les essais
-
montaigne 'in bol bol latin yazarlarından yararlandığı eseri.
bir manyaklık yapıp da, eserde bahsi ve ifadesi gecen yazarların tum sozlerini yazayım mı? yazayım tabi:
-sözlerini yazayım da tam olsun-
sağlıklı olmak ve yaşamak, işte benim bütün bilgim.
persius
***
kimse kendi içine girmeye çalışmaz
persius
***
yaşıyor ama bilmiyor yaşadığını
ovidius
***
gerçekten bizim olan hiçbir şey kalmamıştır, bizim / dediğimiz, sahte bir şeydir.
marcus tullius cicero
***
bana mesken olan toprak, sende savaş belirtileri var.
savaşa hazırlanıyor bu sürüler, bu atlar.
ama biz bunların sabana koşulduğunda gördük
aynı boyundurukta yürüdüklerini de;
barış umudumuz yok olmuş değil yine.
vergilius
***
böyle azgınlıkları vardır halkın;
her ülke nefret eder komşusunun tanrılarından
ve inanır gerçekliğine yalnız kendi tanrılarının.
juvenalis
***
gözleri doymuş olduğu için şaşmıyor kimse
başının üstündeki ışık tapınaklarına.
lucretius
***
bugün birden gözlerimiz önüne gelseler
varlıkları fışkırıverse karşımızda
bizi en çok şaşırtacak onlar olur
bütün bildiklerimize aykırı görünürler.
lucretius
***
böylece, bir ırmak büyük olmasın isterse
daha büyüğünü bilmeyene büyük gelir.
bir ağaç, bir insan da öyle. her şeyde,
en büyük gördüğümüzü devleştiririz.
lucretius
***
gördüğümüz şeylerin yeniliği, büyüklüğünden çok şaşırtır ve nedenlerini aramaya iter bizi.
cicero
***
evinden dışarı adım atar atmaz gülmeye başlardı biri
öteki ise ağlamaya başlardı.
juvenalis
***
ah zavallılar, sevinçlerini suç sayanlar!
gallus
***
neyi özlemeyiz? neye yarar
bunca zahmetle kazanılan para?
nedir adaletin, insanların bizden beklediği?
tanrı ne olmamızı istemiş bizim? neyiz?
neyin peşinde koşuyoruz?
persius
***
erdemli olmayı göze al; bu yola gir;
iyi yaşamayı sonraya bırakan; yolu üzerinde bir ırmağa
rastlayıp da akıp geçmesini bekleyen köylüye benzer;
ırmak hiç durmadan akıp gidecektir.
horatius
***
yaş ağır basınca bedenimiz üstüne
aşınan çarklar zor döner olunca
kafa sendeler, saçmalar, sayıklar.
lucretius
***
bir başkası da cansız insan bedenine dinlenme duygusu veriyor yeniden.
ölünce nereye mi gideceksin? doğmayanların yanına.
seneca
***
mezar, ne rahat bir liman ki dinlensin orada, yaşamaktan yorulmuş insanın bedeni.
ennius
***
ey benimle bu kadar güç işler görmüş yiğitler, bugün, kederlerinizi şarapla gidin çünkü yarın engin denizlere açılacağız.
horatius
***
ruhların yerleştikleri beden yapısının niteliği pek nemlidir; çünkü birçok beden özelliği vardır ki ruhu keskinleştirir; birçoğu da vardır ki köreltir.
cicero
***
onunla her şeyi paylaşmak zevkinden yoksun kalınca, hiçbir zevke kapılmamaya karar verdim.
terentius
***
mademki vakitsiz bir ölüm, ruhumun yarısı olan seni alıp götürdü, yeryüzünde varlığımın yarısından, en aziz parçasından yoksun yaşamakta ne anlam var?
o gün ikimiz birden öldük.
horatius
***
çatışmadan tartışılmaz.
cicero
***
hiçbir devlet gücü hak veremez,
dostluk bağlarının koparılmasına.
ovidius
***
çünkü yurt bütün ödevleri üstünde değildir
ve yurttaşların yakınlarını sevmesi yurdun yararınadır.
cicero
***
kılıç kından çıkınca bütün duygular susmalı!
karşı cephede babalarınızı da görseniz
paralayın suratlarını yalın kılıcınızla
lucanus
***
tanrılar vardır dedim ve diyeceğim her zaman
ama insan işleriyle uğraştıklarına inanmam.
ennius
***
bir tek neden göstermek yetmez; birkaçını vermeli, bir teki de doğru olsa.
lucretius
***
ne kadar az korkarsak o kadar az tehlikedeyiz.
titus livius
***
her şey öyle ayrı, öyle değişik ki
kimine besin olan, kimine zehir
insanın tükürdüğü bir değdi mi yılana
ölür çok kez yılan, yer bitirir kendi kendini.
lucretius
***
o zaman lambalardan iki ışık çıkar,
insan çift yüzlü, nesneler çift olur.
lucretius
***
öyle başardı hasta görünme sanatını ki gerçekten nekrise tutuldu caelius
martialis
***
ölümden ne kork, ne de ölümü iste
martialis
***
güreşçiler rakiplerine vururken, zırhlı yumruklarını savururken inler gibi bağırırlar; çünkü bağırmak sinirleri gerer ve vuruş daha kuvvetli olur.
cicero
***
bilge, iyi şeylerde bile bir ölçü gözetir.
juvenalis
***
ölüm karşına gelmiş,
sen mezarını düşünecek yerde
mermer yontturup evler yaptırmaktasın.
horatius
***
yaşadım, ve
kaderin bana yürüttüğü yol bitti.
vergilius
***
zevkler insandan insana değişir.
her şey her yaşa uygun düşmez.
gallus
***
hükümdarlarını kavuştukları en büyük nimet,
halkın, hem dertlerini çekmesi hem de üstelik
onları övmek zorunda olmasıdır.
seneca
***
erdem sadece bir söz onlar için
ve kutsal orman sadece odun.
horatius
***
erdem ki saymaları gerekir, anlamasalar bile.
tusculanes
***
zevkin kaynaklarında öyle bir acılık var ki
çiçekler arasında bile olsa boğazımızı yakar.
lucretius
***
mutluluk bile haddini aşarsa azap olur.
seneca
***
ağlamak da bir zevktir.
ovidius
***
kadehime eski falernum şarabı döken çocuk, daha acısından getir bana.
catullus
***
zıt fikirleri evire çevire zihinleri sersemleşmişti.
titus livius
***
bütün umudum kendimde.
terentius
***
her şeyi, kırılmaz zincirleriyle bağlı yazgının
lucretius
***
bazı insanlar arasında ayrılıklar, sevgiye ve derece farkı vardır;
ama her şeyde aynı doğanın yüzü görülür.
her şey kendine göre gelişir ve hepsi sürdürür doğal düzenin ayrılıklarını.
lucretius
***
hafif bir tekne gibi
azgın fırtınanın denizde bastırdığı.
catullus
***
vücut yaşın ağır yumruğu altında ezilince, makinenin yayları gevşeyince, akılda sendeliyor. dilimiz tutulmaya, zihnimiz karışmaya başlıyor.
lucretius
***
zaman değiştirir özünü her şeyin; bir durumdan başka bir durum çıkar hep; benzerlik kalmaz biçimden biçime; doğa zorlar her şeyi başkalaşmaya.
lucretius
***
başkaları için yaşamayan kendi için de yaşayamaz.
kendine dost olan
bilin ki herkese de dosttur.
seneca
***
hazırım canımı vermeye
dostlarım ve vatanım için.
horatius
***
coşkunluk sarpa sardırır işleri
seneca
***
acele gecikmedir.
quintus
***
çabukluk kendisini engeller.
seneca
***
görenlere kısacık göstermeler yeter. üst tarafını kendin bulabilirsin.
lucretius
***
söz bilmez sürüler, vahşi hayvanlar
türlü bağrışmalarla anlatırlar
duydukları korkuyu, acıyı ya da zevki
lucretius
***
kedi, köpeğin kızgın olduğunu bir çeşit havlamasından anlar,
başka türlü bir havlaması ise hiç ürkütmez onu.
karıncalardaki iş ortaklığından anlıyoruz ki sesi olmayan
hayvanlar da hareketleriyle konuşup anlaşıyorlar.
başka türlü değil çocukların da
sesle anlatamadıklarını hareketle anlatmaları.
lucretius
***
ve susarak bile
sözler, yalvarmalar vardır.
tasco
***
insandan insana, aman ne büyük ayrılık.
terentius
***
nasıl överiz hızlı bir atı
meydanı çınlatır zafer bağrışmalarıyla
yarışta kazandığı çelenklerle
juvenalis
***
olgun, kendine hakim, öylesine ki
ne yoksulluk korkutur onu, ne ölüm, ne zindan;
tutkulardan sıyrılmış, şerefli gözü tok;
içine kapanmış, toparlanmış,
yalın bir küre olmuş
pürüzsüz, yuvarlanır bir başına,
talihe tutamak vermeden, hiç yenilmeden.
horatius
***
insanın böylesi krallıklardan yüzlerce basamak yukarılardadır. o kendisi başlı başına bir imparatorluktur.
bilge, kendi mutluluğunun ustasıdır.
plautus
***
böyle bir insanın hayattan isteyecek neyi kalır?
görmüyor muyuz,
nedir doğanın istediği bizden, illetsiz bir bedenden,
varlığının güzel tadını çıkaran
hiçbir şeyden korkmaz bir ruhtan başka?
lucretius
***
pırıl pırıldır çünkü altın üstünde iri zümrütlerle
hep yeni kumaşlar vardır üstünde deniz yeşili
zühre yıldızının öpüşüyle ıslanmış.
lucretius
***
kiminin içtendir mutluluğu, kiminin dıştan.
seneca
***
ne hazineler, ne rütbeler, ne cübbeler atabilir yüreklerden yıldızlı direkler altında uçuşan acı dertleri, kaygıları.
horatius
***
insanların içinde yatan korkular, kaygılar
demir gümbürtüsünden, kılıçlardan yılmaz;
krallar, büyükler arasında çekinmeden yaşar,
altınla senli benli olur saygısızca.
lucretius
***
en üstün iyi üstünde anlaşılmıyorsunuz, bütün felsefede anlaşamıyorsunuz demektir.
cicero
***
hiçbir şeye şaşmamak işte budur, numacius, seni mutlu kılıp mutlu tutacak olan.
horatius
***
korku ve istekler ne zaman akılla geldi?
bunca güvenle hangi hayali kurasın ki?
sonunda pişman olmayasın..
juvenalis
***
biz bir kadın ve çocuklar isteriz, ama onlar
bilir kadının ve çocukların ne olacağını.
juvenalis
***
şaşmış bu yeni belaya
hem zengin olmuş hem fakir;
kurtulmak istemiş,
istemez olası bu hazineden.
ovidius
***
hata yapma korkusuyla suç işliyoruz.
horatius
***
işi daha bitmeden çıktı tezgahtan.
ovidius
***
yüksek mevkilerde sağduyuya az rastlanır.
juvenalis
***
bu dünya evini nasıl yürütür tanrı;
ay nasıl yükselir, ufaldıkça ufalır;
her ay nasıl bütünlenir dolunay;
deniz üstünde niçin bu yeller,
eurus'un getirdiği;
nerden gelir bulutları yapan tükenmez su,
buraya gelsin gün gelip yıkılacaksa dünya.
propertius
***
arayım, siz ki bilmek kaygısındasınız.
lucianus
***
kukla gibi, iplerimiz çekilip, oynatılıyoruz.
horatius
***
görmüyor muyuz
bocalıyor insan, aranıyor hep,
yer değiştiriyor,
yükünü atmak ister gibi.
lucretius
***
insanların düşüncesi
zeus'un onlara verdiği
değişik gün ışıklarına benzer.
cicero
***
işini düzenlemek, ödevini gözetmek, ve doğaya uymak.
lucianus
***
insan kafası öyledir ki; kendisine karanlık gelene daha kolay inanır.
tacitus
***
olabilir desinler, ama olur demesinler.
cicero
***
karanlık ormanında algido'nun
dalları baltayla budanan meşe gibi
bu beladır, bu cefalar, bu zincirler
yiğitliğine yiğitlik katar onun.
horatius
***
erdem yaşamaktan korkmakla değil, baba,
belalara karşı koyup diretmekte
yolundan dönmemektedir.
seneca
***
dünya yerle bir olsa, yiğitçe katlanır yıkılmasına
horatius
***
delilik değil midir, sorarım, size ölüm korkusundan ölmek?
martialis
***
ölüm korkusuyla insanlar
bırakanlar yaşamaktan, ışıktan;
atılırlar ölüme, ölümden korkmanın
dertlerin kaynağı olduğunu unutarak.
lucretius
***
insan son gününü beklemeli her zaman
mutlu dememeli ona ölmeden ve
cenazesi kaldırılmadan.
ovidius
***
işte o zaman içten sözler dökülür yürekten
maske düşer, yüz kalır ortada.
lucretius
***
insan yaşatarak yaşar birbirini
ve hayat meşaesini, birbirine devreder koşucular gibi.
lucretius
***
bize verdiği hayatı kemirmeye başlar ilk saatimiz.
seneca
***
doğumla ölüm başlar; son günümüz ilkinin sonucudur.
maniuus
***
hayattan alacağınızı aldıysanız, doya doya da yaşadıysanız, güle güle gidin.
niçin hayat sofrasından, karnı doymuş bir çağrılı gibi kalkıp gidemiyorsun?
niçin günlerine, yine sefalet yaşanacak,
yine boşuna geçip gidecek başka günler katmak istiyorsun
lucretius
***
insan kendini saran çemberin içinde döner durur.
lucretius
***
yıl hep kendi izleri üstünde dolanır.
vergilius
***
kaç yüzyıl yaşarsanız yaşayın,
ölüm yine de ebedi olacaktır.
lucretius
***
zaten ben sizi öyle bir hale sokacağım ki, artık hiç acı hissetmeyeceksiniz.
bilmiyor musunuz ki; öldükten sonra başka bir benliğiniz sağ kalıp sizin ölümünüze yanmayacak,
ölünüzün başucunda durup ağlamayacak?
lucretius
***
bu doymadığınız hayatı artık aramaz olacaksınız,
o zaman ne hayatı ararız; ne de kendimizi;
varlığımızdan hiçbir şeye özlemimiz kalmaz.
lucretius
***
hiçten daha az bir şey olsaydı, ölüm hiçten daha az korkulacak bir şeydir denebilirdi.
ölüm size ne sağken kötülük eder, ne ölüyken;
sağken etmez, çünkü hayattasınız; ölüyken etmez, çünkü hayatta değilsiniz.
lucretius
***
hiç kimse vaktinden önce ölmüş sayılmaz; çünkü sizden kalan zaman da,
sizden önceki zaman gibi sizin değildir. ondan da bir şey yitirmiş olmuyorsunuz.
bizden önce geçmiş zamanları düşün. bizim için onlar yokmuş gibidir.
lucretius
***
her yerde ölüm var; tanrı bol bol veriyor onu;
herkes herkesin hayatını alabilir, ama ölümü
alınmaz kimseden. binlerce kapısı var ölümün.
seneca
***
ölmek isteyeni kurtarmak öldürmekle birdir.
horatius
***
duymak düşünmekten daha az üzer bizi.
quintilianus
***
boşuna bilmek istiyorsunuz, ölümlüler,
ölüm saatinizin ne zaman, ne yoldan geleceğini.
propertius
***
kaçınılmaz bir belaya birden katlanmak
uzun süre korku azapları çekmekten iyidir.
gallus
***
filozofların bütün hayatı ölüm üstüne düşünmektedir.
cicero
***
fırtına nereye atsa beni orada bir yer vardır yaşanacak.
horatius
***
vaktinden önce dertlenmek gereğinden fazla dertlenmektir.
seneca
***
ne işimiz var o sevinç rüzgarları ortasında bu düşkün halimizle?
görsün diy emi ateşli gençlik
kahkahalarla gülerek
bizim küflenen meşalemizi.
horatius
***
onlar ki kalkar dimdik genç organları toprağa yeni dikilmiş bir fidan gibi.
horatius
***
ne zaman, bir aslanı
daha güçlü bir aslan öldürdü? hangi ormanda
büyük domuz dişi küçük domuzu paraladı?
juvenalis
***
bir kavgadır kopar,
iki bey arasında çok kez.
o zaman seyredin,
arı milletindeki azgınlığı.
o coşkun, vızıltılı
savaş hengamesini.
juvenalis
***
kimi yerde bir parıltı sarar gökleri
ayak patırtıları yükselir her yandan
dağlara çarpan bağrışmalar
yankılanır yıldızlara doğru.
lucretius
***
paris'in aşkıymış derler
hellenlerle barbarları savaşa sokan.
horatius
***
antonius glaphyra ile yattı diye benim de
fluvia ile yatmam gerekirmiş,
fluvia'ya göre.
yatacak mıyım ben şimdi fluvia ile,
manius'la da mı yatacağım gerekiyor diye?
kendine gel!
ya savaş, ya yatak diyor kadın.
ne demek?
canım mı daha değerli, erkekliğim mi?
çalsın savaş boruları!
martialis
***
işte bu büyük ordu, o bin bir yüzlü, bin bir ayaklı ordu...
likya denizi üstünde ak dalgalar yuvarlanır gibi
sert orion, kış sularına gömüldüğü zaman,
ya olgun yaz buğdayları gibi
hermus'un, likya'nın sarışın ovalarında
ürperiyor çiğnenen toprak,
gümbürdüyor kalkanlar.
vergilius
***
o azgın yürekler, o korkunç cenkler,
biraz toz atın durulur hepsi.
vergilius
***
çıkar için değil, yiğitlik şanı için.
cicero
***
ayrı ayrı bakınca değer vermediğimiz kimselere, bir araya geldikleri zaman değer vermekten daha büyük budalalık olur mu?
cicero
***
başarısızlıktan zarar görmeyen bir değer, hiçbir şeyin lekeleyemediği bir şerefle parlar; böyle bir değer halkın keyfiyle ne yükselir ne de alçalır.
horatius
***
yazgının insanlara bir lütfu da, namuslu işlerin aynı zamanda en yararlı işler olmasıdır.
quintilianus
***
kurnazlıkların para etmediğini gördüm de güldüm.
ovidius
***
bütün bunlar tanrılıktan ne kadar uzak, tanrıların dünyasına ne kadar aykırı.
lucretius
***
tanrıların yüzlerini, yaşlarını elbiselerini, süslerini biliyoruz; soylarıyla, evlenmeleriyle, akrabalarıyla hep biz aciz insanlara benzetilmişlerdir: onların ruhları da aynı yanlış yollara sapmaktadır, tanrıların da tutkularından, kederlerinden, hiddetlerinden söz edilmektedir.
cicero
***
bizim ahlak ve törelerimizi, bizim toprağa bağlı, göklerden mahrum ruhlarımızı tapınaklara sokmaya ne gerek var?
persius
***
değişmez, dağılmak; yok olmaktır. parçalar oynar yerinden, bozulur düzenleri.
lucretius
***
biz öldükten sonra zaman bütün bedenimizi yeniden toplasa; ona bugünkü düzenini geri verse, yeniden hayat ışığına çağrılsak, bütün bunların bizimle hiç ilgisi olmazdı, çünkü bellek ipliği bir kez kopmuş olurdu.
lucretius
***
hayatın sana erdiği yerde her şey amaşsız olarak ve duygulara dokunmadan yaşar.
lucretius
***
bütün bunların hiç ilişkisi yok bizimle, çünkü biz ruhla beden bir aradayken varız ancak.
lucretius
***
göz, kökleri kopup bedenden ayrılıp, kendi başına kalınca artık hiçbir şey göremez.
lucretius
***
ruh başıboş kalınca türlü hayaller kuruyor.
lucianus
***
güzel ne, kötü ne, yararlı ne, zararlı ne,
bunları o daha iyi söyledi chrysippos'tan, crantor'dan.
horatius
***
ondan, o tükenmez kaynaktan gelir, permessos'un kutsal suları şairlere.
ovidius
***
kalın musa'ların yoldaşlarına. onalrdandır yıldızlara yükselen homeros da.
lucretius
***
bu cömert kaynağı sonrakiler akıttılar bütün kendi şiirlerine; bir ırmak bir sürü dereciğe bölündü, bir insanın mirasıyla beslenerek.
manilius
***
önüne çıkan tepelerde ne varsa yıkarak, geçtiği her yerin altını üstüne getirerek.
lucianus
***
tıpkı, venüs'ün sevdiği sabah yıldızının
deniz sularında yıkanmış temiz yüzünü gösterince
karanlıkları dağıtması gibi.
vergilius
***
bir varlık biçim ve nitelik değiştirdi mi
o anda yok olur, biraz önce var olan.
lucretius
***
içimizdeki gizli bir kırbaç taşıyan o cellat.
juvenalis
***
çünkü çokları uykularında, sayıklamalarındaz
suçlamışlar kendi kendilerini,
gizli kalmış cinayetleri çıkmış ortaya.
lucretius
***
"kötüler hiçbir yerde saklanamaz." der epikuros; "çünkü vicdan kendi kişiliklerini buldurur onlara."
ilk ceza odur ki, hiçbir suçlu kendi yargıçlığından kurtulamaz.
juvenalis
***
kendi üstüne bildiklerine göre ruhumuz
umut ya da korku duyar yaptıklarından.
ovidius
***
acı, masuma da yalan söyletir.
publius syrus
***
çamur yumuşak ve ıslak; çabuk, çabuk olalım. durmadan dönen çark biçim versin ona.
persius
***
dertlerimizi avutan akıl ve hikmettir,
o engin denizlerin ötesindeki yerler değil.
horatius
***
kıskançlık, cimrilik, kararsızlık, korku, tutku ülke değiştirsek de bizi bırakmaz.
ve kader, atımızın terkisine binip bizimle gelir.
horatius
***
öldürücü yara bağrımızda kalır.
vergilius
***
neden başka güneş, başka toprak ararsın? vatanından kaçmakla kendinden kaçabilirsiniz?
horatius
***
kırdım diyorsun zincirlerini;
evet, köpek de çeker koparır zincirini,
kaçar o da, ama halkaları boynunda taşıyarak.
persius
***
gittiğimiz yere zincirlerimizi de götürürüz kendimizle birlikte. tam bir özgürlük değildir kavuştuğumuz; durup bakarız bırakıp gittiğimizde; onunla dolu kalır düşlerimiz.
içi arınmamışsa, neler bekler insanı, kendi kendisiyle ne savaşlar eder boşuna! tutkuları içinde ne kemirici kaygılar, ne korkular içinde kıvranır insan! ne çöküntüler yapar bizde gurur, şehvet, öfke, gevşeklik ve tembellik!
lucretius
***
ruhun derdi kendi içinde ve kaçamaz kendi kendinden.
horatius
***
ıssız yerlerde kendin için bir evren ol.
tibullus
***
vah, vah! nasıl olur da insan bir şeyi kendinden daha çok sevmeye kalkar?
terentius
***
bundan geliyordu o ölüm oyunları, o çılgınlık
o kanla beslenen zevk.
purdentius
***
zafer, zafer değildir,
yenilen düşman yenilgiyi kabul etmedikçe.
claudianus
***
tek kollu da kalsam,
kötürüm, damlalı da olsam,
sökülse de bütün dişlerim
ne mutlu bana yaşıyorsam.
maecenas
***
yitirme acısıyla yitirme korkusu aynı kapıya çıkar.
seneca
***
danae'yi tunçtan kuleye koymasalardı
jupiter'den hiç gebe kalmazdı danae.
ovidius
***
her şeyin zevki, bizi itmesi gereken tehlikeyle artar.
seneca
***
ya o baygınlık, o sessizlik,
ya o derinden gelen gizli ahlar.
horatius
***
arzuyla sarıldıklarının canı yanar;
dişleri ısırır çok kez nazik dudakları.
gizli dürtüler incitmeye iter onları
her tuttuklarını; azgınlıkları artar böylece.
lucretius
***
her şeyde olduğu gibi okuma çabasında da ölçüyü aşıyoruz.
seneca
kaynak: http://www.latince.net/
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap