• leeds united'ın başında brian clough'un geçirdiği 44 günü anlatan film. david peace'in aynı isimli romanından uyarlanmış. hartlepool ve derby county'nin başında clough yardımcısı peter taylor ile başarıdan başarıya koşuyor. taylor olmadan giriştiği leeds işi uzun sürmüyor. yönetmen tom hooper. 27 mart'ta britanya'da sinemalardaymış. menajerin ele alındığı bir futbol filmine aşina olmayan bünye merakla bekliyor.

    trailer: http://www.youtube.com/watch?v=lyzsswqpk6s
  • filmde mevzu bahis isim brian clough olunca nottingham forest günlerini izleyeceğinizi sanıyorsunuz ama daha evveline gidiyor. bana göre gayet başarılı bir film...
  • futbolseverlerin ıskalamaması gereken leziz film. seyrettiğim futbol filmleri içindeki en güzel tadı bu filmden aldım. ayrıca konuşulan komik bonservis / maaş / tazminat bedelleriyle futbol ekonomisinin 30 senede nereye evrildiğini de çok net gösteriyor.
  • her futbolseverin seyretmesini tavsiye ettiğim , hele bir cm/fmseverseniz kesinlikle kaçırmamanız gereken harika bir film. bir teknik direktörün yönetimle futbolcularla ve medyayla ilişkileri, antrenman, scouting, alt liglerden en tepeye çıkış hikayeleri, her şey var filmde. brian clough kimmiş bilmeyince daha da zevkli oluyor.

    --- spoiler ---
    filmin sonunda clough'ın 70 lerin sonunda nottingham forest'i avrupanın zirvesine çıkaran kişi olduğunu görünce yüzüme aptal bir sırıtış yerleşti. hikayenin böyle bitmesi gerçekten çok tatmin ediciydi. bir de clough'ın aklı sıra blöf yaparak derby county yönetimine ultimatom vermesi ve akabinde kovulması, duruma aşina olan her fmciyi koparan bir sahne olmalı.

    --- spoiler ---
  • futbol üzerine kaliteli eserin çok az bulunduğu sinema dünyasında, kurgusu ve olayları aktarışı oldukça güçlü, başarılı bir film. filmle ilgili çok bir şey anlatmak istemiyorum ki bir solukta izlenebilen yapısı bozulmasın. sadece 1969-1974 yılları civarında geçen bazı sahneler, bana şu anki türk futbolunu anlattı, sanırım futbol kültürü ve anlayışında da bir 40 sene gerideyiz. zira filmde anlatılan (ya da o yıllarda reelde yaşanan olayların) birçoğunu ben halen, günümüz türkiye'sinin futbol anlayışında görmekteyim...

    hazır türk futboluna bok atmışken, başka bir konuya da değinmek isterim... malumunuz ingiliz devlet televizyonu bbc gerek belgeselleri, gerek dizileri ve gerek de bu gibi filmleri ile yıllardır çok başarılı işler yapıyor ve yapmaya da devam ediyor... geçenlerde ise atv televizyonu, allah başımızdan eksik etmesin ahlakımızı koruyan rtük tarafından, ceza aldığı bir program nedeni ile ilgili programın saatinde belgesel yayınlama cezasına çarptırıldı. belgesel bir trt yapımı olan, "ruhlar ve insanlar" benzeri abuk isimli bir şeydi... dünyayı, insanları ve ruhani dünyayı, ruhların dünyevi işler ile bağlantısını ve önemini anlatan muhteşem bir eserdi... gözle göremediğim ve varlığını kanıtlayamadığım bir olguyu bana anlattığı ve kültürümü artırdığı için trt'ye bir kere daha teşekkür ettim.

    --- spoiler ---

    film bittikten sonra, ah bir de nottingham forest ile avrupa'nın zirvesine yükselişte yaşananları izleseydik diye bağırdım...

    --- spoiler ---
  • aslında bir futbol filmi olarak lanse edilmeyebilir. brian clough bir iş adamı olsaydı, sahibi olduğu şirketlerde de aynı hikayeler geçecekti. o yüzden ''aayy futbol filmi'' diye futbolu sevmeyen arkadaşlarımızın kenara atmaması gereken bir film. daha çok brian clough'un ikili ilişkileri, başarıları, başarısızlıkları anlatılıyor. oturduğumuz tribünlerin önünü değilde, kıçımızın altındaki betondan göremediğimiz soyunma odasını anlatıyor.
  • boyle bir film nasil gozumden kacmi$ bilemiyorum. dun oturdum, izledim. son dakikalara girdigimde film boyle bitmemeli diye kendi kendimi yedim. acayip keyif aldim sonuyla da, konuyu i$leyi$iyle de.
  • bu filmi izledim, beğendim. filmin çıkış noktası aynı isimle yazılmış olan bir kitap. kitabın da odak noktası brian clough'un leeds teknik direktörü olarak geçirdiği 40 küsür kabus gibi gün. ancak filmin yönetmeni clough'un leeds öncesi dönemini fazla detaylı incelemiş, leeds'te yaşananlar bile biraz ikinci planda kalmış. clough'un yardımcısı peter taylor ve derby county yönetimi ile yaşadıkları bile daha ön plandaydı sanki. hal böyle olunca insan leeds döneminin sonrasını da izlemek istiyor, çünkü haliyle brian clough kariyerinin en büyük başarılarına leeds'ten sonra nottingham forest'da ulaştı. ama film öyle çat diye bitiveriyor.

    filmi izledikten sonra meraklandım, biraz araştırma yaptım. ilginç şeyler öğrendim. mesela film bize peter taylor ile brian clough'un arasındaki müthiş ilişkinin leeds teklifiyle birlikte bozulduğunu, ama sonra tekrar düzeldiğini ve birlikte nottingham forest ile başarılara birlikte koştuklarını anlatıyor. yani bir "and they lived happily ever after" hadisesi. ancak filmin böyle sonlanması bence izleyiciyi yanlış yönlendiriyor. çünkü nottingham forest döneminden sonra bu ikilinin arası fena bozulmuş. yıllar sonra derby takımına teknik direktör olan peter taylor, brian clough'un nottingham forest'inden bir oyuncuyu ona haber vermeden transfer eder. büyük olay çıkar ve ikili bir daha ebediyen konuşmazlar. ancak peter taylor'un 1990 yılında ölmesinin brian clough'u yıktığı söyleniyor. brian clough otobiyografisini de peter taylor'a ithaf etmiş. resmen kader arkadaşı olmuş iki adamın ilişkisinin böyle bozulması hakikaten üzücü. ve tabi adamların futbola ne kadar değer verdiklerini gösteriyor. bir futbolcu için yıllara dayanan dostluğu fırlatıp atabilecek kadar futbol sevdalısı adamlar.

    ikinci olarak, film her ne kadar brian clough'u yüceltse de clough'un ailesi bu filmin yapılmasına karşı çıkmış. ingiliz medyası da filmde bir dizi tarihi hata bulmuş.
  • gecenin 01.30 unda, sadece bir kaç sahnesine bakmakiçin açıp 03.00 e kadar izlediği uğruna koca pazartesiyi uykusuz geçirdiğim ama yine de izlediğime pişman olmadığım harika film.
    brian clough'u, koskoca brian'ı, üç paralık komplekslerin girdabında bir adam gibi göstermeleri beni üzdü.
    bir de brian clough - peter taylor ilişkisi bana ersun yanal - mesut bakkal ilşkisini hatırlattı. bu ikili de bozulmayacaktı aslında...

    filmi izleyince iunu bir kez daha anlıyorsunuz ki; futbol akıllı adam işi değil :)
  • --- spoiler ---

    en etkileyici sahnelerden biri hiç şüphesiz ki dave mackay'ın transferi hakkındaki telefon konuşması ve ardından clough'un evden tüymesidir. özellikle clough'un gözlerindeki ışığa dikkat etmeli, yemek sırasında gelen telefonu uzattığı için ebeveynden azar işiten çocuklara benziyor ikisi de...

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap