• tahminen 3500-4000 yaşındaki bu acayip yaşlı disk, tarihinde 3 ayrı yazı sistemi geliştirdiği için "yazı uygarlığı" olarak da adlandırılan girit uygarlığı'nın en ilginç buluntularından birisidir. federico halbherr tarafından 1908 yılında bulunmuş olan disk "girit hiyeroglifi" diye adlandırılan bir yazı sistemiyle yazılmış ve bu sistemin ilk örneklerinden olduğu söyleniyor.

    20 yıl sonra gelen edit: link verdiğim makalelerin bulunduğu siteler artık mevcut olmadığı için sildim.
  • disk üzerindeki her bir sembol bir sesi, heceyi temsil ediyor. çok basit bir şekilde örneklemek gerekirse kale yazmak isteyen bir yazıcı 'ka' sesi için bir kafa resmi çiziyor hemen ardından 'le' sesi için ise leylek resmi çiziyor. bu şekilde semboller yan yana gelerek kelime ve cümleler kayıt altına alınmış oluyor.

    bu diskin yapıldığı yıllarda yazı çok kısıtlı bir kesim tarafından hesap-kitap ve kayıt işleri için kullanılıyordu, yani herhangi bir edebi değeri yok. şu kadar koyunumuz var, şu kadar tahıl hasat edildi, yan medeniyete şu kadar çömlek sattık gibi.

    muhtemelen yazıcı olarak görevlendirilmiş olan kişi yaptığı işi standartlaştırmak ve kolaylaştırmak için her seferinde tekrar tekrar işlemek zorunda olduğu sembollerin kalıplarını yaptı. kalıpların yapılması için muhtemelen uzun bir süre gerekti ve bunu yapan kişi asıl işinden arta kalan zamanlarda bu kalıpların yapımıyla ilgilenebildi. kalıpları tamamlayıp yumuşak kil tabletlere baskı yaptığında ise sadece "ooo hacım çok iyi yapmışsın da bizim şu yazı işi ne zaman biter" gibi bir tepkiyle karşılaştı.

    o dönemde yazı çok yaygın olmadığı ve kullanılmadığı için maalesef baskı yönteminin değeri bilinemedi. böyle bir yönteme ihtiyaç olmadığı için unutuldu. geleneksel el ile yazıya devam edildi. matbaanın atası olan bu fikrin insan hayatında aktif olarak yer etmesi için 3000 yıl geçmesi gerekti.
  • an itibariyle national geographic tv'de ancient xfiles belgeselinde işlenen arkeolojik buluntudur.
    bir yunanlı besteci üzerindeki hiyeroglif metinleri müziğe çevirmiş ve dinlediğimde beni benden almıştır.

    (bkz: sanata aşık olmak)
  • malın tekinin ilgili linkte "bu bir restoran menüsü" diye umarsızca bir yorum yaptığı 3000 küsür senelik disk.
  • yunanistanın girit adasında 1908 yılında keşfedilen tarihi ise milattan önce 2000li yıllara dayanan kimilerinin matbaanın atası,kimilerinin alfabe,kimilerinin evlilik cüzdanı dediği üzerinde spiral şeklinde imgeler bulunan iki yüzlü kilden yapılma bir eser. yunanistanda heraklion arkeoloji müzesinde sergilenmektedir.
    tahminim,miken uygarlığının en parlak dönemi mö 1400'lü yıllarla mö 1100'lü yıllar arasındadır. bu dönemlere gelmeden, yunanistan 1800lerde tunç silahlı akalarca istila edildiği zaman,izole bir yerde kalmış bir yunan tüccarı, köklü kültüründen ve geniş bilgi yelpazesinden faydalanarak sümerlerden gördüğü duyduğu hiyeroglif yazısını içinde bulunduğu koşullara uygun bir şekilde denemeye veyahut iz bırakmaya çalışmıştır. tarihler,ve disk üzerindeki imgeleri düşündüğünüz zaman makul bir cevap gibi geliyor ancak tabii ki diğer tüm tahminler gibi bu da kesinlik belirtmiyor
  • üzerinde 242 adet simge bulunan, şimdiye dek hakkında onlarca kitap yazılmasına karşın ne olduğu hakkında mantıklı bir açıklama yapılamamış disk. phaistos'taki bir sarayın harabeleri arasında bulunmuş diskin m.ö. 1700'lerden kaldığı tahmin ediliyor. kilden yapılan bu diskin üzerindeki işaretler, elle çizilmemiş, pres benzeri başka bir şeyle yüzeye basılmıştır. diskin hala çözülememesinde hiçbir kopyasına veya benzer özelliklerde kalıntıya rastlanamamış olmasının da rolü vardır. diskin arkalı önlü karbon kopyaları aşağıdaki linkten görülebilir.

    http://www.ancientx.com/nm/anmviewer.asp?a=48&z=1
  • diskin üzerinde toplam 45 tane (her bir işaret için bir tane) damga kullanılmış. işaretler diskin üzerine iyi bir planlama ile yerleştirilmiş. ne anlattığı çözülmüş değil. bulunmuş bir benzeri (henüz) yok. diskteki semboller elle kazınmamış, bu damgalar kullanılarak baskı yapılmış.

    günümüzden yaklaşık 3700 yıl önceye tarihlenen dünyanın bu ilk basılı belgesinin neden akdeniz’de bir matbaa sürecini işaret etmediği mevzusu ise şöyle:

    faistos diskinde yer alan sembollerin heceleri temsil ettiği düşünülüyor. dildeki tüm hecelerin baskı malzemesi olarak kalıplara dökülmesinin, bu kalıpların da dönemin ilkel metotlarıyla elle yapılmasının ne denli meşakkatli bir süreç olacağını hayal edin. harflerin damgalarının yapılması, heceye oranla bin kere, bin beş yüz kere pratik. ama harf dediğin alfabe demek. alfabe dediğin logogramdan fersah fersah ileride bir dil (ve düşünce) gelişmişliği demek. mö. 1700’de girit’te ne arasın.

    damgalar kilin üzerine basılmış, kâğıda değil. kile göre çok daha kullanışlı bir madde olan kâğıt girit’te yok (hiçbir yerde yok; icadına daha on altı yy. var). kile baskı nasıl yapılsın.

    seri baskı yapacaksan kalıplarının dayanıklı olması gerek. dayanıklı olması için metalden yapacaksın damgalarını; bu da o sırada girit’te (ve yüzlerce yıl daha dünyanın hiçbir yerinde) olmayan bambaşka bir teknoloji gerektiriyor: metal işleme teknolojisi (o bildiğimiz matbaalarda harfler ve kalıplar kalay-çinko-kurşun alaşımı, pirinç alaşımı, bronz alaşımı falan filanla yapılıyormuş).

    daha bunun mürekkebi var, yazını var, kültürü var, oralara gelmedik bile. ortada matbaayı düşündürecek bir durum yok özetle. gayet unique ve özel bir disk faistos diski.

    (director’s cut: diski icat eden insanı düşünelim şimdi. kentin kuzeyinde (sıcağı ve denizi çok sevmiyor) yaşayan bir adalı. adanın sınırlı sayıdaki okuryazarlarından, pek muteber biri. bütün yazdığı alacak verecek notları olduğundan, bunlar da keçiden koyundan ne bileyim incirden duttan ibaret olduğundan, aynı şeyleri yaza yaza usanmış ve bir gün yazmak yerine basmak fikrini bulmuş. çok parlak di mi. âlâ! ama hani garibimin kâğıdı mürekkebi, hani garibimin baskı makinesi toneri? icat, icat edenle bitmiyor ki biraz da toplum lazım, uygarlık lazım; biraz da dönem lazım, çağ lazım. insana öncül lazım ardıl lazım. ayol insana şans da lazım. kimse bana “ben yanlış çağda/yanlış yerde doğmuşum demesin bundan sonra. adalım garibanım. çok romanı yazılacak tipte bir yalnızmışsın yalnız.)
  • benzer bir gizem için (bkz: antikythera)
  • 1903'te phaistos'taki minos sarayı'nın kalıntıları arasında kazı yapan italyan arkeologlar tarafından bulundu. arkeologlar, sarayın kuzeydoğu tarafındaki bloklarından birinin bodrum katında, lineer a (mö 1450 yılına kadar girit'te kullanılmış, henüz şifresi çözülememiş bir yazı) ile yazılmış bir kil tablet ve neopalatial döneme (mö 1700-1600) ait çömlek parçalarıyla birlikte garip bir nesneye rastladılar. esrarengiz disk pişirilmiş kilden yapılmış olup çapı 15.7 cm, kalınlığı ise 2 cm'dir. diskin her iki tarafı da kıvrılarak içeri doğru dönen hiyeroglif yazılarıyla kaplıdır. yazılar, ıslak kilin üzerine tahta ya da fildişiyle hiyeroglif damgalar vurulup, daha sonra sertleştirmek için yüksek ısıda pişirilerek yazılmıştır. diskin üzerinde bazen bir sembolün hafifçe sağındaki sembolün üstüne geldiği fark edilmiştir; bu da diski yapanın şekilleri sol tarafa doğru dizdiğini gösterir. böylece metin merkez yönünde içeri doğru kıvrılarak devam etmiştir.

    phaistos diski aslında dünyada baskıcılığın ilk örneğidir. diskin üzerine, dikey çizgilerle 61 gruba ayrılmış toplam 242 figür işlenmiştir. bunların arasında koşan adamlar, üzerinde tüyden yapılmış bir taç olan başlar, kadınlar, çocuklar, hayvanlar, kuşlar, böcekler, aletler, silahlar ve bitkilerin resimleri vardır. bu şekillerden bir ya da iki tanesinin, mö ikinci binyılın başlarından ortalarına kadar giritlilerin kullandığı hiyerogliflere biraz benzediği tespit edilmiştir. disk hakkında şaşırtıcı olan nokta, giritlilerin neden lineer a gibi çok daha gelişmiş bir yazı tipi varken ilkel bir resimli dili kullandıklarıdır. belki de diskteki yazının ilkelliği, diskin tarihinin bugün kabul edilenden çok daha eskiye dayan-dığının göstergesi olabilir. ancak öyle olduğu da kesin değildir, zira bugün kullanılmayan yazı türleri genelde, eski mısır'da olduğu gibi, örnekleri çoğunlukla kutsal ve dini metinler olmak üzere, çok daha ileriki zamanlara kadar kalabilirler. dahası, phaistos diski'ndeki yazı tektir, başka hiçbir yerde örneğine rastlanmamıştır.

    başka örneğinin olmaqması ve metnin oldukça kısa olması, küçük bir kısmının bile çevrilmesini çok zorlaştırmaktadır. bu yazıların disk üzerinde damgalar kullanılarak çıkarılmış olması, üzerinde bu tür yazı olan nesnelerin büyük miktarlarda üretildiğini gösterir. ancak bu tür eşyalar her nedense arkeolojik araştırmalarda su yüzüne çıkmamıştır. diski anlamada yaşanan bir zorluk da, üzerindeki sembollerin nasıl yorumlanması gerektiğini kimsenin tam olarak bilmemesidir. diskte hiyeroglif yazı mı kullanılmıştır, yoksa üzerindeki resimler görünür değer olarak mı alınmalıdır anlaşılmaz. phaistos diski'ndeki bazı görüntüler tanıdığımız şeylerin resimleridir, ancak bunları bildiğimiz anlamlarıyla yorumlamak diskten mantıklı bir anlam çıkarmamıza yardımcı olmaz. birçok dilbilimci, bu metnin hecelerin yerini tutan işaretlerden oluşmuş bir dizi (hece alfabesi) olduğunu düşünmektedir. bunun bir kavram ya da fikri ifade etmek için resimli sembollerle birleştirilmiş kavramyazı olduğunu ifade edenler de vardır. hece alfabesi ile kavramyazının birleşimi olması, bu metnin, giritlilerin lineer b yazısı, hiyeroglif ve çivi yazısı dahil yunanistan ve eski mısır'ın bilinen tüm hece alfabeleriyle aynı sınıfa girmesi demektir.

    narmer paleti bu tür metinlerin ilginç bir örneğidir. 1894 yılında, mısır'ın hanedanlıklar döneminden önceki başkenti nekhen (bugünkü hierakonpolis)'de, ingiliz arkeolog james e. quibell tarafından bulunmuştur. yaklaşık olarak mö 3200 yılına tarihlenmektedir ve bugüne kadar bulunan en eski hiyeroglif örneklerinin bir kısmını içerir. narmer paleti'nde, doğrudan göründükleri anlama gelen resimli semboller ve hiyerogliflerin birleşimi kullanılmıştır. bu noktada phaistos diski ile bir paralellik söz konusu olabilir. belki de phaistos diski de eskiçağ girit hiyeroglifleriyle resimli sembollerin birleşiminden oluşuyordur.

    diskteki yazının başka bir örneği olmadığı için yorumlanmasının çok zor oluşu bazı bilginleri ve amatörleri bunu denemekten vazgeçirmiştir. aslında metnin benzersizliği araştırmacıları yıldırmaktan çok büyülemiş, onu daha esrarengiz yapmıştır. ne yazık ki metin böylesine farklı olunca hayal gücünün çok ötesinde ve asılsız çevirileri ve yorumları da yapılmıştır. belki de bunlar içinde en mantıksız olanı, diskin, binlerce yıl önce uzaydan gelen canlıların ya da atlantis medeniyetinin gelecek nesillere bıraktığı bir mesaj içerdiği iddiasıdır. mesajın tam olarak ne içerdiği ya da o kadar gelişmiş oldukları ileri sürülen uzaylıların (ya da atlantislilerin) bunu yazarken neden böyle ilkel bir yazıyı kullandıkları sorusu elbette cevaplanamamıştır.

    son 100 yıl boyunca diskin üzerindeki dilin ne olduğunu çözmek için birçok girişimde bulunulmuştur. 1975'te jean faucounau bu dilin, proto-iyonyalılar olarak tanımladığı, girit'ten çok truva'yla bağları olan bir topluluğun, yunanlılardan önceye dayanan, hece alfabesi kullanan bir dil olduğunu belirterek metnin bir çevirisini yayınlamıştır. faucounau'nun yorumuna göre phaistos diski'ndeki yazı arion adlı bir proto-iyonya kralının hükümdarlık zamanını ve cenazesini anlatıyor. ancak faucounau'nun çevirisi, konu üzerinde çalışan birçok biliminsanı tarafından mantıklı bulunmamıştır.
    2000 yılında yunan yazar efi polygiannakis "disk yunanca konuşuyor" adlı bir kitap yayınlayarak diskin üzerindeki yazının eskiçağda kullanılan bir yunan lehçesine ait hece yazısıyla yazılmış olduğunu iddia etti. dr. steven fischer da "phaistos diski'nde yunan lehçesi kullanıldığının kanıtı" adlı kitabında(1988) yazının bir yunan lehçesine ait hece yazısıyla yazıldığını belirtmişti. diskin anlamı konusunda bir ipucu da eserin bulunma şeklidir. phaistos diski'nin bir yeraltı tapınağının deposunda bulunması bazı araştırmacılara diskin dini açıdan bir önemi olduğunu, muhtemelen kutsal bir marş ya da ayin kuralları olabileceğini düşündürmüştür. metindeki çeşitli sembol kümeleri tekrarlanmıştır.
    bu, metinde bir nakarat olduğunu gösterir. belki de diskin her yüzü bir şarkı, marş ya da ayin büyüsünün bir kısmını oluşturuyor olabilir. hatta knossos'u (minos uygarlığı'nın tören ve siyasi merkezi) kazan sir arthur evans, metnin kutsal bir şarkıdan kısımlar içerdiği sonucuna varmıştır. diski bulan kişi olan italyan arkeolog luigi pernier de diskin dini törenler bakımından önemi olduğunu düşünüyordu. ancak phaistos diski minos sarayı'nın olduğu bölgede bulunmuş olmasına rağmen, girit'te yapılmış olduğuna dair kesin bir kanıt yoktur. akdeniz'deki bir yerden, hatta yakındoğudan bile getirilmiş olabilir.
    diskin dini/ayinsel önemi elbette üzerinde durulması gereken bir ihtimaldir, ancak bu konuda yapılan çok sayıda tahminden yalnızca biridir. bu konuda sayısız kuram vardır. bunların arasında, diskteki metnin eski çağa ait bir macera hikayesi, bir eskiçağ takvimi, bir savaş çağrısı, hititçe'de yazılmış bir büyü, hukuki bir belge, bir çitfçinin yıllığı, saray etkinliklerinin programı ya da oyun tahtası olduğu gibi birçok tahmin bulunmaktadır. alman yazar andis kaulins 1980'de yayınlanan "phaistos diski*" adlı kitabında bu gizemli yazıyı çözdüğünü, diskteki dilin yunanca olduğunu ve metinde bir geometri kuramının kanıtları olduğunu iddia etti. ancak, kaulin'in çevirileri arkeologlar ve dilbilimciler arasında pek destek görmedi. yazar alan butler, 1999'da yayınlanan "tunç devrinin bilgisayar diski" adlı kitabında, diskin son derece doğru bir gökbilimsel takvim ve hesap makinesi olduğunu ileri sürdü. ancak giritlilerin gökbilimi alanında ayrıntılı bilgilere sahip olup olmadığı konusunda açık bir kanıt yoktur; ayrıca o zamanlar mısırlılar bile gökbiliminde butler'ın hipotezini doğrulayacak kadar ileri gitmemişlerdi.

    son 100 yıl boyunca girit'te yapılan çok sayıda kazıda, phaistos diski'ndeki damgalı ya da baskılı yazı yönteminin tek bir örneğine bile rastlanmadı. kimileri bunu, diskin sahte olabileceği ihtimaliyle açıklıyor. diskin gerçekliği konusunda şüphe yaratan diğer bir durum da akdeniz ve yakındoğu arkeolojisi uzmanlarının disk hakkındaki tartışmaya katılmaya isteksiz görünmeleridir. termolüminesans (ısındığı zaman maddeden ışık çıkması) tarihleme yöntemiyle diskin son yüzyıllarda mı yapıldığı, yoksa giritliler dönemine mi ait olduğu öğrenilebilir. yunan yetkililer şu ana kadar disk üzerinde böyle bir test uygulanması konusunda isteksiz davrandılar. bu yüzden diskin 1900'lerin başında o zamanlar minos kültürü hakkında elde bulunan az miktarda bilgi kullanılarak yapılmış sahte bir eser olması belki de inanılması güç, ancak hiçbir şekilde imkansız olmayan bir senaryodur. 1992'de rusya'nın vladikavkaz şehrinde bir evin bodrumunda, diskin sahte olduğu yönündeki kurama ilişkin şaşırtıcı bir bulgu ortaya çıktı. bu, phaistos diski'nden daha küçük, yine kilden yapılmış bir disk parçasıydı. görünüşe bakılırsa phaistos diski'nin bir kopyasıydı, ancak bu diskteki semboller damgalanmamış, kazınmıştı. sahte disk söylentileri yayıldı, ancak rusya'da bulunan bu disk, birkaç yıl sonra esrarengiz bir şekilde ortadan kayboldu ve o zamandan beri hakkında hiçbir şey duyulmadı.

    bu diskin çözülebilmesi için; girit'te ya da akdeniz'in başka bir yerinde yapılacak arkeolojik kazılarda, bu esrarengiz yazının başka örneklerinin bulunması gerekiyor. o zamana kadar, bugün girit'in kandiye şehrindeki arkeolojik müzede sergilenmekte olan phaistos diski, bir sır olarak kalacaktır.

    edit: düzeltme.
  • 4.000 yıllık kil disk 1908'de yunanistan'ın girit adasında keşfedildiğinden beri, bilim adamları gizemli phaistos diskini deşifre etmeye çalışıyorlar. disk, dış halkadan iç bileziğe spiral yönde okunabilmektedir. araştırmacılar, önceki çalışmalarda gösterilen girit hiyerogliflerinin yanı sıra, eski yunanistan'daki minos doğrusal a ve miken doğrusal b karakterlerini kullanarak üç anahtar kelimeyi tanımlayabilmişlerdir.
hesabın var mı? giriş yap