fikriye hanım

• çok bilinmese de atatürk'ün latife hanımdan önceki aşk ilişkisi olan kişidir.şimdiye kadar tarih kitapları atatürk'ün çocukluk arkadaşı olarak kitaplarda yer vermesine rağmen, sonraları asıl gerçek ortaya çıktı.
  
  fikriye hanım yunanistan 'da larisa'da dünyaya geldi sonraları oradaki türk halkına yapılan saldırılardan dolayı önce selanik'e ardından istanbul'a taşındı.
  
  istanbul'a geldikten sonra tüm çekirdek ailesini sırayla kaybetti, bir başına kalan fikriye'nin amcası, atatürk'ün annesinin ikinci eşiydi.karşılıklı dile getirilmese de ikisi de olan bitenin farkındaydı.
  
  bu üvey akrabalık sayesinde fikriye ve mustafa birbirlerini sürekli görüyordu.zübeyde hanımın kimsesiz bir kız olan fikriye'yi sevmesine rağmen ogluna layık görmediği belirtilir.bu sebepten olası bir birlikteliğe karşıydı.
  
  1920 yılının ortalarında gazetede mustafa kemal'in padişah tarafından idam fermanını okuyunca onun yanına gitmeye karar verdi.çankaya'nın ilk gelini, ata'nın imam nikahlı eşiydi artık.çankaya köşkünü çekip çevirdi, çevresindeki herkesin yardımına koşarak çok saygı duyulan biri haline geldi.
  
  sonrasında hastalandı ve tedavi süreci için almanya'ya gönderildi.o sıralarda izmir' de mustafa kemal latife hanımla tanışır.eğitimli ve entellektüel bir kadın olan latife hanım' dan etkilenir, zübeyde hanım da onun çok iyi bir gelin olacağını düşünmektedir.
  
  latife hanım ile evlenir, bu sırada almanya'da tedavi gören fikriye hanım ise mustafa kemal'in evlendiği haberini gazetelerden öğrenir.
  
  bunun üzerine ilk fırsatta yola çıktı ve türkiye'ye döndü.
  fikriye, çankaya köşkünün kapısına dayandı.bir zamanlar hanımı olduğu köşkte elbette ki hoş karşılanmadı.
  
  sonrasında yaşanan olaylar kesin bir gerçeklikle bilinmiyor fakat söylentiler çok...
  bazı söylentilere göre fikriye hanım yaşananları gururuna yediremeyerek intihar etti.
  mustafa kemal'den hediye olan gümüş tabancasıyla kendisini kalbinden vurdu.
  bazı söylentilere göre de köşkü terketmek üzereyken vurulmuştu.
  can dündar, fikriye'nin etnografya müzesindeki atatürk heykelinin altında gömülü olduğunu iddia etti.
  salih bozok'un notlarında ise kuğulu parka defnedildiği belirtiliyordu.
  
  not:hikayenin kaynağı can dündar'ın araştırmalarıdır.sitesi kapandığı için buraya kaydetmek istedim.