5 entry daha
  • bir şairin bakışları aslında neyi görmek ister bir türlü anlayamayacağım galiba, hele bu şair angelopulos'sa hiçbir zaman tam olarak anlayamayacağımı düşünmenin acizliğiyle çıkartabileceğim tüm anlamlarda ruhum gözyaşı olur ve akar yanaklarımdan. bir şairin gözleri bu sefer sonu olmayan bir masalın en başını görmek istemiş gibi geldi bana. gördüklerinin altına sakladığı tüm cevherleri ortaya çıkartamayacığım bir masalı sunuyordu bana ve beni zamana sahip çıkmadan alıp götürüyordu bilinmezliğine. evet şair! bu sefer de beni ağlattın, bu sefer de anlattın benim tam olarak anlayamayacağım gördüklerini, bana sadece anlattıklarından kendime göre anlamlar çıkartmak kaldı ve düşüncelerimle bağlayacağım sabahlar bekliyor artık gecelerimi. çünkü rüyalarımda senin mısraların şekillenip beni derin uykumdan uyandırıp sabahlattıracak ve masalın neresinde olduğumu anlamakla geçireceğim gecelerimi...
    senin şiirini anlatmaktan acizim ve ancak etrafıma kaplamış bu puslu havadan çıktığım zaman anlayacağım galiba; ama okyanusta bir damla kadar az olsa bile, anlamlandırdıklarımla bile çok sevdim bu şiirinide. hele ilk aşkın hayal kırıklığını anlattığın ve o başımı döndüren görüntülerdeki mısran yok mu, işte o an zamanı durdurmanı çok isterdim, ne diyordun orada:

    "her zaman böyledir, ilk kez hep böyle olur, kalp çok hızlı atar ve insan titremeye başlar. her zaman böyle olur... insan ölmek ister"

    ve hayatın alabildiğine acımasızlığında, stiksin sınırlarında büyüyen kahramanlarının ellerini hiçbir şeye uzatamamaları, o çocukların böyle acımasızlıklar içinde büyüdüklerini düşündükçe kahroluyorum. neden böyle yaparsın ki şair, biraz acı bana istiyorum, biraz daha az ağlayayım senin her şiirini izlediğimde...

    "başlangıçta her yer karanlıkmış ama sonra ışık belirmiş ve bu ışık karanlığı aydınlatmış, topraktan denize kadar, her tarafta çiçekler varmış ve de dağlar çiçeklerin üzerinde kuşlar ve kelebekler uçuyorlarmış"

    mae ve alexander stiksi geçtiklerinde masalın en başında olduklarını anladılar ve korkmalarına artık gerek yoktu, çünkü ışık doğmuştu puslu karanlıklarda...
54 entry daha
hesabın var mı? giriş yap