9 entry daha
  • andrzej sapkowski nin the witcher serisini bitirdikten sonraki süreçte yoğun bir fantastik roman serisi arayışım oldu. önce the black company yi denedim ama aşırı amatör geldi sapkowski'nin kaleminden sonra. belki de ben birinci görüş anlatım açısını sevmiyorum bilemedim.

    daha sonra first law üçlemesinden the blade itselfe başladım ve aradığımı buldum. yine şahsıma göre sapkowski denginde olmasa bile abercombie'nin yarattığı dünya beni içine çekmeyi başardı.

    derin karakterler, dark realizm, kendi kuralları, mitolojisi, tarihi ve fraksiyonları olan bir dünya, merak uyandıran bir kurgu derken ilk kitap aktı gitti. şu an before they are hanged in başlarındayım, o da çok iyi gidiyor.

    özellikle sand dan glokta çok başarılı yazılmış bir karakter. fakat benim favorim tabi ki the bloody-nine. ilk kitapta kendisine ayrılmış bir chapter var ve neden bu takma adı aldığını çok iyi anlıyorsunuz. the witcher serisindeki geralt'ın kılıç dövüşlerinden aldığım tadı aldım o chapterda. öte yandan jezal dan luthar ın kibiri de çok hoşuma gidiyor:) sanırım ferro dışında sevmediğim karakter pek yok.

    bu arada bu seriyi sevdiyseniz the witcher serisine bayılırsınız. şiddetle öneriyorum.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap