9 entry daha
  • bir gün biri yazdıydı bana, tavşan deliğinden bahsediyordu. anlatacak kimsesi yokmuş. siz bunu, dinleyecek kimsesi yokmuş olarak da anlayabilirsiniz tabi ama. çünkü ima sentetik bir imanın dilidir epeydir toplumda.

    bazen öyle olur ya dinleyecek kimselerin olur da anlatacağın kimse olmaz onların arasında, bazen de tersi olur hani anlatacağın çok kimseler olur da dinleyen olmaz onlar arasından.

    insan insanın kumarıdır kurt’u değil ya ondan işte hep bunlar galiba.

    gün geçiyor, günler geçiyor, 'korktuğu için kaçan tavşanlar' için değil belki ama 'kaçtığı için korkan tavşanlar' için, delikler küçülüyor. küçük deliklerin yarattığı büyük sıkıntılar küçük tavşanlar için değilhala şükür ve yine elbet şükür küçüklük ve büyüklük henüz daha ve halen ve yani işte şimdilik bile olsa ölçülüyor, ölçülebiliniyor.

    yazacak kimsem yoktu, okuyacak kimselerim umurumda değil, merakım diri, bir şey soracağım, vakit müsait.

    yazmak da boş, okumak da buyurduğu üzere menziller'de şairin

    ''çok sofra gördüm
    francala içinde iri kristal
    kanlı sorular.''

    bir şey soracağım hepsini kendi etimden ellerimle yoğurdum, yersiz ve yetersiz yine de bilinsin ama? ( burada soru işareti olmayacaktı sadece çengel lazımdı)

    hangi tavşan deliğindesin de bana?
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap