1 entry daha
  • filtre kahve demlemeye yarayan, esasında kahveyi yapmayı bilen için french pressten çok da farklı bir fonksiyonu olmayan elektrikli küçük ev aleti.

    yıl 1990 küsur. babam da tam hatırlamıyor ama sonları diye tahmin ediyoruz. bir sebeple babam almanya'ya gidiyor. orada insanlar kahvaltıyı kahveyle yapıyorlardı diye anlattı bize sonralarda. bizim neyimiz eksik onlardan düşüncesiyle ülkeye dönüş yaptıktan sonra orada gördüğü gibi bir filtre kahve makinesi edinerek eve getirmiş. tabi ne filtre var evde ne de makineye koyacak kahve. bu alet geçtiğimiz kışa kadar çoğu evde katı meyve sıkacağının kaderinden bile daha kötüsünü yaşayarak -o alet en azından alındığı ilk birkaç hafta kullanılır, hiç olmazsa pazar kahvaltısına bir portakal falan sıkılır onunla- mutfak dolaplarının tepesinde kutunun içinde kalmıştır. bizim evde önceden öyle çok bir 'kahve içelim hadi' kültürü yok idi. ta ki ev ahalisinin bir kısmı diyet yapmaya karar verene kadar. o zamanlar okul sebebiyle kardeşimin de benim de uyanık kalmamız gerekiyordu. arkadaşlarımın tanımıyla zift kahve içmeye başladık. french pressler alındı, ona özel kahveler çektirildi vs. başta tabi sarsıyor bünyeyi ama içtikçe alışıyorsun.

    işte geçtiğimiz kış sevgili kardeşim evde yaklaşık 20 yıldır kutusunda saklanan filtre kahve makinesini farketti. kağıt filtre falan edinildi o alet için.

    mide problemlerime, uykusuzluk derdime rağmen kahve içmeyi severim ve içerim. çeşitli kahveleri illaki denedim. gurme değilim. kendimce bir damak tadım var. ama hiç o kadar güzel kahve içmedim diyebilirim. alet resmen nuh nebiden kalma. hani bir kaza olur da demliği falan kırılırsa bir daha sittin sene yedek parça falan bulmak mümkün olmayacak. * zaten o yüzden gözümüz gibi bakıyoruz ona.

    sonuç olarak, yıllardır gözümüzün önünde duran ziyafeti görmemişiz.

    kahve güzeldir efendim, içiniz.
75 entry daha
hesabın var mı? giriş yap