3 entry daha
  • 17. yy'dan itibaren istanbul'da faaliyet gösteren cam atölyeleri, 18.ve 19.yüzyıllarda esnaf grupları beykoz civarında toplanmış olup, buralarda faaliyet gösterdikleri için o döneme ait pek çok örnekleri ile günümüze kadar gelen eserlerin hepsine birden "beykoz" demekteyiz.mehmet dede isimli bir mevlevi, camcılığı öğrenmek için o tarihlerin en önemli camcılık merkezi venedik’e gönderilmiş, döndüğünde de beykoz’daki ünlü atölyeyi kurmuş ve üretime başlamıştır.
    işte bu eski atölyede büyük bir hünerle üretilmiş olan camlar, "beykoz camları" olarak tarihteki yerini almıştır.
    burada üretilen cam türleri billurlar, opalinler ve çeşm-i bülbüller olarak özetlenir. çeşm-i bülbülün beykoz camcılığında ayrı bir önemi ve yeri vardır. çeşm-i bülbülün kelime anlamı "bülbül gözü"dür. bu tür cam objeler, ışık altında çevrilerek, göze yaklaştırılıp uzaklaştırıldığında bülbül gözü gibi hareler oluşturulduğundan bu tip eserlere "çeşm-i bülbül" denilmektedir.
224 entry daha
hesabın var mı? giriş yap