• hayatını bir erkek olarak yaşamış, erkek(lik) ayrıcalıklarını, deneyimlerini tatmış ve tatmaya devam eden, non binary ve transgender beyanına sahip kişi. hakkındaki iddialar, grooming ve fiziksel şiddet. daha önce sayısız kere olayı çıktı ve tutuklandı. şiddet eylemlerinin hepsini kadınlara karşı gerçekleştiriyor. en son, bir kadını boğazladığı video'su yayınlandı. kamu düzenini bozmaktan tutuklandığı vakit, bir erkek tarafından aranmak istemediğini, çünkü non binary ve transgender olduğunu söyledi. non binary ve transgender olunca kadın tarafından mı aranman gerekiyordu? şimdi bu arkadaş, kadınlara saldırıp duracak, küçük çocukları alıkoyacak, grooming eylemlerini gerçekleştirecek ve tüm bu eylemlerden kadınlar zarar görecek; ama kendine "non binary ve transgender" dediği için bir erkek olarak yargılanamayacak mı? biyolojik cinsiyetine rağmen? ya ahahaha yürüyün gidin hadi. sırf bu kimliği yüzünden ota boka aktivistlik yapan hollywood ünlüleri tek laf edemiyor. ohh valla ya, bir beyan salla ortaya, saldırılarını tek bir cinsiyete yönlendir, sonra git non binary olarak yargılanmak iste. erkek olmak süper iş.

    not: bir zamanlar çok sevdiğim ve her işini takip ettiğim aktör: he.

    edit:

    lgbti birey, yaptıklarının ardından cinsel yöneliminin ve zamirlerin arkasına sığınıyorsa, üstelik eylemlerini biyolojik cinsiyetinden kaynaklı fiziksel üstünlüğünü kullanarak, yalnızca tek bir cinsiyete yönelik gerçekleştiriyorsa elbette o kişinin beyanını eleştirme hakkına sahip olurum. bundan daha doğal bir durum yok bence. erkek olarak doğması nedeniyle fiziksel üstünlüğe sahip bir kişi, saldırılarını çoğunlukla ya da tümüyle kadınlara yönlendiriyorsa eğer, o kişinin biyolojik ve toplumsal cinsiyetini konuşmak beni neden küçültecekmiş?

    bir insan, fiziksel açıdan ondan güçsüz bir cinsiyeti 'özellikle' hedef alarak cinayet işliyorsa, seri katil de olsa yalnızca işlediği suç üzerinden değerlendirilemez. öyle olsaydı, seri katillerin çoğu "erkek" olmazdı. biz de "kadına şiddet olgusu" yerine, "insana şiddet olgusu" denen osuruktan kapsayıcı bir modelden bahsederdik. biyolojik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kavramlarının hangi noktada birleştiği, hangi noktalarda kesiştiği ve ayrıştığı ise yıllardır sosyal bilimler alanında tartışılan ve fikir birliğine varılamamış bir konudur. rw connell, luce irigaray, judith butler, monique wittig gibi isimlerin konuyla ilgili görüşleri tamamen farklıdır örneğin. alan tartışmalarını bıçak gibi kesmeye lüzum yok.

    "kadınları dövmek için erkek olmak gerekmediğini sevda demirel'den de mi öğrenmediniz?"

    yani, iki münferit olaydan bahsedip kadınların yaşadığı şiddeti genellemek de çok komik bir durum. sevda demirel gibi fiziksel açıdan güçlü kadınlar çoğalıp erkekleri ya da kadınları dövmeye ya da öldürmeye başlarsa, onların gerçekleştirdikleri eylemlerin cinsiyet boyutunu o zaman konuşuruz. sevda demirel gibi kadınlar toplaşıp kendilerine "they" deyip bir erkek gibi (?) yargılanmak istediklerini söylerlerse, onların da karşısında dururum hiç çekinceniz olmasın. sevda demirel kendinden güçsüz kadınları seçip onları mı dövüyor? bu eylemi gerçekleştiren başka kadınlar var mı veri olarak elimizde tutabileceğimiz? eğer yoksa, olgu sıfatını taşıyamaz ki? kimseye en baştan oturup kadına şiddet kavramının neyi ifade ettiğini anlatmak zorunda olduğumu sanmıyorum 2022 türkiye'sinde özellikle. :d

    özetle; kendine istediği kadar they veya mix dedirtmek isteyebilir, sonucunda he kalacak bir aktördür, zira eylemlerini "he" uzuvlarını ve organlarını kullanarak gerçekleştirmiştir. he'dir. kadınlara saldıran erkek adam ben değilim, zerrece küçülmüyorum. lgbti'leri küçültenler varsa, asıl bu gibi tiplerdir.
  • bir gün the catcher in the rye filmi çekilirse ve eğer biri holden caulfield'i beyaz perdede canlandıracaksa kesinlikle bu şahış olmalı. acayip bir hiperaktivitesi var. the perks of being a wallflower filmindeki oyunculuğuyla bana holden'i anımsattı.
  • hakkindaki en acayip seylerden biri rowling'i cancellayip duran emma watson'in kankasi olmasidir. rowling'e nazi gecen ve neredeyse harry potter sinematik evreni icin rowling varsa ben yokum diyecek kadar suursuzlasmis bu ablamiz, miller'in kadina karsi isledigi suclara gik diyememistir. kara komik film asil budur ya.
  • adam bildiğin gerçek hayatta gta online oynuyor. dünyanın çeşitli yerlerinde birbirinden farklı ve fantastik suçlar işliyor. dövüyor, tecavüz ediyor, hırsızlık yapıyor, adam kaçırıyor, işkence ediyor. hapse girmiyor, herhangi bir bedel ödemiyor ve bir süre sonra tekrar yeni bir suç içliyor.
  • geleceğin johnny depp'i.
  • baya ilginç suratlı biriymiş. aynı anda hem güzel hem yakışıklı gibi.
  • bazı futbolcular vardır; herifi izlerken kendi kendinize -lan bunu oynadığı topu ben de oynarım- dersiniz. bazı tfutbolcular için ise durum böyle değildir, o adamı ancak ağzınız açık izlersiniz hatta o an sahada da olsanız gene izlersiniz. başarısız veya ortalama bir meslektaşı ile arasındaki fark çok nettir çünkü.
    işte ezra miller bir ''oyuncu'' olarak kesinlikle ilk grubun içinde değildir, ikinci gruba ise oldukça yakındır. benim oyuncu olabilmeme imkan tanıyacak en küçük bir özelliğim dahi yok; biliyorum. buna rağmen o kadar fazla dangalağa, berbat performansa maruz kalıyorsunuz ki beni de sinemada veya televizyonda görseniz hiçbiriniz fazladan bir rahatsızlık duymazsınız, alıştınız çünkü.
    gördüğüm zaman -aha ben de olsam ancak bu kadar oynayamam zaten- dedirten bir sürü oyuncu var ve bunlar entry'nin başında verdiğim örnekteki futbolculara benzeyen oyuncular. ezra miller ise ''izlenecek'' cinsten bir oyuncu. gerçek bir oyuncu ile benim gibi birisi arasındaki farkı yine bana gösteren cinsten.
  • evde beslemek istediğim çocuk.
  • dc'nin ezeli rakip marvel'ı tahtından etme çalışmaları kapsamında aynı karakterlerin dizi ve film versiyonlarıyla saçma bir şekilde kastırdığı bu kargaşa ortamının en sevindirici gelişmesidir bu kardeşimizin the flash olması. the perks of being a wallflower filminde ayıla bayıla izledik, karaktere katacağı yorumu merakla bekliyoruz. evet rol için biraz fazla tıfıl belki, lakin hugh jackman abimizin wolverine öncesi fotoğraflarına bir göz atılırsa söz konusu süper kahraman filmleri olduğunda hiçbir şeyin imkansız olmadığı görülebilir. hadi bakalım.
hesabın var mı? giriş yap