1 entry daha
  • -- spoiler

    film, mide kanseri olan bir papazın, taşrada mesleğini ifa ederken aslında işinin bir manavın veya bakkalınki kadar maneviyat taşımadığı acı gerçeğiyle yüzleşmesi ve bu yüzleşmenin verdiği derin ızdırap ve de bu ızdırabın verdiği dayanılmaz anlar olarak özetlenebilir. papazın maneviyatı anlamsızlaştıkça, ilerleyen hastalığın da etkisiyle mimikleri tuz ruhu içip sesini kaybeden zeki müren'inkine benziyor (bkz: hatırla sevgilim)

    seyrettiğim 300 kadar bresson filmi arasında en sevdiğim buydu diyebilirim ama 1000 kadar kitabını okuduğum paul auster'in bu filmi niye en iyi edebiyat uyarlaması olarak gördüğünü anlamış değilim. arkada film boyunca durmayan 1.tekil şahıs ses nerdeyse kitabı baştan sona okuyor.

    -... duvara dayandım. (adam duvara dayanır)
    -... şarap içtim. (adam şarap içer)
    -... şaraba ekmek bandım. (adam şaraba ekmek banar)

    yalnız bu filmi 2005 senesinde bu memlekette çekmek saglam bir kaide ister diye düşünüyorum. boru degil 1951 yani.

    -... bizim gibi kafirler için de cennette mutlaka bir yer ayrılmıştır.

    -- spoiler

    saygıda kusur etmek istemem etim ne budum ne burda film eleştirmeni gibi davranmak zorunda mıyım kasıldım yahu dedem yaşımdaki filme yazarken. papaz efendiyi şahane oynamış adam yane ne biliyim. 2 saat içerisinde 1 kilo çekirdek bitti.
    alkışlar bresson'a.
25 entry daha
hesabın var mı? giriş yap