5 entry daha
  • mircea lucescu gibi bir adam, takımı bambaşka bir karaktere dönüştürüp şampiyon yaptığı yılın sonunda galatasaray'dan gönderilmişti. o zamanki açıklamaları hatırlayalım: 'gönüllerdeki teknik direktörle anlaşacağız'. vay arkadaş vay.

    jupp derwall'i başlangıç noktası olarak kabul edersek, lucescu, fatih terim ve şenol güneş, türkiye'de futbola en büyük katkıyı yapmış teknik adamlardır. peki neden sevmiyoruz fatih terim'i? sevmeyenlerin sevmeme nedenini ifade etmeye çalışıyorum: başlıkta bahsedilen döngünün tam bir türkiye özeti olması. dön baba dönelim, aynı yerde inelim. türkiye'de ilişkiler insanları her şeyin üstünden yönetir. ve bu ilişkiler karşılıklı faydaya dayalı olduğundan, dahası duygusal bağlarla kuvvetlendirilmiş bulunduğundan, bitmez. bir türlü sonu gelmez.

    alın size fantezi: lucescu o zaman galatasaray'ın başında görevine devam etseydi, iş nereye gelirdi?

    ha, teknik direktörün bir kulüpteki yeri nedir? işte bu da güzel bir soru. bu soruya verilmiş gerçekçi bir cevap için the damned united'daki konuşmayı örnek verebiliriz. acı gerçek için tıklayınız bu acı gerçeğin terim için neden çalışmadığı ise başlıktaki sorunun cevabı ya da kendisi. hepsi aynı işte.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap