• takipçi (öğrenci) ile bilgi arasına eğitmen performansının çok büyük bir haltmışçasına girmiş olmasıdır.

    youtube başta olmak üzere internette yayınlanan ve son derece başarılı eğitmenlerin ingilizce'den matematiğe, türkçe'den kimyaya uzanan geniş yelpazede gayet faydalı paylaşımların yer aldığı onlarca hesap ve onlarca sayfa var. ancak bu videolar, iyi niyetle yola çıkmış olsalar da çekim ekibinin atraksiyon merakı ve biraz da eğitmenlerin görünme talebi yüzünden verimli sonuçlara ulaşmayı sağlayamıyor.

    şöyle ki: bilgisayar başındaki öğrenciye göre içinde bulunduğu oda, zaten sınıftır. siz monitör içinde de sınıf veya yarı sınıf ortamı yaratmaya kalkarsanız 'sınıf içinde sınıf' illüzyonu oluşturarak öğrencide yabancılaşma yaratırsınız.

    zira bu türden çalışmalarda uzaktan yapılan çekimler yüzünden okunamayan metinler, hatalı açılar/ölçekler nedeniyle eğitmenin gövdesi veya koluyla tabloyu/tahtayı ya da plazmayı kapaması, yine yazılı metinden çok eğitmenin teatral performansına odaklanılmasından ötürü, dersin verimi düşürülüyor.

    yazıktır ki eğitim videolarında öğrenciye empati kurmaya tenezzül etmeyen çekim ekibi böylelikle kendi kendisini manipule etmeyi büyük bir ciddiyetsizlikle başarmayı marifet sayıyor. göz hizasında 3 kamera-5 kamera kullanıyorlar ama paragrafı okuyabilmek işkenceye dönüşüyor.

    işin daha da tehlikelisi bütün bunların üstüne eğitmen de sempatik bir kişiyse, öğrenci mevcut sempatinin büyüsüne kapılıp bilgiyle baş başa kalmayı bir türlü beceremediği gibi, bir süre sonra bilgiyle baş başa kalmayı tercih de etmiyor. yani "hocacığım da hocacığım" sevdasıyla, bilgisizliğe rıza gösteriyor.

    ezcümle, eğitmenlerin bilgiyle öğrenci arasına girmeden sadece 'kolaylaştırıcı' olmaları şart. neticede sınavda öğrencilerden, test kitapçıklarıyla baş başa kaldıkları o mahrem dakikalarda, eğitmenlerin esprilerini veya vücut dillerini hatırlamaları istenmeyecek.

    en doğru yöntem bilgi metnine sadece dış sesle eğitmenin eşlik etmesi. eğer ders online ve interaktif ise kenardaki küçük bir pencereden görünmesi yeterli. yok eğer eğitmen rutin derslerde de mutlaka görünmek istiyorsa ders kaydının başında ya da sonunda açılış-kapanış anonsu yapmasına izin verilmeli ancak ders boyunca öğrenci mutlaka ve mutlaka salt metinle/sorularla/grafiklerle/ifadeler ve semboller tablosuyla başbaşa bırakılmalı. zira monitör, adeta öğrencinin elinde bir kitap/dergi formunu aşmamalı. ötesi 'show'a girer ve tehlikeli sürece sürükler.

    hem televizyon rejisi yapmış hem de video kayıtlar üzerinden çeşitli dersleri takip etmiş bir öğrenci olarak bu tehlikeye dikkat çekmekte ısrarcıyım.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap