1 entry daha
  • yönetmenlik koltuğunda lulu wang'in oturduğu 2019 yapımı film.

    dünya prömiyerini 15. sundance film festivali'nde yapan ve burada "londra izleyici ödülü"nün sahibi olan film, ülkemizde ise ilk olarak geçtiğimiz sene gerçekleştirilen filmekimi 2019'da seyirci ile buluşmuştu. film ayrıca bir süre önce gerçekleştirilen 77. altın küre ödülleri'nde komedi/müzikal dalında "en iyi kadın oyuncu (awkwafina)" ödülünün sahibi olmuştu.

    lulu wang'in kendi ailesinin başından geçen bir hikâyeden esinlenerek yazıp yönettiği, crazy rich asians ve ocean's 8 gibi filmlerle oyunculuk kariyerinde önemli bir çıkış yakalayan rapçi awkwafina'nın başrolünde yer aldığı film; çinli geniş bir ailenin, fazla bir ömrü kalmayan fakat ev ahalisi tarafından bu durumdan bihaber olması sağlanan ailenin büyükannesine "gizli" bir veda etmek için yeniden bir araya gelmesini konu ediniyor. amerika'da büyüyen lili'ye babası bir gün çok can sıkıcı bir haber verir: çin'de yaşayan nai nai'sine -yani ninesi- 4. evre akciğer kanseri teşhisi konulmuştur. aile bu haberi nineden saklayıp, kadının son günlerini huzur ve mutluluk içinde, ailesiyle birlikte geçirmesinin yerinde olacağına karar verir. lili, böylesine büyük bir haberi saklamanın büyük haksızlık olduğunu düşünse de bu karara uyup, ninesiyle -ona hiç haber vermeden- vedalaşmak için ailesiyle birlikte çin'e gider. yönetmen lulu wang'in kendi hayat hikayesinden yola çıkarak yazdığı ve kahkahası hiç eksik olmayan film, ne duygusallığından ne de incelikli yaklaşımından hiç ödün vermiyor ve muhteşem performanslarıyla yürekleri dağlıyor.

    filmin afişi

    edit: filmi başka sinema'nın 1 ocak'taki özel gösteriminde izleme imkanı buldum ve yeni bir yıla güzel bir filmle giriş yapmış oldum. yıldızımın bir türlü barışmadığı çin sineması'ndan uzun bir zaman sonra böylesine sıcak ve bir o kadar da hüzünlü film izlemek de aradaki buzları birazcık eritmiş oldu kendi adıma. iş, okul ve diğer nedenlerden dolayı her biri dünyanın farklı yerlerine dağılmış ve uzun yıllardır birbirlerinden habersiz çinli bir ailenin fertlerinin kısa bir ömrü kaldığı tespit edilen büyükannelerini görmek için toplanmasını ele alan film, tam bir aile draması olduğu rahatlıkla söylenebilir. "bir ailenin en hüzünlü buluşması" olarak nitelendirilebilecek olan film dram dolu hikayesini komedi unsuruyla da destekleyerek türler arasındaki yolculuğunu son derece dikkatli ve bir o kadar da başarılı bir şekilde gerçekleştiriyor.

    evrensel bir konu üzerinden hiçbir şekilde duygu sömürüsüne gitmeden hikayesini anlatmayı başaran film, temposunu hiç kaybetmeden ve izleyicisini sıkmadan derdini anlatıyor. küresel dünyanın gerçeklerinden biri olan "insan doğduğu yerde değil doyduğu yerde" anlayışını çin toplumu ve ailesi üzerinden veren film, doğu toplumlarının dahi bu gerçek karşısındaki aciziyetini birbirlerini yıllardır görmeyen aile bireyleri üzerinden vermeyi başarıyor. ileri derecede akciğer kanseri teşhisi konan ailenin büyükannesinden saklanan gerçek, filmin her anında seyirciyi de bu gerçeğe ortak ederek ailenin birer ferdi haline getirmeyi başarıyor. gerçeğin farkında olmayan ve küçük bir hastalığa sahip olduğunu düşünen büyükannenin yaşama sevinci ve ailesini bir araya toplayan düğün için yaşadığı heyecan da hayatın tüm acımasızlığına ve olumsuzluğuna karşı güzel bir tokat oluyor adeta.

    torununun düğünü için organizasyondaki her adıma el atan büyükanne karakteri, "yalan hiçbir koşulda söylenmemelidir" anlayışına da daha toleranslı bakmamıza olanak sağlayarak "güzel yalan"ın çok da kötü olmadığını en güzel şekilde gösteriyor. konusu itibariyle her ne kadar dram türünün ağırlığı gözlemlense de filmin içine ayarında serpiştirilen komedi faktörü de böylesine zorlu bir konuyu daha kolay sindirmemize olanak sağlayarak filmi ilgi çekici bir hale getiriyor. her şeyden habersiz düğün heyecanı ve ailesinin bir araya toplanması arasında günlerini geçiren büyükanne karakteri de ekran başındakilere çeşitli duyguları bir arada yaşatıyor. durumun farkında olan aile fertlerinin de gerçekler karşısındaki zorlu sınavı da her biri üzerinden psikolojik anlamda başarılı bir biçimde yansıtılmayı başarıyor.

    muhteşem bir film olmamasına karşın, seyircide çeşitli duyguların uyanmasına yol açan film, sıradan bir konuyu elinden geldiğince ve ortalamanın üstünde bir şekilde anlatmayı başarıyor. filmdeki müzik seçimleri de filmi izlerken çok ön plana çıkmasa da zihnimizin arka planında filmin hikayesi ile bir şekilde bağdaşıyor ve filmin duygusallığını geçiriyor. büyükanne karakterinin oyunculuğu da hem dram hem de komedi yönünden geçer not alıyor. filmin hemen bitişinden sonraki küçük sahne ise filmin seyircisine güzel bir jest ve moral kaynağı olacak şekilde ekranda belirerek hafif bir tebessümle salondan ayrılmaya olanak sağlıyor. her yönüyle ayakları yere basan ve iddialı olmasa da şans verilmesi gereken filmin hikayesi, hayatın acı ama bir o kadar da gerçeği olarak seyircisinin karşısına bir kez daha çıkıyor.

    filme puanım: 7
60 entry daha
hesabın var mı? giriş yap