9 entry daha
  • yıllarca okumaya niyet edip, nihayet az önce bitirebildiğim, ergen diliyle yazılmış roman.

    gençlerin; birbirine karşı acımasız, hayata karşı güvensiz olduğu lise yıllarına götürür ve "oh be iyi ki bitti o zamanlar" dedirtir.

    genelde roman hakkında yorumlar çok kötü olsa da ben kitabı çok çok sevdim. insanın gelişim sürecindeki hallerini, ikilemlerini, sorgulamalarını ince ince çok güzel anlatıyor.

    kardeşi phobe nin; holden ın okuldan atılmasına ve gösterdiği gerekçelere kızıp "sen zaten hiçbir şey sevmiyorsun, sevdiğin bir şey söyle" sorusuna, holden ın uzun süre düşünüp bulamayıp en sonunda "şu anı, seninle oturup çene çalmayı seviyorum mesela" demesi. andaki güzelliğin kıymetinin farkında olması..

    ve kitabın finalinde tam evi terk edip batı'ya yerleşmeden önce phoebe ye veda etmek için okuluna gitmesi, phoebe nin de onunla gelmek istemesiyle eve geri dönmeye karar vermesi. yine finalde kendini en mutlu hissettiği anın, phoebe nin atlıkarıncadaki mutlu halini görmek olması..

    holden in deyimiyle "işte buna bittim" dediğim kısım da batı ya yerleşip bir benzincide sağır-dilsiz numarası yapıp çalışarak ormanda bir kulübede yaşama fikri!*

    "düşündüm, sağır dilsizmişim gibi numara yapardım. böylece hiç kimseyle o salak konuşmaları yapmak zorunda kalmazdım. biri bana bir şey demek istediğinde bir kağıda yazar, bana uzatırdı. bundan bir süre sonra sıkılınca da, ömrümün sonuna kadar insanlarla konuşmaktan kurtulurdum. herkes beni sağır dilsiz herifin teki sanır, beni rahat bırakırdı."

    şerefsizim aklıma gelmişti!*
283 entry daha
hesabın var mı? giriş yap