6 entry daha
  • napolyon fransası ve onun hegemonyası altındaki birçok kukla devlet ile, ittifakları değişiklik gösteren neredeyse bütün avrupa devletleri arasında vuku bulan savaşlar dizisidir. fransız devrim savaşları ile birlikte napolyon savaşları, waterloo muharebesi'ne kadar toplam 23 yıllık bir periyodun 16 yılını kapsar. çoğu tarihçi, napolyon savaşları'nın başlangıcı olarak 1802 yılını işaret etse de, napolyon'un konsüllüğünü kurduğu yıl olan 1799, daha doğru bir tarihtir.

    aşağıdaki yazı, öncesinde yazdığım fransız devrim savaşları'nın devamı olup, napolyon savaşları'nın 1799-1802 yıllarındaki evresidir. kurtuluş savaşı muharebeleri yazılarımda olduğu gibi burada da bir üçleme ile bu bahsi kapatmak isterim ve bu yazıdan sonra, napolyon savaşları'nın üçüncü koalisyon ile yüz gün'e kadar olan son kısmını ekleyeceğim.

    18 brumaire darbesi, napolyon bonapart'ı iktidara getirdiğinde, fransa'ya karşı oluşmuş olan ikinci koalisyon da dağılmaya başladı. hollanda'da bulunan ingiliz-rus sefer kuvvetinin geri çekilmesi üzerine bir teslimiyet belgesi imzalandı. italya'daki avusturya-rus kuvvetleri bir dizi zafer kazanmış olsa da, isviçre'deki seferin seyri, avusturya ve rusya açısından farklı şekilde gelişiyordu. rusya'nın yenilgiler sonrasında koalisyon ile birlikteliğinden vazgeçmesine ve fransa’nın hollanda ile isviçre’deki kontrolü tekrar kazanmasına rağmen ingiliz hükümeti, bonapart'ın aralık 1799’da sunduğu barış önerilerine hala olumlu yanaşmıyordu. bunun yanı sıra, fransa'da napolyon konsüllüğündeki yeni rejim henüz kendini kanıtlamamıştı ve ingilizler, avusturyalıların bu yeni rejimden daha fazla kazanım elde etmesi bekliyordu.

    avusturya yenilgisi*
    napolyon, 1800’deki seferlere yetersiz güç ve fonlarla başlamak zorunda kalmasına rağmen, koalisyon stratejisinin zayıf yönleri, uğradığı dezavantajları telafi etmesine yaramıştı. avusturya, hem alman-ren cephesine hem de italyan cephesine, yaklaşık 100.000'er kişilik iki ordusunu göndermişti. ingiliz hükümeti ise, başarı umudunun en fazla olduğu kuzey italya'daki avusturya gücünü arttırmak yerine, sınırlı ve yalıtılmış gücünü boşa harcadı. bretonya kıyılarındaki 5.000 kişilik kuvvetini, 6.000 kişilik kuvvetinin bulunduğu balear adaları'ndaki minorca'ya gönderdi. haziran ayında, bu iki kuvvet avusturyalılarla işbirliği yapmak için yönlendirildiklerinde, italya cephesi için artık çok geç olacaktı.

    bonaparte’ın planı, italya’ya ikincil derecede önemli bir cephe olarak bakmak ve almanya’da belirleyici bir zafer kazanmaktı. ancak gelin görün ki victor moreau’nun ren ordusu’nun* 120.000’den fazla bir sayıya yükseltilmesi imkansızdı. bu, almanya'da gereken başarının garantisi için çok küçük bir üstünlük sınırı olacaktı. bununla birlikte napolyon, dijon çevresinde yoğunlaşacak ve italya'da bizzat kendi komutası altında hareket edecek kader ordusunun oluşturulmasıyla meşguldü. bu kuvveti güneyde devreye sokana kadar, dijon'un konumu avantajı ile gerektiğinde moreau’nun yardımına da gönderebilecekti. italya cephesi'nde avusturya kuvvetlerini temizlemek isteyen napolyon bir plan hazırladı. italya'da bulunan andré masséna’nın 40.000 kişilik kuvveti, apenin dağları'ndaki avusturyalılarla savaşacak ve deniz alpleri'ndeki diğer avusturya ordusu geldiğinde, ren ordusu güneye manevra yaparak avusturyalıların peşine düşecekti. ren ordusu, avusturya ordusunun arkasına alplerden sarkacak ve piyemonte'den geri çekilmesini engelleyerek savaşmak zorunda bırakacaktı ve dijon'daki rezerv ordu da piyemonte'ye batıdan girdiğinde italya'daki avusturya kuvvetleri elimine edilecekti. napolyon, moreau’nun isviçre’deki ren ordusu’nun, avusturya ordusunun sol kanadına bindirmesi için schaffhausen’den nehri geçeceğini öngörmüştü. moreau ise, ren'i 60 mil daha yakından geçmeyi ve kendi kuvvetlerini bir araya getirmeden önce avusturyalılarla hızlıca karşılaşmayı tercih edecekti.

    marengo seferi
    moreau, bonaparte'ın rezerv ordunun alpleri geçmesi için emir verdiği tarih olan 25 nisan 1800’e kadar saldırısına başlamadı. masséna'nın 21 nisan'da cenova'da kuşatılması ve louis-gabriel suchet'nin torbaya alınması ile güneydeki durumun aciliyeti, cenevre'ye giden rezerv ordusunun güneye intikal etmesini gerekli kıldı. bu acil hareket, rezerv ordusunun batıda ilk başta amaçlanandan daha ileri bir geçiş noktasına ilerlemesi anlamına geliyordu. 35.000 asker ile 40 top, 14-15 mayıs gecesi hızla büyük st. bernard geçidi'ni geçmeye başladı ve 25 mayıs'ta geçiş tamamladı. napolyon tarafından 25.000 kişilik bir kuvveti saint gotthard geçidi üzerinden göndermesi istenen moreau ise, 15.000 asker gönderebileceğini belirtti. gönderilen kuvvetin yalnızca 10.000'i, fransızların milano'yu ve geniş lombardia arazilerini işgal etmesinden bir gün önce, 1 haziran'da napolyon'un ordusuna katıldı.

    masséna, 4 haziran’da cenova’yı teslim edip güçlerini suchet’ye katılmak için gönderdiğinde, bonaparte’ın avusturya ordusunun arka tarafındaki varlığı, artık daha fazla önem arz ediyordu. avusturya saldırısı başlangıçta çökse de, michael friedrich von melas yedek orduyu karşılamak için manevra yaptı ve ordusunun ne kadar hızlı olduğunu göstererek fransızlara ciddi kayıplar verdirdi. bunun üzerine bonaparte, 14 haziran'daki marengo muharebesi'nden hemen önce, hazırladığı stratejiyi uygulamaya koydu ama bu strateji, ordusunun büyük kayıplar vermesine neden oldu. bonaparte'ın 22.000 asker ve 14 toptan oluşan ordusuna saldırmak için melas, 30.000 asker ve 100'den fazla topu hazırlamıştı. yoğun bir saldırıya maruz kalan bonaparte toprak vererek çekilmek zorunda kaldı ama acil destek çağrısına cevap veren fransız general louis desaix, 6.000 asker ve 8 topla avusturya öncüsünü karşılamak için bölgeye intikal etti.

    françois-christophe kellermann’ın avusturya kanadına karşı başlattığı süvari hücumu, yenilgiyi zafere dönüştürdü ancak kahraman general desaix bu muharebede öldürüldü. 6.000 kişilik kuvveti ile 30.000 avusturyalıyı karşılayan desaix, muharebenin dönüm noktası olmuştu.

    15 haziran 1800'de melas teslim oldu. avusturyalılar, toskana ve papalık devletlerinde kalacaklardı ancak mincio nehri'nin batısındaki kuzey italya'yı tamamen tahliye edeceklerdi. buna karşılık olarak, birliklerini mantova'dan serbestçe geçirebileceklerdi. napolyon, italya'daki kuvvetini daha da arttırmaktan yoksunken, kutsal roma imparatoru ii. franz 20 haziran'da büyük britanya ile yeni bir anlaşma imzaladı. napolyon'un üç ay önce rus imparatoru i. pavel'e teklif ettiği malta ise, britanya tarafından ele geçirildi.

    tuna seferi ve hohenlinden muharebesi
    moreau’nun strazburg, breisach ve basel’den ren’e ulaşan kuvvetleri, 1 mayıs 1800’de nehir geçişini tamamladı ve tuna’nın güney kıyılarında ilerledi. 3 mayıs'ta fransız general claude jacques lecourbe stockach'ı alırken, moreau, engen'de paul kray'ı mağlup etti. messkirch'te yaptıkları bir manevranın ardından avusturyalılar geri çekildiler ve 11 mayıs'ta ulm'a ulaştılar. kuvvetinin bir kısmının italya'ya gönderilmesiyle sayılardaki avantajını yitiren moreau, sayısını yeniden arttırmadan önce ulm'daki güçlü pozisyonlara doğrudan taarruza geçmedi. tekrar sayısı artan moreau, 19 haziran'da tuna'nın höchstädt-donauwörth arasındaki geçişlerine yöneldi ve general kray, ulm'u tahliye etmek zorunda kaldı. fransızlar dokuz gün sonra münih'e girdiler ve 15 temmuz'da geçici parsdorf ateşkesi tarafından düşmanlıklar askıya alınmadan önce, kray’in demoralize olan ordusunu inn nehri'ne doğru ittiler.

    ateşkes sonunda, iki tarafın da tuna nehri ile tirol arasında yaklaşık 100.000'er kişilik ordusu vardı. 16 bin kişilik fransız-hollandalı kuvveti moreau’nun sol kanadını korurken, tirol’deki 20.000 avusturyalı, rakibinin sol kanadını çevreliyordu. avusturyalılar, moreau’nun 27 kasım 1800’de inn nehri'ne yönelen taarruzlarını engellediler. moreau, dağınık güçlerini bir araya gelmek üzere topladı ve 3 aralık'taki hohenlinden muharebesi'nde fransızların seri hareketliliği, zaferi mümkün kıldı. 14 bin asker ve 80 top kaybeden avusturyalılar muharebeden yenik ayrıldılar. geri çekilen avusturya ordusu, yoğun bir takipte binlerce kişiyi daha esir verdi. takibe dayanamayan avusturya ordusu, 25 aralık'taki steyr ateşkesiyle, "ingilteresiz bir barış" için pazarlık yapmayı kabul etti.

    italya'da fransızlar, 1800 yılının ekim ayında livorno'daki ingiliz faaliyetleri nedeniyle toskana'yı işgal etmişti. mincio cephesinde fransız general jacques macdonald, guillaume brune'nin ordusuna katılmak için 14.000 askerle splügen geçidi'nden cesur bir ilerleme gerçekleştirdi. macdonald'ın desteği ile brune, aralık ayının sonlarında italya'daki avusturya ordusunun son kalıntılarına karşı hareket etti. adige'yi ve brenta'yı kaybeden avusturyalılar, 15 ocak 1801'de treviso ateşkesini imzaladı.

    luneville antlaşması ve italyan iskanı
    lunéville'deki fransa-avusturya barışı, 9 şubat 1801'de imzalandı. çoğu madde, campo formio antlaşması'nın tekrarlanmış haliydi;
    -fransa’nın sınırı, ren nehri'ne kadar ilerlemiş oldu.
    -toskana'daki habsburg büyük dükü iii. ferdinand görevden alındı.
    -hollanda, helvetya, cisalpine ve ligurya cumhuriyetleri avusturya tarafından tanındı.

    bu arada toskana'yı işgal eden napoli, joachim murat’ın 26.000 kişilik kuvveti tarafından geri alındı. napoli'yi, işgal ettiği papalık devleti'ni tahliye etmeye zorlayan foligno mütarekesi ardından, napoli'nin çok az toprak kaybettiği ancak ingiliz ve türk ticaretini dışlamayı amaçlayan floransa barışı imzalandı. 21 mart 1801'de, bir diğer antlaşma olan aranjuez antlaşması, bonaparte ile ispanya kralı iv. carlos arasında imzalandı. şartları uyarınca toskana, iv. carlos'un oğlu louis’nin yönettiği etrurya krallığı'na bağlandı. parma ise fransız idaresine geçti. avusturyalılar tarafından yalnız bırakılan sardinyalı iv. charles emmanuel ise, devam eden fransız piyemonte işgaline karşı hiçbir şey yapamadı.

    büyük britanya, fransa ve tarafsızlar*
    ingilizler, savaşlarda öncelikli olarak denizcilik, sömürge ve ticari çıkarları peşinde koşarken, kara avrupası'ndaki müttefiklerine ekonomik yardım sağlayarak ortak amaca hizmet ettiklerini iddia ediyorlardı ama koalisyon kuvvetleri artık dağılmış ve tarafsız kalacaklarını beyan etmişlerdi. limanlara ve ticaret rotalarına kurdukları ablukalar sayesinde ingilizler, avrupa deniz ticaretine neredeyse tam hakimiyet sağlamıştı ama fransa ve fransa’nın ortaklarının limanlarına gelen tüccar sevkiyatının tamamını denetleyecek ya da engelleyecek kadar fazla gemiye sahip değillerdi. bu yüzden tarafsız bayrakları taşıyan gemilere geçiş izni sağlanacaktı. napolyon savaşları, kaçakçılığın en yoğun olduğu dönemlerden birisiydi ve ingiliz donanması buna önlem almak adına özellikle bir ordu için önemli olan demir, kenevir, kereste, zift ve mısır taşıyan gemilere el koyuyordu.

    silahlı tarafsızlar birliği
    bonaparte'ın malta'yı kendisine sunmasından sonra ingilizlerin adayı ele geçirmesi nedeniyle rahatsız olan rus çarı i. pavel, kasım 1800'de rus limanlarındaki ingiliz gemilerine bir ambargo uyguladı. 16 aralık'ta rusya, isveç ve danimarka, ilk defa 1780'de kurdukları silahlı tarafsızlar birliğini yenilediler. danimarkalılar, fransızların hollanda'yı işgalinden sonra anglo-alman ticaretinin ana merkezi olan hamburg'u işgal ederken, 18 aralık'ta birliğe katılmış olan prusyalılar ise hanover'i işgal etti.

    almanya ve baltık devletleri, savaştan önceki on yılı boyunca ingiliz ticaretinin genişlemesine tanık olmuş, ingilizler 1792-1800 yılları arasında %600'lük bir artışla bremen ve hamburg'a ihracat yapmışlardı. baltık denizi'nin, alman limanlarının ve nehirlerinin kapatılması ingiltere'nin ticaret ve savaş ekonomisine en çok zarar veren darbeyi vurmuştu. ayrıca, baltık ülkeleri ve almanya, ingilizlerin gemi yapımı için gereken malzemelerin çoğunu sağlıyorlardı ve ingiliz tüketiminin %16'sını sağlayan tahıl ithalatının ana kaynağıydı. 1799 ve 1800 hasadı da zayıf geçmişti ve sevkiyatlardaki kesinti, gelecekteki ekmek kıtlığında hissedilecekti.

    mart 1801'deki çar i. pavel suikastı, birliğinin baş gücü olan rusların, ingilizlere karşı misillemeler yapılmasını düşünürken gerçekleşmişti. sir hyde parker'ın komutası altındaki 18 ship of line'dan oluşan bir filo, 12 mart'ta baltık seferi için büyük yarmouth'dan ayrıldı. 2 nisan'da horatio nelson, 12 gemi ile öncü olarak kopenhag limanına taarruza geçti. kıyı bataryaları nelson'ın donanmasına ateş açtı ama geri çekilme emirlerine ve üç gemisinin batmasına rağmen nelson, limandaki bütün gemileri yeninceye ve kıyıdaki bataryaları susturuncaya kadar kopenhag muharebesi'ne devam etti. nelson'a kaybeden danimarkalılar ateşkes yapmayı kabul ettiler ve 28 mayıs'ta barış antlaşmasını imzaladılar. isveç, 18 mayıs'ta bir antlaşma yapmıştı ve 17 haziran'da bunları bir anglo-rus kongresi izledi. birlik böylece dağılmış oldu ve kuvvetleri hannover, hamburg ve lübeck'ten çekildi; karşılığında ingilizler denizcilikteki yönetimlerini değiştirdiler. yeni rus imparatoru i. aleksandr ayrıca malta'ya olan rus talebinden de vazgeçti.

    anglo-türk mısır fethi
    ingiliz deniz gücü, napolyon'un 1799'da mısır'da bıraktığı orduyu yenerek 1801 yılında daha da başarılı seferler gerçekleştirdi. mart ayında abukir'e sir ralph abercromby ile 18.000 kişilik bir ingiliz kuvveti geldi. türkler cepheye 25.000 asker gönderdiler ve hindistan'dan 6.000 kişilik ingiliz kuvveti daha geldi. kahire'de 13.000 fransız 28 haziran'da, iskenderiye'de ise 30 ağustos'ta 5.000 fransız teslim oldu. nelson’ın boulogne'daki fransız filosuna saldırısı ise 15 ağustos'ta başarısızlıkla sonuçlandı.

    geçiçi bir barış dönemi*
    bu arada ingiliz ekonomisi de ciddi bir sıkıntı yaşıyordu. altın ödemeleri dikine yükseliyordu ve 1800-1801 yılları boyunca avrupa'da sübvansiyonlarda 5.600.000 sterlin ve kendi askeri harcamalarında 2.800.000 sterlin harcanmasının yanı sıra, ingilizler tahıl ithalatında tahmini olarak 19.000.000 sterlin harcanmıştı. buğdayın fiyatı, 1 mart 1801'e kadar 156 şiline yükselmişti. haziran ayında 129 şiline ve aralık ayında 75 şiline düştü.

    amiens antlaşması
    ingiliz hükümeti, ekonomik sıkıntılar sebebiyle 21 şubat 1801'de fransa ile müzakereler başlattı. başbakanlık görevini henry addington'a devreden genç william pitt, avusturya’nın çöküşündeki tehlikeden dolayı bu antlaşmayı onaylamamıştı. 1 ekim 1801'de başlayan ön hazırlıklar, devamında amiens antlaşması adıyla 27 mart 1802'de imzalandı. birkaç okyanus ötesi bölge hariç, fransızlar tüm sömürgelerini geri kazandılar. ingilizler seylan'ı ve trinidad'ı elinde tuttu ancak minorka'yı ispanya'ya, cochin'i*, ümit burnu'nu ve baharat adaları'nı* hollanda'ya bırakmak zorunda kaldı. fransa, napoli ve papalık devletleri'nin boşaltılmasını ve mısır'ın osmanlı'ya geri verilmesini kabul etti ve yine buna karşılık olarak ingilizler üç ay içinde malta'dan ayrılmayı taahhüt ettiler. ada, iktidarlar tarafından güvence altına alınan tarafsızlığı ile kudüslü aziz yahya şövalyelerine geri verilecekti. ayrıca, hollanda'daki hükmünü kaybeden oranj hanedanı prensi v. william için almanya'da yeterli bir tazminat verilmesi gerektiği de kabul edildi. napolyon, komşu cumhuriyetlerin bağımsızlığını gözetmek için lunéville antlaşması'ndaki taahhüdünü görmezden gelmeye başladı ve ingiliz hükümeti, fransız birliklerinin lunéville antlaşması'na aykırı olarak hollanda ve kuzey italya'da kaldıklarından şikayet etmeye başladı. napolyon, amiens antlaşması'nın güncel olduğunu, luneville'in hükümsüz olduğunu ve amiens antlaşması'na aykırı davranmadığını söyledi. napolyon, ingilizlerin italya'daki cumhuriyetleri tanımasında ısrar ediyordu ancak sardinya kralı fransa'ya tazminat ödemeyi reddettiğinde, fransa bu konudaki ısrarından vazgeçti ve sardinya'yı bu tanımanın dışında tuttu.

    avrupa devletlerinin eğilimleri
    cisalpin cumhuriyeti temsilcileri, anayasalarını yeniden şekillendirmek için 1801 sonunda lyons'a çağırılmışlardı. anayasa belirlenmiş ve cumhurbaşkanı seçilmişti. napolyon'u, cumhuriyetlerini onaylatmak üzere ocak 1802'de buraya davet ettiler. benzer düzenlemeler daha sonra ligurya cumhuriyeti'nde ve lucca'da da yapıldı. bu devletler, bundan böyle italyan cumhuriyetleri olarak bilinecekti. piyemonte ise, eylül 1802'de doğrudan fransız yönetimine dahil edildi.

    almanya'da fransızlar tarafından hükümdarların mülklerine el koyan tazminat işlemi, şubat 1803'te reichsdeputationshauptschluss* ile yerine getirildi. emperyal şehirlerin çoğu, topraklarını kaybetmiş prensler ve daha büyük alman devletleri arasında dağıtıldı. almanya'daki kilise yaklaşık 2.500.000 kişiyi kaybetti, prusya ise yaklaşık 400.000 kişi kazandı. bavyera’nın ren’in sol yakasındaki kayıpları, doğuya gelen piskoposlar tarafından emperyal şehirlerin satın alınmasıyla telafi edilmekten uzak bir hale bürünmüştü. württemberg, baden, hesse-kassel ve salzburg özerk oldu. avusturya bir bölge kazandı ama aslında zayıflamıştı çünkü kazandıkları bölge nispeten nüfustan yoksundu ve aynı zamanda imparatorun yetkisini de azalttı. napolyon'un almanya devletlerini daha da küçük parçalara bölmesindeki başarısı, sonraki on yıl boyunca fransız işgali altındaki diğer ülkelere model oluşturdu. barışın sağlanması, napolyon'un fransız kurumlarını yeniden yapılandırmasını ve devlet çarklarını hızlandırmasını sağladı.

    savaşın ekonomik yönü
    fransa, büyük britanya’nın 10.942.146 nüfusu karşısında, 1801’de 27.350.000’lik bir nüfusa sahipti ve 1792’den bu yana savaşta çok fazla toprak kazanmıştı. büyük britanya'nın ekonomik gücü, kıtadaki müttefiklerine krediler vererek bu zorlu düşmana karşı savaşı sürdürmesini sağlıyordu. fransa ise, deniz ticaretinin sekteye uğraması ve üretimde ingilizlerden geride olması sebepleriyle, agresif fetih politikasını tamamlama konusunda zorluk çekiyordu.

    dönem boyunca ingiliz denizaşırı ticaretine ilişkin rakamların çoğu, geçerli olan fiyatlar ölçeğine dayanan resmi değerleri temsil etmektedir. kıyaslayacak olursak; ihracat 1790'da 20.000.000 sterlin iken, 1814'te 53.500.000 sterline yükselmiştir ve 1790 ile 1801 arasında %75, 1801 ile 1814 arasında ise %51 oranda artmıştır. britanya hükümetinin 1793'teki toplam harcaması olan 30.590.000 sterlinin, 10.340.000 sterlinlik bölümü savaş harcamalarına gitmiştir. bu rakam, barış döneminin neredeyse iki katına tekabül eder. 1814 yılında bu meblağlar, sırasıyla toplam olarak 163.790.000 sterline ve savaş harcamaları için 69.070.000 sterline yükselmiştir. ulusal gelirdeki hızlı yükseliş, hem acil gelir sağlanmasını hem de yatırımcıların devlete borç verdikleri fonların nakte çevrilmesini sağlamıştır. 1793'ün başında devletin borcu 230.000.000 sterlin iken, 1802'de 507.000.000 sterline ve 1815'te 900.000.000 sterline yükselmişti ve bu borçlanma, britanya'nın savaşı sürdürmesini sağlamıştı. bir bütün olarak, savaşın yol açtığı harcamalara yapılan katkının yalnızca yüzde 35'i cari gelirden karşılanıyordu ve 1802-1813 arasında borçlanmadan elde edilen toplam gelir, devlet gelirinin yüzde 54,7'si civarındaydı.

    ingiltere'nin üstün bankacılık hizmetleri vardı. britanya vatandaşlarının altın borçlarının ödemelerini istediği zamanlarda erteliyor, vatandaşlarından fon alabiliyor ve avrupa para piyasasını sterlin ile belirliyordu. buna karşılık fransa, ulusal bir stabil ekonomi ve devlet kredisi sağlamak için kötü bir şekilde oluşturulmuş finansal dinamiklere sahipti. metalik para birimi büyük enflasyonlara yol açıyordu ve rejime karşı güvensiz olan yatırımcıların ülkeye katkı yapmaması, fransa'nın maddi olarak zarar görmesine neden oluyordu. napolyon’un bütçe sisteminin tam gizliliği, devletin mali durumunun tam olarak tespit edilmesini zorlaştırmaktadır. ancak topladığı özel fonların bir kısmı belgelenmiştir. 1805-10 yılları arasında, trésor de l’armée* adı ile avusturya ve prusya'dan aldığı savaş tazminatları ve vergiler, 743.000.000 franktır. napolyon, kurduğu uydu devletlerden de domaine extraordinaire adı ile büyük gelirler elde etmiştir. bu gibi gizli gelir kaynakları, fransız harcamalarının bir kısmını karşılıyordu. yabancı devletler, paranın yanı sıra napolyon'a asker olarak da katkı sağlıyorlardı ancak fransız ve ingiliz finansal kaynakları arasındaki eşitsizlik çok barizdi. 1813 yılında fransa’nın harcaması 40.000.000 sterlin civarındayken, aynı yıl ingiliz hükümeti 174.000.000 sterlin harcamıştır. bu rakamın 105.000.000 sterlinlik kısmı, müttefiklerine verdiği borçlardır.

    napolyon, avrupa pazarlarını ingiliz ticaretine kapatıp büyük britanya’nın savaşma kapasitesini yok etmeyi umuyordu. nihayet bunu yapacak bir pozisyondayken, fransız askeri gücü ile kıtadaki ulusların arası o kadar gerildi ki, kıta güçleri, ingilizlere uygulanan ablukayı kaldırıp geniş çapta kıtaya dağılmış olan fransız ordularına karşı düşmanlıklarını sürdürecekti. deniz ticareti için fransa, 1792 yılına kadar avrupa'da ve sömürgelerinde 2.000'den fazla gemiye sahipti ancak 1800'de sadece 400 gemisi kalmıştı. ingiliz deniz gücü ise, on yılda üçte bir oranda artarak 1802'de 19.772 gemiye (2.037.000 ton) ulaşmıştı ve 1815'te 21.869 gemiye (2.447.831 ton) ulaşacaktı. ingilizlerin denizlerdeki üstünlüğü, sömürge ticaretine (kahve, çay, şeker, baharat, pamuk vs.) hakim olmaları anlamına geliyordu ve ulusal ekonomileri bu zor dönemde bile çökmek şöyle dursun, büyüyordu.

    1802 yılı sonrası ingilizler, ticarete ve deniz gücüne yaptıkları yatırımlarla birlikte, orduya da önem vermeye başlayacaklardı. napolyon ise taç takacak ve imparatorluğunu ilan edecekti. emrindeki fransız ordusunu, grandee armee'ye dönüştürerek avrupa'yı fethetmeye girişecek ve tarihte derin ve önemli bir iz bırakacaktı.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap