4 entry daha
  • öyle amiyane bir tabir deyip geçilmemesi gereken nerde çokluk orda bokluk düşüncesinin sonunda ortaya çıkmış bir eserdir.

    rene descartes'ı bu eseri yazmaya, hatta sonunda düşünüyorum, öyleyse varım demeye sevk eden, onun bu inanışı olmuştur. eserinin ikinci bölümünde de açıkladığı gibi, descartes sonradan kendi adıyla anılacak olan yöntembilimi durup dururken uydurmamıştır. şüpheciliğe ve indirgemeciliğe dayanan uslamlama silsilesinin başlangıç noktasında, "birden çok kişinin elinden ya da zihninden çıkan şeylerin neden tek kişinin elinden çıkan bir şey kadar güzel, iyi veya mükemmel" olamadığı sorusuna yanıt aramak vardır. şayet tek bir mimarın sıfırdan yarattığı bir duvar, başka ustalardan kalma duvarların restorasyonundan daha güzel ve sağlamsa; herkesin kafasına göre yerleştiği bir şehir, bir şehir planlamacının elinden çıkmış bir şehirden daha dağınıksa; kuralları bir ya da birkaç kişi tarafından saptanmış halklar, yavaş yavaş uygarlaşan ve kendi yasalarını yapan halklardan daha ileriyse, "o zaman çeşitli kişilerin görüşleriyle yavaş yavaş oluşturulmuş ve şişirilmiş olan bilimler" de doğruya, sağduyulu bir insanın doğal olarak yapabildiği usavurmalardan daha yakın olmamalıdır.

    bunu temel alan descartes, öncelikle birden çok insanın çabasıyla ortaya çıkmış hiçbir şeyin gerçekliğinin kabul edilemeyeceğini söyler, sonra toplumun bireye dayattığı ve sorgusuzca kabul edilen her şeyi bu güvenilmezler listesine dahil eder. kendi iç pusulasını takip ederek her şeyi parçalarına ayıran, böylece geriye doğru iz süren filozof, en sonunda şüphe edilemeyecek tek gerçekliğin kendisinin düşünüyor olması olduğunu bulur, cogito ergo sum der. ama bunu böyle latince değil, fransızca der çünkü eserin bir özelliği daha vardır, o da dönemin lingua franca'sı latince olduğu halde, fransızca yazılmış olmasıdır. bilindik fransız bakış açısıyla ingilizlerin dilini "kaba breton dili" diye aşağılamaktan çekinmeyen descartes, hepimize örnek olması gereken bir dil bilinciyle "öncülerimin dili olan latinceyle değil de ülkemin dili olan fransızcayla yazışımın sebebi, görüşlerimi ancak kendi doğal arı uslarını kullanan kişilerin eski kitaplara inananlardan daha iyi yargılayacaklarını ummamdandır. sağduyuyu öğrenimle birleştirenlerin, ki yalnızca onlar benim yargıçlarım olsun isterim, nedenlerimi halkın diliyle açıkladığım için onları dinlemekten kaçınacak kadar latince yandaşı olmayacaklarına inanıyorum" der.

    bir ihsan oktay anar gazıyla gelen edit: (bkz: zagon üzerine öttürmeler)
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap