3 entry daha
  • etkileyici bir kitap fakat zaman zaman sıkılmadım desem yalan olur.

    --- spoiler ---

    serenus zeitblom, çok sevdiği, saygı duyduğu çocukluk arkadaşı adrian leverkühn'ün hayatını, adrian öldükten sonra, bunu yapmasını kendine borç bilerek kağıda geçirmeye karar veriyor. kahramanımızın hayatını çocukluğundan başlayarak öldüğü zamana dek etraflıca anlatıyor. adrian, yetenekli bir müzisyen ve başarılı, zeki bir öğrenci. fakat bir kusuru var: kibir. başlarda müzisyen olmayı düşünmüyor. üniversiteye teoloji okumak için gidiyor fakat bırakıyor. küçüklüğünden beri müzik eğitimi veren öğretmeninin teşvikleriyle müzisyenlikte karar kılıyor ve hayatını bunun üzerine kuruyor. 21 yaşındayken şeytanla ilk karşılaşmasını yapıyor. şeytanın şartı müziğini yapması. " beethoven'a, bach'a wagner'a bak. onlarda benim esintileri mi hissetmez misin? evimden gelen ağlayış ve diş gıcırtılarını işitmez misin ?" sunduğu vaatlar başarı ve 24 yıl. kibirli kahramanımızın kararını tahmin etmek pek zor olmasa gerek. karşılaşmadan sonra adri, gerçekten şeytan'ın vaat ettiği başarıya, üne, şöhrete kavuşuyor. fakat nepomuk'unu kaybediyor, sevmeyi kaybediyor, aşkını kaybediyor.. ayrıca kitap sadece adrian'ın biyografisini anlatmıyor. yazar 1943-44'lü yıllarda notlarını yazarken her geçen gün batağa sürüklenen almanya'sını da anlatıyor, 1933'ten sonra girdikleri gözü dönmüşlük halini anlatıyor, pişmanlıklarını, suçlarını anlatıyor. bir nevi günah çıkartıyor. "bazen tanrı'ya şükrediyorum ki adri'm iyi ki öldü. öldü de bugünlerimizi görmedi..."
    --- spoiler ---
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap