1 entry daha
  • starbucks'ta oturuyordum.

    yan masamda konuşmalardan anladığım kadarıyla yeni şarkıcı biri ve menejeri vardı. şarkıcının adı can yüce imiş.

    kulak misafiri oldum konuşmalarına. yan masamda konuşuyorlar, duyuyorum, ne yapayım.

    zavallı ve acınası bir havası vardı.

    umutlu bir çocuk ama konuşması ve karakteri dangıl dungul bir şey. donanımsız gözüküyor. hatta "benim sesim güzel değil" bile dedi.

    sanırım sosyal medyadan bir miktar ün yapmış. daha fazlasını istiyor.

    menejeri olduğunu sandığım genç diyor ki ona:"halka inmen lazım abi."

    sosyal medya, snap, akustik, fenomenlik, belediye konserleri, üniversite şenlikleri, parça, sound... böyle laflar geçiyordu muhabbetlerinde.

    akustik şarkılar mı söylüyormuş neymiş. menejeri sandığım kişi diyor ki:"şimdilik böyle devam et."
    can yüce de akustikte saplanıp kalmaktan korkuyormuş.

    menejer, yabancı şarkı dinletti. can yüce diyor ki:"ben yabancı şarkı anlamıyorum."

    para bulunca kaşlarını düzeltecekmiş.

    bence önce işi konusunda bilgilense, oturuşu, konuşması daha şık olsa daha iyi ederdi.

    menejer iyi gaz veriyor yalnız:"sende tıkanıklık var şimdi. senin yolunu açacağız. oyunculuk bile yaptırabiliriz. hiç sıkıntı değil."

    özel üniversitede okumuş ya da okuyormuş. okulunda "fenomen bursu" varmış. buna vermemişler. kızmış.

    "üzerimden çok para kazandılar. bin, iki bin. hep iyi niyetimden. keşke biraz sinsi olsaydım." diye yakındı.

    "sosyal medya elimin altında. bir hareketime bakıyorlar uçurmak için. ama yok, ben fenomen olarak anılmak istemiyorum." dedi. çünkü mesela eskiden sokakta çalıyormuş, günlük yüz lira kazanıyormuş, yetiyormuş. ama fenomen olunca artık sokakta çalamazmış, ooo fenomenin düştüğü hallere bak derlermiş. zaten de işin parasında değilmiş.

    bir mekanı her türlü doldururmuş. 100 kişi, 200 kişi, 300 kişi her türlü. zaten daha fazla kişi alan mekan mı varmış? bir kere sadece kendi çevresi rahat 10 kafa varmış. mekanı dolduramazsa da parasını iade eder, gelenlerle muhabbet edermiş.

    sosyal medyasını sıfırlayacakmış. kimseyi takip etmeyecekmiş. böylece zirveye oynayacakmış.

    yaklaşık iki saat yan yana masalarda oturduk. hep bu minvalde konuştular. müzik ve sanat konusunda ne yapabiliriz, ne üretebiliriz... diye tek kelime konuşmadılar. varsa yoksa nasıl ün kazanırız? hızlı yoldan yükselme hayali. donanım hiç yok. youtube'dan baktım, bir dakika bile dayanamadım izlemeye. ne müzikal kalite var ne duruş.

    yeni nesil seviyor ama bu tipleri.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap