7 entry daha
  • opeth'in ne en mukemmel ne de en rezil ve alakasiz olarak nitelenebilecek albumu. hatta bekledigim tarzin birebir olarak olmasa da çok yakin bir sekilde icra edildigi bir calismadir. clean vokallere daha da bir onem vermeye baslamis olan opeth, bu albumuyle bir progressive death metal grubundan cok tam anlamiyla "yer yer brutal vokal kullanan bir progressive metal grubuna" donusmus gibi gorunmektedir. sadece vokaller degil, kanimca parcalarin genel yapisi ve enstruman kullanimi da bunu gostermektedir. bu yol haritasi aslinda bir çoklarinca prog metal olarak etiketlendirilen still life ile cizilmisti ama ilerleyen sürec dahilinde piyasaya cikardiklari deliverance gibi bir album acikcasi benim icin surpriz olmustu. bu albumde ise akerfeldt & co, deliverance oncesinde kaldiklari yerden devam etmisler gibi gorunuyor. peki opeth basarili olmus mudur? bunun yaniti, dinleyenin gruptan ne bekledigine bagli.

    suphesiz ki grubun sert yonunu sevenler bu albumu lanetleyecektir. ayni sekilde bir prog metalci de bu albumden bekledigini alamayacaktir. ancak ghost reveries, dedigim gibi bence grubun tam anlamiyla prog metal icra ettigi ilk album olarak dikkati cekmektedir ve cogu ilk vakada oldugu gibi kanimca bu album de bir basyapit degildir. ancak umit vadetmektedir. lakin opeth eger gercekten de benim sandigim gibi bir prog metal grubu olma yonunde ilerliyorsa oncelikle gecmisten beri sikca uyguladigi parcalarin belli yerlerinde oldukca vasat olan bolumleri ardi ardina defalarca tekrar etme hastaligindan kendini kurtarmak durumundadir. eger prog metal yolunda ilerlemiyorsa da bu hastaliktan kurtulmalari pek bir hayirli olacaktir. tekrarlanan bolumler asmis duzeyde guzel olsa bu belki biraz anlasilabilir bir yaklasimdir. ancak vasat, hatta vasatin altindaki bir fikrin arka arkaya defalarca dinleyicinin gozune sokulmasinin anlamlilik duzeyi oldukca tartismalidir.

    tool ve porcupine tree etkilenimleri ile dikkat ceken ghost of perdition gibi oldukca basarili bir parcanin nete sizmasinin ardindan oldukca buyuk bir beklenti icerisine girmistim. ancak albumun geneli benim icin ufak capta da olsa bir hayalkirikligi oldu. atonement'daki chroma key tadlari, reverie/harlequin forest'in girisindeki katatonia'vari hava ve album genelinde per wiberg'in mellotron ve hammond organ'la grubun sounduna yaptigi katki dikkat cekici olsa da butun bunlar, bu albumun opeth soundunu bir sekilde yansitabilen ancak vasat bir album oldugu gercegini degistirmemektedir.

    edit: martin lopez'in inanilmaz davul performansi icin bir parantez acmadan olmaz. ozellikle uslu sakin bolumlerde ziller ve snare uzerinde yaptiklari cidden takdir edilesi. ellerinden opmek isterim kendisinin.

    2. edit: vasat demisim. geri aliyorum. yogun dinleme sureclerinin ardindan farkettim ki oldukca iyi bir album. her seyden onemlisi bence grubun artik belli kaliplara bagli kalmadan etkilenim yelpazesini artik sinirsizca kullanmaya baslamis olmasi. misal olarak sadece hours of wealthi alalim: girisindeki enstrumantal bolum fates warning'ten jim matheos'un solo albumlerini andiriyor gibi, sonra vokal giriyor ve parca herhangi bir norah jones albumunde olsa siritmayacak bir hal aliyor. ardindan vokal armonileri eklenince akillara direkt olarak sting geliyor sanki. ve bu, sadece bir parcada yakalayabildiklerim. iste bu kadar zengin bir cesitlilik yakalamis bir albume cikip da vasat demek bana dusmez sanirim.

    bir de rica ediyorum, birileri bu adamlari bu kadar muhtesem clean vokal bolumler yazmamalari hususunda uyarsin. beneath the mire derim 03:45'te giren bolum derim ve susarim... hayir, susamiyorum cunku acikcasi bir çok vasat bolum defalarca tekrarlaniyorken neden bu bolum 23487230 kez tekrar edilmiyor diye haykirmak istiyorum.
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap