7 entry daha
  • belki albüm kapağından belki çocukluktan miras kalmış bilinçaltı bazı deneyimlerden şarkının
    ismi bende carouselambra -> sombrero şeklinde ağır bir sanrıya neden oluyor. ondan sonra şarkıyı ne zaman dinlesem olanlar oluyor. jimmy page, jpj, robert plant ve bonzo, hepsinin kafasında latin motifleriyle süslenmiş kocaman sombrerolar ve meksikalı bıyıklar, büyük bir neşeyle müziklerini icra ediyorlar.

    etrafta tekilalarını gömerek sessizce demlenen meksikalılar dışında bir de gizemli bir figür var. kafasında bir fötr. bir yandan viskisini gömerken bir yandan da garson kıza asılıyor, heyecanla bir şeyler anlatıyor. işte o ben oluyorum. meksika barlarının en kral grubu led zeppelin icralarının sonuna gelirken ben de viskimden kalan son yudumu hüpletip garsona dönüyorum;

    -there's a stairway to usa ı know, diyorum.

    bunu duyunca gülüyor, nereden öğrendiğini bilmediğim kusursuz türkçesiyle "biliyorum," diyor. ben de skerim ingilizcesini diyorum, türkçe konuşuyorum.

    -benimle gel, seni amerikalarda prensesler gibi yaşatayım! los angeles'a gidelim, elini sıcak sudan soğuk suya sokmayayım!?

    bitmeyecek gibi ağır ağır geçen 10 saniyenin ardından "tamam," diyor "bekle de içeriden eşyalarımı alayım." tatlı bir telaşla barın arkasındaki odaya koşturuyor. ben de cigaramı yakıp kapıya yöneliyorum. yolda jimmy page ile göz göze geliyoruz, "çok iyi çaldınız!" dercesine şapkamı hafifçe eğerek selamlıyorum, o da sombrerosu ile selam veriyor.

    dışarı çıkıyorum, birkaç dakika sonra garson kız ... elinde çantasıyla yanı başımda bitiveriyor. yol uzun, sıkılmaktan korkarak kızla kaldığım yerden flörtleşmeye devam ediyorum. içeriden john paul jones klavyesiyle hareketli bir şeyler çalmaya başlıyor.

    "sombrero" diyorum kıza, "carouselambra'n var mı hiç?"
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap