• uzmanlık tezi yaparken mecburen maruz kaldığım, içimdeki tüm klinik araştırma ve çalışma isteğini öldüren, onlarca gereksiz prosedür ve form ile başımın belası olan, gece kabuslarımdan hiç çıkmayan, aklıma geldikçe alkol alma isteği uyandıran hatta bu entry yi yazarken içmemi sağlayan kurul
  • tr dizinde taranan bütün dergilerde yayınlanan makalelerde yer alması zorunluluğu getirilmiş olan hede. işin ilginci eğitim bilimleri, sosyal bilimler gibi alanlarda da bu zorunluluğu getirmişler.
    üniversitede çalışmayan bağımsız araştırmacıların bu izni nereden alacağına dair bilgisi olan varsa yeşillendirsin lütfen

    edit: tübitak'a yazdım. aaa öyle şey olur mu istediğiniz üniversiteye başvurun yardımcı olurlar dediler.
    marmara üniversitesine başvurduk. dilekçemi almadılar enstitü müdürü denilen şahıs emir vermiş, sadece kendi personelinin başvurularını kabul ediyormuş. zorla dilekçe verdim ki red cevabı versinler. 1 ay sonra resmî red cevabı verdiler.
    tübitak'ın yönetmeliğindeki maddeyi alıntılayıp bu cevabı ek yaparak cimere yazdım. cimer de bunlara yolluyormuş. onlar da aynı cevabı yazıp yolladılar. allah belanızı versin deyip başa döndüm ve tübitak'a yazdım.
    yönetmenliğinizde böyle madde var ama uygulamıyorlar dedim. kurul toplansın görüşeceğiz dediler. 15 gün sonra kurul toplanmış yapacak birşey olmadığına karar vermişler.
    yani ülkede yayın için teşvik ıvır zıvır anlatıyorlar. çıkarılan şu bürokratik engeli gelişmiş herhangi bir ülkede göremezsiniz.

    istanbul üniversitesi avcılar kampüsüne gittim pandemide. 4 saat yol gidip belgeleri teslim ettim. sağolsunlar yardımcı oldular. 1 ay sonra iznimi aldım. araştırma yapmaya başlamam 3 ay sürdü. sizin yapacağınız işi sileyim.
  • gerekliliğine şüphe yok, ama araştırma yapmanın önündeki en zorlu, en yorucu, en sinir bozucu ve baş belası kuruldur. türkiye'de bilim ilerlemiyorsa bu kurul en önde sebeplerindendir. diğer ülkelerde işleyişi bilmiyorum ama yapılan çalışmalara bakınca türkiye'de siksen geçiremeyeceğin çalışmalar çatır çatır geçmiş oralarda bu kurullardan. bi el atılması gerekiyor artık bu kurullara.
  • onay şartlarından biri de helsinki bildirgesi'nin güncel şekline uyulacağının taahüt edilmesidir.
  • iki kelimeyle özetleyecek olursak "baş belası". efendim bu kurullar üniversitelerde de bulunmaktadır. içinde onlarca farklı dosya barındıran(imza kısmına hiç girmiyorum) kalın bir klasör verirsiniz, çalışmanızı ` :proje, tez vs..` anlatan ve taraflarınca onaylanmadığında çalışmaya başlayamayacağınız.. özellikle tıp fakültesi bünyesinde çalışıyorsanız, her kelimenizden kıllanacak düzeydedirler, ölmüş hastaların arşiv materyallerinden yapılacak bir çalışma için hastadan "hasta gönüllü olur formu" ya da 5 yaş altı çocuklarla yapılacak bir çalışma için "hasta imzası" isteyebilmektedirler.
    gereksiz bir oluşum olduğunu savunmuyorum amma, işleri yavaşlattığı kesindir. dünya gözüyle etik kuruldan düzeltme almamış bir proje görmüşlüğüm de bulunmamaktadır.
  • 11 mart 2010 itibariyle bünyesinde ilahiyat fakültesi mezunu bir üye bulundurması zorunlu kılınan kurul. böylece bilimsel etiğin de dini bir onaya tabi olma zorunluluğu getirilmiş oluyor.

    http://rega.basbakanlik.gov.tr/…/03/20100311-15.htm
  • abd diyarlarinda institutional review board diye gecer.
  • etkin güçlerin oyuncağı olabilen kuruldur.
  • aslında formalite icabı olmayan bu koca klasörde istenen değişiklikler çalışmacıları bezdirmek ya da ömürlerini törpülemek amaçlı olmayıp tamamen başta çalışmacıların sonradan çıkabilecek her hangi bir komplikasyon ya da yasal problem karşısında korunması içindir.
    yerel ve merkez etik kuruldakiler yıllardır prosedür ve komplikasyonlarla ilgili o kadar farklı deneyimler yaşamışlardırki klasör formatlarında istenen hiçbir bilgi ve evrak gereksiz prosedür işlemi değildir.
    sonuçta yapılan klinik çalışmalar insanlar üzerindedir ve ilaç çalışmalarıdır. gönüllülerden herhangi birinin başına gelebilecek bir advers olayda ilaçla ve çalışmayla ilgili olsun ya da olmasın bilgilendirilmiş olur formundaki herhangi bir kelime yüzünden "ben bunu anlayamamıştım anlamış olsaydım kabul etmezdim" gibi bir söylemi olmaması için okur yazar olmayan bir kişinin anlayabileceği bir dil kullanılması istenir ki yeni tck ile hayat kurtarmak için yapılan bir girişim bile doktorları suçlu gösterebilecek hale gelmişken yaşanabilecek bir aksilikle başları belaya girmesin. etik amaç kişiyi en kısa zamanda, acısız, en ucuz ve en rahat şekilde iyileştirmek ve daha kaliteli bir yaşama ulaştırmak olduğuna göre kağıt kürekle uğraşmak zor gelsede katlanılabilirdir.
  • aylardır başvurmayı ertelediğim kurul. keşke biri benim yerime tüm formları doldursa da üstümden büyük bir yük kalksa valla nefretim oldu :(
hesabın var mı? giriş yap