• röyksopp & robyn ortaklığının insanın içini çok fena acıtan parçası. sözleri de şöyle:

    been alone in here forever
    waiting in the dark
    ıf you only knew me better
    open up your heart
    hey, every little thing ı say
    every little thing ı do
    you should really know by now, baby
    every little thing ı say
    every little thing ı do
    you should really know by now, it's for you!

    been waiting here forever
    for you to come inside
    even though ı never told you
    god knows how ı tried
    hey, every little thing ı say
    every little thing ı do
    you should really know by now, baby
    every little thing ı say
    every little thing ı do
    you should really know by now, it's for you!

    baby why you fought it,
    when you know ı'm waiting
    when you know ı'm waiting here

    baby why you fought it,
    when you know ı'm waiting
    when you know ı'm waiting here

    baby why you fought it,
    when you know ı'm waiting
    when you know ı'm waiting here

    baby why you fought it,
    when you know ı'm waiting
    when you know ı'm waiting here
  • her şey bundan uzun zaman önce, 1996'da, avex trax prodüktörlerinden mitsuru igarashi'nin kendisinin klavyede yer alacağı iki kişilik bir grup kurma kararı ile başladı. bayan vokalist adayları arasından solo kariyer yapmak için uğraşan (ya da cebelleşen) eski bir the kuro buta all-stars üyesi (başka bir morning musume türevi işte) henüz genç bir kız ön plana çıkıyordu ki bu 1.60'lık kaori mochida'dan başkası değildi.

    kaori'yi dinledikten sonra igarashi, kendi deyimi ile, bu henüz lise öğrenimi devam eden ve çocukluğunda aktris olarak birkaç rol de kapmış kızın güçlü ve tatlı sesi karşısında diyecek bir şey bulamaz ve teklifini sunması ile kaori artık bir "every little thing" üyesi olarak japonya'nın en çok bilinen sanatçılarından biri olmaya yükselecek kariyerine başlaması bir olur.

    igarashi, ilk çalışmalarında gitarist arkadaşı ichiro ito'dan yardım ister. kaori ve igarashi ikilisi; itou'nun da yardımı ile, bestesi, prodüksiyonu… kısacası her zerresi igarashi'nin emeğinden geçen ilk single'ları 'feel my heart'ı müzik piyasasına sunarlar (acaba yayınlarlar mı deseydim sayın okur?). velhasıl, beklenenden fazla ilgi gören single'ın ardından; itou da kalıcı olarak ikiliye katılmaya karar verir. ikili olarak kurulan 'every little thing' uzun süreli bir üçlü birliktelikte devam edecektir.

    every little thing (elt) ilk albümleri 'everlasting' ile 2 milyon (iki tane bir milyon !!) satarlar, kısa bir süre sonrasında ise dördüncü single'ları 'for the moment' ile oricon sıralamasında zirveyi göreceklerdir. ve böylelikle yıllarca yan gelip yatsalar dahi silinmeyek bir isim olarak hafızalara kazınırlar.

    tabii ki elt böyle yapmaz ve ertesi sene (kurulduktan sadece iki sene sonra) grup 'time to destination'ı yayınlar ve 1998'de japonya'nın en çok satan albümü olur (üç buçuk milyon adet!!!). bu albüm halen de toplamda en çok saten every little thing albümü olma özelliğini korumaktadır.

    2000'de yayınlanan üçüncü albümleri 'eternity'nin ardından mitsuru igarashi, avex trax'taki prodüktörlük kariyerine devam etmek için gruptan ayrılır ve böylelikle every little thing, başta da planlandığı gibi bir 'duo', ikili olarak devam edecektir. ilginç olan ise, bu ikilide, kurucunun yer almayışı olacaktır.

    bu noktadan sonra grubun çizgisinde ciddi bir değişim görünür ve pop-rock'tan akustik bir soft rock tarzına geçiş yaşanır (zaten itou'nun aşırı derece sakin çehresine bakınca insan pek de şaşırmıyor bu değişime. gerçekten de elt'in en güzel –tabii ki bana göre- eserlerini derlediğimde büyük kısmının 2001 öncesine ait olduğunu gördüm).

    igarashi'nin yer aldığı son parça 'sure'un ardından, 2001'de elt yeni tarzı ile muhteşem bir başlangıç yapar: 1 ocak 2001'de raflarda yerini alan 'fragile' single'ı sadece o yıl 850.000'e yakın satacaktır! (gerçekten de güzel şarkıdır ama, şimdi düşündüm, itou'nun da hakkını yemeyelim).

    2004'teki son albümleri 'commonplace', elt'in en az saten (313.000) albümü olunca bu ballad-akustik stil daha fazla da tutmayacaktır ve ikili popülerliğini gittikçe yitirecektir.

    bu dönemdeki en kayda değer başarıları ise 2004'teki 'koibumi / good night'ın grubun en çok satan single'ı olması (tabii bu değerlendirmeler every little thing için, onların seviyesi üzerinden. yoksa bunlar için burun kıvırdığımız rakamları gerek burada ülkemizde, gerekse de japonya'da bulunca 'yahu arkadaş ne sattık be' diyecek yüzlerce grup buluruz).

    2004'ten sonra every little thing'in kaybettiği popülariteyi bir başka bay-bayan ikili alacaktır: do as infinity (lakin bu elemanlar geçen sene (2007) gözyaşlı, salya-sümük bir konser verip dağılmıştır, elt ise halen dimdik ayaktadır. dai de güzel eserlere imza atmıştır tabii ki, haklarını verelim).

    grup hakkındaki hoşuma giden noktalardan biri derleme şarkılarından oluşan albümlerinin iddialı isimleridir: "every best single". yine kaori'nin masum duruşu, sakin yüz ifadesi allı-pullu ve parlak kıyafetlerde görmeye alıştığımız pop sanatçılarını düşününce (ballad bile söylüyor olsalar) insana biraz garip geliyor, hatta tanıdıklık uyandırıyor. bir de every little thing için, bende şöyle bir imaj oluştu, bu insanlar bu işi popüler olmak için veya "en çok nasıl satarız acaba?" kaygısı ile değil; meslek olarak benimseyerek yapıyorlar; bu da aradan geçen 12 yıllık süreçte zaman "kimler geldi kimler geçti" dedirtirken, eski şaşaalı günlerini yaşamasalar da kaoru-itou ikilisini halen bilinen, hatırlanan ve saygı duyulan bir isim olarak insanların zihninde tutuyor (uuzuun cümle, evet, elt bunu hak ediyor).

    albüm ve single kapakları ise ayrı bir güzeldir. bağrı açık itou ve arkasında koltuğun kenarına ilişmiş şuh bakışlı kaoru tiplemesi yoktur, sade, sakin ve belli ki üzerinde çalışılmış, düşünülmüştür. en beğendiğim kuşkusuz every best single 2'de masasının başında ramenini yiyen kaoru'dur (uzun saç yakışıyor gerçekten). accoustic latte'da loş odada gölgelerin arasında oturan kaoru, everlasting'deki otobüs yolcuları, graceful world'daki masum, many pieces'taki çocuksu tebessüm, kimi no te'deki 'saksıdaki ayçiçeği sulayan kız'…

    grubun, son yıllarda albümlerinin 100.000, singlelarının ise 30.000 gibi geçmişine oranla düşük rakamlarda kalması ise biz elt hayranları için burkucu ve umarız ki bu rakamlar ikiliye "artık tamam, unumuzu eledik, eleğimizi astık" dedirtmez.

    5 mart 2008'de grup 'door' albümünü çıkarttı. 'beyond the sea'den lex'in albümü incelerken yazdığı gibi, "hate how good every little thing's instrumental tracks are because they could make such awesome full-length songs." grup, door ile oricon'da haftalık sıralamada ikinci sırayı buldu, belki bu bir kıvılcım olabilir, kim bilir?

    yazarın tavsiyeleri: azure moon, country road, future world, time goes by, pray, who cries for me, water(s), tümden every best thing 2 albümü, hifi message. ayrıca farklı versiyonları için de cyber trance ve super eurobeat derlemelerine de bakmanız lazım.

    bu grubu sevenler bunları da sevebilir gibi: do as infinity, day after tomorrow, globe, tackey & tsubasa, w-inds.

    *cafebunka için yazdığım eski tarihli bir yazı olup, sitede açılış bayağı gecikince daha da eskimeden buraya aktarılmıştır.
  • röyksopp & robyn ortak çalışması.
  • beatlesin 1964 kaydi, 2 dakikalik kisacik bir parçasi;

    when i'm walking beside her
    people tell me i'm lucky
    yes, i know i'm a lucky guy
    i remember the first time
    i was lonely without her
    can't stop thinking about her now

    every little thing she does
    she does for me, yeah
    and you know the things she does
    she does for me, woo

    when i'm with her i'm happy
    just to know that she loves me
    yes, i know that she loves me now
    there is one thing i'm sure of
    i will love her forever
    for i know love will never die

    every little thing she does
    she does for me, yeah
    and you know the things she does
    she does for me, woo

    every little thing she does
    she does for me, yeah
    and you know the things she does
    she does for me, woo
    every little thing
    every little thing
  • beatles for sale albümüne ait, lennon / mccartney imzalı the beatles parçası. (bkz: 1964) (bkz: northern songs)
  • beatles for sale albümünün on birinci şarkısı, lennon/mccartney bestesi.

    paul mccartney şarkıyı o dönemki sevgilisi jane asher'ın londra'daki evinin müzik odasında yazmış. büyük kısım bu şekilde oluşmuş, daha sonra john lennon küçük dokunuşlarıyla son halini almış.

    lennon/mccartney elinden çıkan şarkılarda ana vokali şarkıyı yazan yapar çoğunlukla. bu şarkıda besteyi paul'un yapmasına rağmen ana vokalde john vardır. bu da beatles külliyatında nadiren denk gelinen bir durumdur.

    girişteki gitar lick'ini kimin çaldığına dair fikir ayrılıkları vardır. 12 telli bir elektro gitarla çalındığı konusunda görüş birliği olsa da bazı kaynaklar john lennon'ın, bazı kaynaklarsa george harrison'ın çaldığını söyler.

    şarkı, timpani kullanılan ilk ve tek the beatles şarkısı olma özelliğini taşır.

    şarkı single olarak düşünülmüş ancak sadece albümde yayınlanmıştır.
  • rosey'nin söylediği love şarkısında da geçer. every little things gonna be all right... diye gider.
  • theminimalists'in podcastlerinde intro olarak çalan tatlış*** bir peter doran şarkısı.

    (bkz: sözlerini de yazayım tam olsun)
    every little thing, you think that you need
    every little thing, you think that you need
    every little thing that’s just feeding your greed
    oh, i bet that you’d be fine without it

    every little thing that you’ve gotta have
    every little thing that you’ve gotta have
    that you’ve got to reach for and you’ve got to grab
    oh, i bet that you’d be fine without it

    so tear your eyes away, oh tear your eyes away

    every little thing that sparkles and shines
    every little thing that sparkles and shines
    ıt’s driving you sweetly out of your mind
    but i bet that you’d be fine without it

    so tear your eyes away, oh tear your eyes away

    every little thing that you’re lusting for
    every little thing that you’re lusting for
    how did you ever get along before
    oh, i bet that you were fine without it

    so tear your eyes away, oh tear your eyes away

    before you’re tripping over junk that’s lying scattered on your floor
    the dusty and discarded toys that don’t shine any more
    every one you had to have, every one you swore
    would satisfy your greedy heart for now and evermore

    every little thing that catches your eye
    every little thing that catches your eye
    gets under your skin and it won’t be denied
    oh, i bet that you’d be fine without it

    oh, i bet that you’d be fine without it
  • chaka khan'ın muhteşem şarkısı
hesabın var mı? giriş yap