• göçmen dayanışma ağı'nın ve bir avuç insan hakları aktivistinin çabalarıyla, dava failin "kasten" öldürme suçundan ceza almasıyla sonuçlandı nihayet. dile kolay, 14 yıllık mücadele...
    değişen bir şey yok! ben bu süre zarfında göçmen ve mültecilere yönelik çok fazla şiddet ve istismar vakasıyla karşılaştım. bu ülkede adalet isteyen muhalifler bile, konu göçmen/mülteci olunca, sadece kendine müslüman.
    festus okey'i göçmen karşıtlığı öldürdü!
  • festus okey'in supheli olumu, gerek irki, gerekse tabiyeti sebebiyle maalesef iki taraftan da pek ilgi gormedi. festus okey hakkinda soyle uzunca bir entry dosenmek icin kimi girisimlerde bulundum.

    once her zaman para, kislik erzak ve paragraf basina bir cuval bulgur uzerine anlastigim ermeni lobisine gittim. dedim

    "boyle boyle, turkiye uzerinde oynadigimiz oyunlara eklemlenecek ve yurdun buyuk kesimini etkisine alsa da maalesef karadenizde tutmayacak olan plan icin cok guzel bir firsat."

    "ya birak allahin zenciyle sopariyla bizi ugrastirma, patlat bir tane daha ermeni soykirimi entrysi sana taksi plakasi cikarttiralim, ilk takside sayariz" dediler.

    ya dedim "abicim herif arap, marap, sen olaya bakacaksin. turk polisini tezyif ve tahkir ediyor, cocugu koyuyor" dedim.

    "valla otis o olay bizim mintikaya girmiyor, biz de herkese odeme yapiyoruz, biz de ev gecindiriyoruz, bizim de havyar yememiz lazim" dedi.

    "okey" dedim, "yok abicim israr etme ilgilenmiyoruz" dediler.

    "yok tamam manasinda okey" dedim,

    "haa" dediler, neyse sonra ben gittim, konusma orada kaldi, sonra arkamdan bir sey dedilerse bilemem.

    dedim bari soros'a bir danisayim. atladim metroya gittim. soros'un yazzanesine her zamanki gibi cat kapi girdim,

    "vay sorospu cocugu nerdesin ibne?" dedi.

    "got param nerede param?" dedim.

    "plan yapiyorum plan" dedi kodu cocugu.

    "ulan soros, uc aydir ermeni soykirimi yalaniydi, boluculuktu kicimi yirtiyorum hani odemeler gevis!" diye bagirdim.

    piskin tabi ibne, hemen "ya abi, buyuk bir parca ermeni konferansi isi aldim, onun odemesi var, ben de borca plan yapiyorum plan" dedi.

    "e dedim konferans yapiyorsunuz, beni cagirmiyorsunuz?" bana demez mi "abicim sen daha dur, piseceksin. vatan satma konusunda yenisin. 5 e satacakken 3 e satarsin, zarar edersin" dedi ve espri yapmayi da ihmal etmedi

    "vatan satarsa bir kisi hemen olmasa da taksitle bitiririz isi".

    neyse az daha lafladik, karadenizde plan niye tutmuyor, neden basaramiyoruz, turk sinmasi nasil kurtulur bunlar konusuldu. sonra dedim ki

    "soros, bir is var, cok guzel"

    dedi ki,

    "abicim, madun var mi madun?"

    "ya soros az akilli ol ya, madunsuz, ezilmissiz, azinliksiz is yapiyor muyum ben?"

    oyle deyince bir bozuldu bana dedi ki

    "ya otiscigim, tamam da, burayi da ekmek kapisi bellediler. gecen surreal birileri geldi ofise "lacan'i david lynch kadar iyi bilen birisinin filmine eksisozlukte toplu saldiri yapiliyor" dedi. kovalamaya calistim. karsimda ayildi bayildi, fayt klaptaki gibi kendi kendini dovdu. "turk sinemasinda kirsal kiro oykuculugu yikip gecen azinlik beyaz turk/kucuk burjuva bir filme nasil destek olmazsiniz?" dedi. yaninda da homo academicus bir cikosu var, o da bir ara lafi aldi. bana iki saat konuyla hic bir alakasi olmayan laflar etti. lacan dedi, duree dedi. "lacan yapmayin lacan" dedim savusturdum. sonra "once filmi izle, sonra para vermem" de, dedi. sonra ben para vermeyince birisi aldi sazi "filmi bile izlememissin konusuyorsun, once bir izle, filmi izlemeden para verilmemezlik yapilmaz, filmi izleyecen ki bize para vermen gerektigini bilesin, zaten biz de soros gelenegi oturmadi, bak soros kelimesinin etimolojisine girerim, yapini bozarim" dedi, oteki de "belli ki oteki korkun var, icime oyle doguyor ucuncul ikilemin var, ben insan sarrafiyim bir bakista psikanlizini yaptim, eminim ki jurisini yaptigim o yarismada sevdigin film secilmedi diye bana para vermiyorsun" diye koordine psikanalitik minor tinili major edebiyat saldiri duzenlediler, yonetmeni olan "sorospiki, soroyomo, sokokoko" diye bin tane isim takti giderayak." dedi.

    dedim "abicim, ne konusuyon allahin ibisleriyle. yine iyi yirtmissin. surrealse bir kisi hemen bitirir isi, lacanlar, post modernler bitmez analizde, akilcilik ve izan tutmaz psikanalizde" dedim, parantez ici gulusmeler yasandi.

    neyse ben

    "simdi gecenlerde birisi olduruldu: festus" dedim

    "fetus, urtaj murtaj beni o islere sokma. o is icin hristiyan saga gideceksin" dedi.

    "fetus degil, festus okey" dedim

    "bilmeden artislik yapma, ben de biliyorum festusu fetusu." dedi

    "ya hayir, adamin adi festus okey."

    "okey" dedi, "anladim"

    "abi su kavuklu pisekar gerilimine girmesek" dedim

    "tamam tamam saka yaptim. o olayi biliyorum, acikcasi seni savusturmak icin yaptim" dedi.

    "niye abi?" dedim "gayet guzel ekmek cikar"

    "cik, o is olmaz."

    dedim

    "niye"

    dedi

    "vatan satan oyunlar tutmaz kara-benizde. adam zenci, nijeryali. o isten ekmek cikaramazsin. ben para veririm de, nijeryalida para yok, geri donusu olmaz. hayir vakfi isletmiyoruz burada" dedi.

    cok icerledim "abi dedim en azindan bir turk polisini, turklugu tahkir ve tezyif icin" diyecek oldum,

    "ya otiscigim o is sana mi kalmis, tahkirse tezyifse o isi en iyi polis kendi kendisine yapar. akan dereyi guclendirmek icin iseyemem, onun icin para veremem, basima is alamam" dedi.

    "okey" dedim

    "festus manasinda okey mi?" dedi

    "iki manada da okey. gule gule sokiyako, oteki ben korkulu seni!" dedim, pop sarkisindaymiscasina vurdum kapiyi gittim.

    baktim olacak gibi degil, bari nijerya buyukelcisi, konsolosu kim varsa onunla goruseyim. gittik, cok iyi agirladilar. tam olayi anlatacaktim ki, buyukelci birden aglamaya basladi. dedim

    "hayirdir?"

    "ya sorma, ben nijeryanin en zenginlerinden birisiyim. bankada 20 milyar dolarim var, ama kimseye guvenmiyorum. seni gozum tuttu. simdi ben sana o parayi yollasam, sen de 3 5 milyonunu alsan, anlassak. ama once bana bir yuz dolar havale masrafi verebilir misin?" dedi.

    "ooo" dedim "festusten bir bekliyorduk, bir milyon geldi."

    verdim parayi, banka hesabimi. o isten para cikacak, o zaman onla festus hakkinda uzun uzadiya bir iki entry yazip, tahkirdi tezyifti hepsini layik oldugu sekilde yapacam. avrupa insan haklari mahkemesini parasi neyse verip kapatirim, ermeni soykirimindan mahkumiyet mi lazim? sak parasi, "turkiye icin basilan dugme mi eprimis" trink, yenisi. ama simdi o para gelene kadar festus hakkinda hic bir sey yazamam, okey?

    (bkz: gocmen yapmayin gocmen)
  • turkiye'de karakol iskenceleri ve olumleri raporlarla belgelenmisken ne demeye turkiye'ye geldi ki, anlamiyorum yani. oyle gerizekaliyim ya o acidan.
  • dun beyoglu esnafi polise destek mitingi yapmistir. basin aciklamasinin bir kismi su sekildedir:

    "bu güzelliklerin yanında en çok suç işlenen semtlerin başında gelmektedir. uyuşturucu satıcılığı, kapkaç, yankesicilik ve göçmenler gibi."

    nasil ama suclar, uyusturucu saticiligi, kapkac, yankesicilik, ve gocmenler(?!)

    bari gocmenlik deseydiniz de anlatim bozuklugu olmasaydi be. bari be.
  • arkadaş şakasına kurban gitmiştir:

    (bkz: polis sizin dostunuzdur arkadaşınızdır)

    ne dayak vardır, ne kötü muamele.
    arbede vardır. buna göre polisin silahından yanlışlıkla bir kurşun çıkar, insanın göğsüne saplanır. ölür.
    aaaa! tüh! -1

    bir yandan da başbakan nutuklar atıyor: işkence yokmuş ülkede.
    doğru, işkence yok artık, cinayet var cinayet...

    (bkz: beyoğlu ilçe emniyet müdürlüğü)
  • tabutu ülkesine götürülürken üzerinde teşekkürler türkiye yazıyordu. hayatta en çok utandığım anlardandır. itiraf etmek istedim.

    edit: biz daha kötüsü olamaz, daha da alçalamayız diyorduk ama mümkünmüş. mahkemesinde yaşanan utanç verici tiyatro üzerine bende söz bitti. nefret ediyorum bu ülkeden.
  • ceza hukukunun temel kavramlarını kafalarına oturtup somut olaylara uygulayabildiğini zanneden, sonsuz pozitivistlerin polislerin yanında olduğunu bize gösteren müteveffa kardeşimiz.

    gözaltı nedir bildin mi? gözaltında, tamamen korumasız halde (ecnebi doktrini vulnerable der) bulunan bir kişinin başına gelen her seyden, aksini kesin olarak ispatlayamadigi surece devlet sorumludur. kendisini asmış iddialarıyla verilen takipsizlik kararlarını veren kafa bunu anlamamakta direnir iste. "bu adam da bir şeyler biliyordur hani" diyen kafadır o. muktedirin yanındadır hep.

    sokakta iki sivil birey arasında islenen bir suç ile gözaltında islenen bir suç arasındaki farkı göremiyorsan sen, ne diye hukukçuyum diye geziyorsun ki ortada? ben gelip sana iki yumruk atarsam adi müessir fiil, polis gözaltinda sana iki yumruk atarsa adi iskence olur. neden diye dusundun mu hiç? gözaltındaki birine ateş edersen, o kişiyi taksirle öldürdüğüne kimse inanmaz.

    hukuk sisteminin başında memleketteki azınlıklara “yabancı” diyen bir yargıtay bulunan pozitivist polis dostları pek bilmezler ama medeni alemde davalar öyle yürümüyor. bak bakalım festus’un davasında etkin bir soruşturma yürütme yükümlülüğü bulunan devlet yapmış mı o etkin soruşturmayı?

    "bu adam da bir şeyler biliyordur hani" diye yaklaşsak bu ülkede hiçbir zaman devletin adam öldürmediğine de inanmamız gerekirdi. o kadar midesiz olmadık çok şükür.
  • bu arada not düşülsün; mahkeme başkanı en alt sınırdan verilen 4 yıl 2 aylık cezanın paraya çevrilmesini istedi, kabul edilmeyince karara şerh düştü.

    çünkü öldürülen buralarda kimsesi olmayan ve savunmasını yapan polisler tarafından ''hep bu zenciler uyuşturucu satıyor'' diye suçlanan biriyken, öldüren polis.
  • eger bu olay baska bir ulkede yasansaydi polisin festus'u kasten ve yakin mesafeden oldurdugunu, kamera kayitlarinin ele gecirilip imha edildigini, yine festus'un kiyafetinin delil karartma amacli imha edildigini ve polisin o uyusturucuyu festus oldukten sonra cebine koydugunu dusunebilirdik.
    ama ulkemizde allaha sukur bu tip olaylar tarih boyunca yasanmamistir ve halk olarak yuce turk adaletine ve polis teskilatimiza olan guvenimiz sonsuzdur.

    (bkz: demek isterdim)
  • dünyanın her yanına dağılmış kardeşlerinden biridir festus, açlıktan, sömürüden, savaştan kaçmıştır vatanından, mültecidir. vatansızdır, "modern dünyanın kölesidir". kara ellerine yazılmış kara kederi bu topraklarda yakalamıştır onu..utancımızdır.

    ölümünün ardından, savcılık beyoğlu ilçe emniyetinden kamera kayıtlarını istemiş lakin kameralar o sırada kayıtta değilmiş.. ne kadar ilginç !

    http://www.cnnturk.com/….asp?pid=318&haberid=389298
hesabın var mı? giriş yap