40 entry daha
  • kendisine "modern astroloji" demeyeni dövüyorlarmış.

    astroloji herhangi bir analitik veya ampirik temele dayanmıyor. astrolojiyi bilimsel bir temele oturtmak isteyen insanların ortaya atabilecekleri iddialar da şunun gibi şeyler:

    "gök cisimlerinin pozisyonlarının insanlar üzerinde bilimin henüz keşfetmediği fiziksel etkilerinin olması imkansız değil."

    elbette imkansız değil. gelgitler var, kış olunca hava soğuyor ve termoreseptörlerimiz güneş istiyor. burada basit bir nedensellik var. astroloji ise insan yaşamındaki detayları, gök cisimleri ile açıklamaya çalışıyor. zodyakların bölünmesi olayı tamamen keyfi, çıplak gözle görülebilen şeylere dayandırılıyor. sanırım bunun ilacı, nasa's eyes indirmek. astrolojiye inanıyorsanız, nasa's eyes indirin ve evrende o hiç hesaba katmadığınız, gözle görülebilen ve görülemeyen değişkenlerin çokluğuna bir bakın.

    annenin hamilelik döneminin hangi ayda başladığı elbette bebek için önemli olabilir. bunu gök cisimlerine hiç girmeden biyolojik açıdan ele alalım.

    ay -> mevsim -> yiyecek türü -> bebeğin gelişimi

    ama bu kadar gözle görülebilir bir nedensellik ilişkisinde bile, evrensel bir korelasyon kurmak mümkün değil. şubat ayı her yerde kış değil, annenin beslenme biçimi yeme-içme alışkanlıklarıyla, sosyoekonomik düzeyiyle, kültürüyle önemli ölçüde ilişkili, eskiden ticaret yoluyla dünyanın her yerinde bulunamayan yiyecekler ve içecekler bugün globalizm nedeniyle en alakasız coğrafyada bile bulunabiliyor, bebeğin gelişiminde asıl önem arz edecek olan anne-babanın genetik kodu aydan aya değişmiyor fakat aynı ayda doğan iki insan arada akrabalık ilişkisi yoksa birbiri ile alakasız genetik özelliklere sahip oluyor.

    astrolojiye kütle çekim kuvveti olarak bakıp, kütle çekime "inanmak" veya "inanmamak" gibi bir şey de söz konusu olamaz. formül basit. bebeğin kütlesiyle etkileştiğini düşündüğünüz cismin kütlelerini ve gravitasyonel sabiti çarpın, aradaki uzaklığın karesine bölün. varacağınız sonuç basit olacak: kalp monitörünün, yatağın, doktorun, hemşirenin bir arada bebeğe uygulayacağı kütle çekim kuvveti uranüs'ün bebeğe uygulayacağı kütle çekim kuvvetinin yanında bir hiç falan olmayacak. şimdi bundan da "dekorasyonun ehemmiyeti" sonucunu çıkarıp, feng shui dekorasyonu okumaya gidecekseniz sizlere "kolay gelsin." diyorum. dahası, sydney'deki bir bebeğin paris'teki bir bebek ile uzaydaki pozisyonları tamamen farklı. yani gezegenler ve yıldızlar bu bebeklerde aynı gelişimsel etkileri fiziksel olarak yaratamaz, böyle önemli bir etkinin varlığını kabul etseniz bile.

    myers-briggs kişilik göstergesine gelelim. myers-briggs, kişilik tipinizi sizin beyanlarınızla belirleyen bir göstergedir. testi çözmeden önce sizden talep edilen en önemli nokta, dürüst cevap vermenizdir. bu da çoğu insan için kolay değildir, başkalarının duygularını iyi okumayan bir insan "başkalarının duygularını anlamanız genellikle zordur." sorusuna dürüst yanıt vermiyor olabilir, çünkü başkalarının duygularını anlayamadığının farkında dahi olmayabilir. veya çoğunlukla kıskanç olan bir insan, özellikle testi çözerken yanında birileri varsa "genellikle başkalarını kıskanıyorsun." sorusuna "hiç de kıskanç değilim." cevabını verebilir. bu şekilde oluşan hatalı sonuçlara bakıp da, "mbti burçlar gibidir." beyanında bulunmak aptallık olur.

    "ilginç bir kitap veya video oyunu genellikle sosyal aktivitelerden daha iyidir." cümlesine katılıp katılmama oranınızı analiz etmenin ardındaki amaç, sizin tek başınıza mı yoksa başkalarıyla mı daha rahat vakit geçirdiğinizi anlayabilmektir. (introvert - extrovert ayrımı) "bir ebeveyn olarak, çocuğunuzun akıllı olmasındansa kibar olmasını tercih ederdiniz." cümlesi için ise bu, karar aşamasında genellikle başkalarının duygularını mı yoksa size göre doğru olanı mı önemsediğinizi (t-f ayrımı) ayırt edebilmektir. rüyalarınızın gerçek dünyayla ilişkili olup olmaması, hayal gücünüzü ve soyut düşünebilme yetinizi ele verir. "ayrıntılı bir plan yapmak için zaman harcamak yerine doğaçlama yapmayı tercih edersiniz."e katılıp katılmamanız da perceiving mi judging mi olduğunuz açısından önem arz eder.

    mbti testindeki nedensellik ilişkisi, öyle kanıt bekleyen, gizli saklı bir sır değildir. mbti, her zaman tutarlı olma iddiasında bulunmayan analitik bir sistemdir.

    bir üniversitenin felsefe bölümünde; testi dürüstçe çözmüş bir istj'in ampirizme, enfp'nin perspektivizme, isfp'nin estetik felsefesine, intj'in hegel felsefesine, infj'in holizme, intp'nin rasyonalizme, infp'nin absürdizme, estj'in pragmatizme doğal bir yatkınlığının olduğunu görürseniz bunlara "vay be!" demenize gerek yoktur. mistik bir bağlantı değildir bu. mbti günlük yaşamınızda karar alırken ilkesel olarak neleri tercih ettiğinizle ilgilenir, kişiler de bunları bizzat kendileri beyan ederler, mbti testini geçerli veya geçersiz kılan bilgiler gökten inmez.

    dolayısıyla böyle bir sistem nasıl oluyor da günümüzde internette eğlencesine paylaşılan memeler sebebiyle "ama tutarsızlıklar var." diye astroloji safsatası ile aynı kefeye konuluyor, anlamak mümkün değil. kaldı ki ortada "kişilik tipleri stabildir, asla değişmez." diye bir iddia da yok. alışkanlıkların değişmesi genel olarak zordur sadece, lakin imkansız değildir. 10 sene sonra farklı bir kişilik tipiniz olabilir, testi bir gün çözerken etkisi altında olduğunuz duygusal durumunuz başka bir gün çözerken olana uymayabilir, normaldir.

    eleştirdiğimiz şeyleri "tutuyor - tutmuyor." sığlığında değil de, prensiplerine bakarak ele alalım. carl jung'a susan miller muamelesi yapmayalım.

    ***
    edit:
    bunu yazdığım için "jung astroloji ile ilgilenmez miydi?" ve benzeri sorular aldım. belli ki asıl anlatmaya çalıştığım şeyi iyi anlatamamışım, şimdi sıfırdan açıklayacağım.

    1) jung genel olarak ezoterizme ilgiliydi evet, ama bu kendisinin analitik psikoloji kavramının kurucusu olduğu gerçeğini değiştirmiyor, buna ek olarak jungian kişilik tiplerini geliştiren de jung değil, tiplerin geliştirilme yöntemi herhangi bir mistisizm, gizem içermiyor. introversion ve extroversion gibi değişmesi zor özellikleri kabul etmeyen insan neredeyse yoktur bugün, bunlar küçük yaşta kendisini belli eden özelliklerdir lakin iç ve dış faktörler nedeniyle uzun vadede değişebilirler.

    2) indikatör olarak günümüzde big five daha güvenilir bir test olarak görülüyor. mbti'da her gün farklı sonuç alanlar big five çözebilir. ama big five'da da her gün farklı sonuç alırsanız bilin ki problem sizdedir. siz kendiniz ve çevreniz olan ilişkileriniz üzerinde yeterince düşünmüyor ve analiz yapmıyorsanız, sorulara gerçek cevaplarını değil de işinize gelen cevapları veriyorsanız hiçbir indikatör size güvenilir bir sonuç veremez. suçu her zaman indikatörlere atmayın. objektif bir sonuç istiyorsanız, öncelikle kendi zayıflıklarınızı kendinize itiraf edebilin.

    3) "neden herkes intp, intj, infj?" diyenler var. herkes intp, intj veya infj değil. ama bu gruplardaki insanlar toplumda kendilerini en çok weirdo gibi hisseden, haliyle "ben niye böyleyim?" sorusunu kendilerine en çok soranlar. dolayısıyla bu grupların bu tür testlerde elde ettikleri sonuçları daha fazla paylaşmaları şaşırtıcı değil. özellikle içe dönük olan "n" tipleri sürdürmekte güçlük çektikleri bir small talk esnasında kendilerinde bir gariplik olduğunu seziyorlar ve bunun nedenini anlamak istiyorlar. garipliklerinin başarılarının önünde bir engel teşkil etmediğini görmek de bu gruplardaki insanlara huzur veriyor. bir estj kendisini sorgulamakla bu kadar uğraşmayabilir, zira insanlarla olan ilişkilerini basitleştirebilmek açısından buna ihtiyacı yoktur.

    4) hayatta herhangi bir konuda çoğunluk olanlar, kendisini ifade etmeye çabalayan bir azınlık gördüklerinde her şeyi "ben farklıyım coolluğu yapıyor" olarak algılamasalar dünya çok daha yaşanılabilir bir yer olacak. illa eleştirecekseniz metodoloji eleştirisi yaparsınız, kalkıp da testte intj çıkanları "ooo hava atıyor" diye eleştirmek sığ ve boş bir eleştiridir.

    sonuç: "mbti astroloji gibidir." demek ve bu benzetmeden yola çıkarak mbti'ın bir indikatör olarak ancak astroloji kadar güvenilir olabileceği sonucuna varmak false analogydir.
566 entry daha
hesabın var mı? giriş yap