la stanza del figlio
-
koca salonda bir avuç izleyiciyle birlikte izleyip, bir benim ağlayıp ve yine bir benim güldüğüm film. ve bir kez daha anladım ki, bu memleketteki yegane nanni moretti fanı benmişim. diğer filmlerinden farklıydı velhasıl. bir aprile, bir kızıl güvercin tadında değildi misal yani sinirden gülemiyordu insan. nedir, ağırdı konu. ölüm, kaybetmek neymiş, nasıl yaşanırmış; fazla salya sümük bulaştırmadan anlatıvermiş yine, vermiş hakkını da pek güzel. helal olsun altın palmiyesi de.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap