsün dedim. bagajın 400 litre olduğunu da görünce iyice bir ısındım. hemen yanıma yaklaşan satış temsilcisiyle detayları konuşmaya koyuldum. (bugün artık mevcut olmayan) emotion donanım seviyesinin fiyatı, yılbaşının hemen sonrasındaki kampanya dahilinde çok makuldu ve donanım olarak (navigasyon dışında) çok zengin bir paket sunuyorlardı.

    bir deneme sürüşü de yapıp testi tamamlamak üzere test aracına bindim. test aracı fiyatını ve donanımını beğendiğim araç gibi 120 beygirlik değil aynı motorun 105 beygirlik dizeldi. direksiyonun asfaltla ilişkiyi kesecek kadar hafiflediği city modunu park etmek ya da yoğun trafik gibi durumlar için ideal buldum. vitesler tertemiz diyemesem de, ne uzun ne kısa yollarında zahmetsiz geçti. turbonun erken devreye girmesiyle motorun gücünü hissetmek kolaydı. 3. vitesteki performans özellikle dikkatimi çekti. öğle vakti çok ciddi denemeler yapamadım ama gördüklerimden memnundum. almanya'da yaşadığım dönemde, porsche'ye kadar çok sayıda üst sınıf araç test etme şansım olmuştu ve bu araba 1.6 litrelik bir diesel için çok sıkı bir performans, bu sınıftaki bir araba için ebd, asr gibi zengin standart donanım ve benim zevkime hitap eden bence şık bir italyan tasarım sunuyordu. evet ikinci eli muhtemelen zayıf olacaktı, evet uzun vadede bir kalite sıkıntısı riski vardı ama bir şekilde bravo beni yakalamıştı. daha önce test ettiğim auris, astra ve qashqai ile kuramadığım bir ilişki oluşmuştu her nasılsa.

    yabancı otomobil dergilerinde bir kaç uzun dönem testinin de çok olumlu sonuçlandığını okuyunca bu arabayı almaya karar verdim/verdik. hala severek, mutlulukla kullanıyoruz ve doğrusu ikinci eli nasıl diye hiç düşünmüyoruz. satmak gibi bir planlamamız yok. 50.000 km sonunda hiç sorunsuz, performansı yüksek bir aracın sahipleri olarak mutluyuz. doğrusu 1.6 litre 120 beygirlik multijet motorun tutumlu olduğunu iddia edemeyiz. ama sunduğu güç ve torkun karşılığı olarak ortalama 5,6 litrelik tüketimden şikayet etmem doğru olmaz. 200 km/h gibi süratlere kolayca çıkan bu motoru bir de tutumlu olmakla suçlamamalıyım. üstelik çok başarılı yalıtım sayesinde, kabinde bir benzinli motor varmışçasına sessizlik söz konusu.

    arka kısım dediğim gibi dar, 4 ya da 5 kişilik uzun yolculuklar sıkıntı yaratıyor olabilir ve arkadaki basıklık duygusu yolcuları bunaltabilir. ama buna karşın 400 litrelik bir bagaj hacmi sunuluyor ki, bu da bir hatchback için gayet güzel bir değer. bir olumsuz nokta da öndeki çıtaların görüşü biraz olumsuz etkileyebiliyor olması. ya da beni biraz etkiliyor, bundan başka şikayet edeni duymadım.

    müzik sisteminde standart bir usb/ipod/aux girişi olsaydı fena olmazdı ve 2,5 yıl içinde yaşadığımız tek sorun cd player'in arızasıydı ancak garanti kapsamında değiştirildi, bu da bravo hakkındaki görüşlerin tamamını değiştirmeye yetmiyor.

    sonuç olarak sağlam, yüksek performanslı, tatmin edici bir malzeme kalitesine sahip, zengin donanımlı, sportif bir hatchback olduğunu söyleyebilirim. ancak anlayamadığım nokta, fiat'ın bu aracı pazarlamakta ne avrupa ne de türkiye'de büyük bir başarı ya da istek sergilememesi. bence daha fazla ilgiyi ve saygıyı hakeden bir otomobil.
  • 6 ay/9000 km'dir kullandığım 2010 multijet 120 bg dualogic hakkındaki gözlemlerim şöyledir efendim:

    öncelikle beni bu otomobile çeken ilk şey dış görünüşü oldu. artık tiksinmeye başladığım agresif görünümlü araçlar yerine alfa romeo ve maserati çizgisine yakın hoş ve barzo olmayan spor bir görünümü olduğunu düşünüyorum ki göreceli bir durumdur geçelim.

    motor oldukça atik. kalkışlar, hızlanma, çekiş vs konularda gayet keyif verici bir kullanım sağlıyor. kronik bir arızasını duymadım.

    iç mekanda arka diz mesafesi çok dar denilmiş ama heçbek bir araba için makul diye düşünüyorum. arkada oturanlardan öyle bir şikayet gelmedi diyelim. ön konsol pek "havalı" olmamakla beraber ucuz, kalitesiz vs. demek haksızlık olur. direksiyona oturunca insanı kavrayan bi hali var. teyp bölümünün hafif sürücüye dönük olması hoş. eleştirilecek bir şey gelmiyor aklıma yine de ufak tefek iyileştirmeler (el freni , manuel vites kolu daha iyi olabilirmiş mesela) yapılabilir. yaklaşık 16 saatlik uzun yol da yapmış biri olarak koltuklar vs gayet konforlu. süspansiyonlar kısmen sert diyebilirim.

    yakıt tüketimi istanbul içi karma trafikte 6-7 litre civarıyken; genellikle 100-120 km ortalama ile klima açık giderken uzun yolda 4,5-5 litrelerde.

    geri görüş biraz dar, alışmam zaman aldı. müzik ünitesine usb bağlantısı ekleseler iyi olurmuş. yakıt tüketimi özellikle fransız dizellere göre yüksek ama sürüş keyfinden dolayı gözüme batmıyor. parça kalitesi diğer fiat modellerine göre yüksek, haliyle daha pahalı. yaygın bir model olmadığından yan sanayi, çıkma parça bulmak zor olabiliyor.

    özellikle temiz ikinci elini bulunabilirse şiddetle tavsiye ederim. tabi kişiden kişiye zevkler değişir ama akılda bulunması gereken bir seçenek olabilir.
  • dizel 120 hp dualogic şanzımanlı versiyonuna sahip olduğum araç. fiat mı yeaaa diyenleri dikkate almayınız. vw golf dahil sınıfının en güçlü ve ferah arabasıdır. 5,5lt/100 degeri ile performansı da cebinizi yakmaz. problemsizdir öyle ki 100 ve 200 bin testlerinde sona kalan 7 araçtan biridir. bu sınıfta bir araç bakıyorsanız etrafınızın ne dediğini ve önyargılarinızı boşverin ve ona şans tanıyın derim.
  • markasi fiat degil de seat veya vw olsa turkiye'de deli satacak olan arabadir. ki tum onyargiya ragmen bile iyi bir satis ivmesi kazandi sundugu kalite ve fiyat/performans ile.

    oncelikle bu arabayi grande punto veya linea ile kiyaslayani esekler kovalar, onu pesinen belirtelim uzun uzun okumak istemeyenler icin.

    bu arabayi 3 sene boyunca kullandim. hatta kullandigim model orta donanim seviyesi sayilan en full olmayan turuydu - ama ona ragmen cogu arabanin full versiyonundan daha donanimliydi.

    son zamanlarda cikan cogu arabayi takip edemedim ama en azindan 2 sene onceye kadar bravo bence kesinlikle sinifinda ve de fiyat araliginda fiyat performans lideriydi. eger onyargilarinizdan kurtulabilirseniz bu arabayi aldiktan sonra onu "her dakika" seveceksiniz.

    beklentileri cok yuksek olan insanlar tabii ki tatmin olmayacaktir, ama beklentiden kasti golftu, astraydi vs olan insanlar - on yargilarindan kurtulmak sartiyla - bu arabayi almis olmakla cok iyi bir karar verdiklerine ikna olcaklarini dusunuyorum.

    araba sunmus oldugu komfor, guvenlik, performans ve sahip oldugu tasarim, malzeme kalitesi, saglamlik ile kullanicisini fazlasiyla mutlu edecektir. bu yuzdendir ki, 100.000 km testinden sonra ariza istatistigi en dusuk yani en problemsiz 10 araba icerisinde hem de bir alman dergisi tarafindan gosterilmesi kesinlikle tesaduf degildir.

    su anda kullanmakta oldugum 2005 model 1.8 motor toyota avensisle 150 km/s'i gectikten sonra yasadigim tedirginligi 2008 model bravo ile 200 km/s yaparken hissetmedim. 0-100'u de 9,6 sn'de yapardim guzel bravo'mla.. simdi tekrar farkettim ki, ozlemisim bravo'mu, sartlar olussa gercekten hic tereddut etmeden yeni modelinin 1.4 140bg multiair olan motorlusunu alirdim.

    kisadan hisse, o mu olsun bu mu olsun diyen arkadaslar bir sekilde bravo'yu da dahil etmislerse listelerine, hic ama hic uzatmadan alsinlar bravolarini. sadece su kisitlamalara dikkat etsinler ihtiyaclari acisindan:

    1- arka koltuk diz mesafesi orta sayilabilecek bir seviyede.
    2- bagaj hacmi bu siniftaki hatchbackler arasinda gene de en genis olanlardan - 400 lt. o konuda rahat olun. haa yok cok daha fazla hacim gerekiyorsa da zaten hatchback araba almayin sedana gecin.
    3- en son durumda turkiyede satilan modellerde iceriden benzin kapagi ve bagaj kapagi acma, otomatik kararan dikiz aynasi, xenon kit ve navigasyon yoktu - avrupada ise bu opsiyonlar var. bunlar cok onemli faktorlerse sizin icin bu arabada maalesef bunlari elde edemiyorsunuz. arabada ust sinifta bile olmayan cogu kucuk elektronik veya mekanik detay ise mevcut, karamsar olunacak bir durum yok (disaridan anahtarla camlari acip kapatabilme, arabayi stop ettirdikten sonra dahi 1-2 dakika daha camlari acip kapayabilmeniz, sinyallere az basip birakarak istenilen yone 3 kere sinyal vermek, otomatik kapanan isitmali yan aynalar (opsiyonlu), sensorlu far ve silicekler (opsiyonlu), lastik basinc gostergesi (opsiyonlu), tam otomatik cift bolgeli klima (opsiyonlu), geri geri giderken calisan arka silecek (on silecekler calisiyor ise), otomatik kitlenen kapilar, 4'u de tam otomatik olan ve basili tuttugunuzda kendinden acilan veya kapanan camlar, buzlanma uyarisi, hiz siniri uyarisi, emniyet kemeri uyarisi, gayet guzel calisan arka park sensoru, klima sogutmali sise/bardak muhafaza bolmesi, viraj ici aydinlatmasi saglayan ve direksiyonun yonune gore yanan veya sonen sis lambalari, cruise control (opsiyonlu), bluetooth ve usb (opsiyonlu), belirlenen sureden sonra otomatik kapanan teyp, hepsi kendinden aydinlatmali tuslar veya dugmeler, su fiskirttiktan 3-5 sn sonra bir kez daha calisan on ve arka silecek, follow me home, esp (opsiyonlu), 7 adet airbag (6 standart, 7 opsiyon) vs vs)
hesabın var mı? giriş yap