47 entry daha
  • bizzat felaketi yaşayan bir arkadaşımdan aldığım bir emaili aynen aktarıyorum

    merhabalar,

    asya'da meydana gelen felaketi birinci elden yasamis
    birisi olarak sizleri bilgilendirmem gerektigini
    dusundum. beni tanimayanlar icin, ben su an sri
    lanka'da staj yapmaktayim.

    ben bu felaket gerceklestiginde sri lanka'nin guney
    sahilinde matara/mirissa'da tatildeydim. christmas
    dolayisiyla tum oteller doluydu, biz ancak sahilde 10
    dk yuruyus mesafesi olan ic taraflardaki bir otelde
    yer bulabildik. 7 stajyer beraberdik. cumartesi gunu
    gayet guzel bir gun gecirdikten sonra, pazar sabah
    ciglik sesleriyle uyandik. herkes bizi uyandirmaya
    calisiyordu. su geliyor diye bagiriyorlardi. hemen
    kalktik, bahceye ciktik. otelimizin onunde yol tamamen
    nehir olmustu. biz sansliydik cunku denizden bayagi
    uzaktaydik fakat yine de su oraya kadar ulasmisti.
    otelde bekleyeme basladik. once bu su yukselmesinin
    dolunaydan kaynaklanan medcezirden oldugu dusunduk ama
    butun koylulerin kosusturmasi, bagirislar ve olenlerin
    oldugunu soylemesi bizi de panige soktu. otelimiz
    bolgenin en yuksek yerinde oldugu icin orda beklemeyi
    daha guvenli bulduk. bu arada da surekli koyluler
    kosusturuyor, haberler getiriyorlardi. sahil
    kenarindaki otellerin tamamen su altinda oldugunu,
    duvarlarinin yikildigini, insanlarin oldugunu
    soyluyorlardi. yarim saat sonra sahil kenarindaki
    otellerden kurtulan bir cift geldi. odalarinda kitap
    okurlarken, birden cok yuksek bir ses duymaya
    baslamislar, sanki odalarinin tepesinde ucak ucuyor
    gibiymis. sonra kapinin altindan su girmeye baslamis.
    bir iki saniye icinde kapi patlamis ve cok buyuk
    miktarda su odaya dolmus. odadan cikmayi basarmislar
    ama su cok guclu oldugu icin bir agaca tutunup
    beklemisler. yanlarindan bir kadin suyla birlikte
    suruklenip gitmis. en sonunda su seviyesi azalinca
    bulduklari esyalarini alip kacmislar. kacarken yolda
    yasli bir kadinin olu bedenini gormusler. bizim otele
    sigindilar, soktaydilar. biz onlarin hikayesini
    duyunca durumun ciddiyetini anladik ve hemen oradan
    ayrilmaya karar verdik. bu arada baska turistler de
    otele geliyorlardi. tamamen islak, camur icinde, ne
    buldularsa giymisler filan. hemen bir kacimiz
    tanidigimiz sri lanka’lilari aradik, onlar bize
    ulkenin ic taraflarina dogru ilerlememizi, kiyidan
    uzak durmamizi, endonezya’da deprem oldugunu soyledi.
    biz hemen toparlanip, ic taraflara dogru yurumeye
    basladik. koylulerin evlerine, tepelerdeki tapinaklara
    turistler siginmislardi. ama biz hemen oradan kacmayi
    daha uygun bulduk. 1-1,5 saat kadar yurudukten sonra
    bir minibus bizi almayi kabul etti. minibusun
    soforunun babasi da kayipmis, bu sebeple once babasini
    bulmak zorundaydi. biz minibusun icinde onlarla
    seyahat ediyoruz tabii. kiyidan kacmaya calisirken,
    adamlar tekrar kiyiya gitti babasini aramak icin.
    kiyida kayiklar parcalanmis, otellerin evlerin
    duvarlari yikilmis, arabalar nehirlere suruklenmis,
    ters yuz olmus… neyse adam babasini sapasaglam buldu
    da tekrar ic taraflara dogru yoneldik. bu sefer bir
    kasabaya geldik, denizden ic taraflar da ama yine de
    her yer suydu. sofor biriyle konusmak icin tren
    raylarinin neredeyse ustunde durdurdu arabayi. bir iki
    dakika konustular, derken birden tum kasaba halki
    bagira cagira tek bir yone dogru kosmaya basladilar.
    herkes ciglik atiyordu, tabii sri lanka dilinde
    (sinhala). bizle birlikte minibuste olan sri
    lanka’lilar sinhala bagirmaya basladilar. once kem kum
    sinhala’mizla bize arabadan inin dediklerini sandik.
    zannettik ki tren geliyor ve biz tren yolunun
    ortasinda kaldik. hemen arabadan disari firladik,
    cantalarimizi zor kaptik. sonra farkettik ki su
    geliyormus ve adamlar bize arabaya binin cabuk diye
    bagiriyorlarmis! hemen aynen arabaya geri bindik ama
    inanilmaz bir panikle. cunku herkes ciglik cigliga
    kaciyordu. biz de feci korktuk, belki 5 sn icinde 7
    kisi, koca sirta cantalariyla arabaya tekrar dolustuk
    ve hemen ordan kactik! bazilarimiz dua etmeye filan
    basladi. o kasabadan da gectikten sonra tepelere
    tirmanmaya basladik, yolda oluleri tasiyan
    kamyonetleri gorduk, feciydi. hastaneye dogru gittik,
    herkes dolusmus tabii. yolda tapinaklara siginan
    insanlari, yerlere oturmus aglayan insanlari filan
    gorduk. sonra her nasilsa tekrar tren yolunda
    durdugumuz kasabaya geri donduk, yine ayni noktada
    tekrar su geliyor bagirislariyla karsilastik ve bu
    sefer suyun geldigi yone dogru arabayi hizla surerek
    diger guvenli tarafa gecmeyi basardik. en nihayet
    bizi, arac bulabilecegimiz daha buyuk bir kasabaya
    biraktilar. tam da o anda bir kamyon insanlari
    topluyordu. hemen 7 kisi kamyonun arkasina atladik ve
    sehre otobus bulabilecegimiz bir kasabaya gittik.
    ordan elimizden haritalarla en guvenli yol neresidir
    diye arastirdiktan sonra ic taraflarda baska bir
    kasabaya gitmeye karar verdik. otobus inanilmaz
    kalabalikti insanlarin paniginden tabii. dayanilacak
    gibi degildi ama mecburduk bir yere ulasmaya. yarim
    saat-45 dk otobuste gittikten sonra arkamizdan gelen
    bir minibusu farkettik. icinde yabancilar vardi ve
    minibus bizi alabilecek kadar bostu. hemen bir kagida
    colombo (sri lanka'nin baskenti) yazip cama
    yapistirdik, el kol hareketleriyle dikkatlerini
    cekmeye calistik. bizi gorduler ve hemen gelin gelin
    diye isaret yaptilar. bizi almayi kabul ettiler.
    otobusu hemen durdurduk, cantalarimizi kaptigimiz gibi
    indik ve minibuse bindik. tabii hepimiz sevincten
    bagiriyoruz filan arabada. 5-6 saatlik bir yolculuktan
    sonra da adamlar bizi colombo’ya 15 km kala bir yerde
    biraktilar. ordan da taksi bulup evimize geldik ama
    mahvolmustuk artik. sabah saat 9’dan gece yarisi 2’ye
    kadar canimizi kurtarma savasi verdik resmen.
    colombo’ya dondugumuz de farkettik ki tum gun hic bir
    sey yememisiz. insan cani soz konusu olunca baska
    hicbir ihtiyac hissetmiyor gercekten.

    hala haber alamadigimiz bazi arkadaslarimiz var. onlar
    da baska plajdalardi. iki tanesi bir tapinaga
    siginmislar. butun sel magduru bolgelerde sehirden
    ayrilma yasagi var cunku herkes panik halinden dolayi
    vahsilesmeye baslamis. yoldan gecen arabalara saldirip
    sehirden cikmaya calisiyorlarmis. bizim hep gittigimiz
    kucuk bir misafir evi yerle bir olmus, sahibinin evi
    de yikilmis, amcasi kayipmis. haberlerde gosterilenler
    felaket. hala da depremler olmaya devam ediyor. bir is
    arkadasim dalgalarin gelisini gormus. once deniz
    tamamen iceri cekilmis ve sonra su seviyesi inanilmaz
    bir hizla yukselmeye baslamis ve kiyiya vurmus.
    dalgalar halinde degilmis, cok yuksek seviyede bir su
    kutlesi halinde kiyiya gelmis.

    burda milli afet hali ilan edildi, kurtarma ekipleri
    bir araya geldi. ben su an colombo’dayim, burasi daha
    guvenli sayilir. ama benim icin dun bir film gibiydi
    tamamen, tum gun canimiz kurtarmakla gecti. her
    saniyesinde yeni bir panik, kacis vardi. neyse ki
    sansliydik. en buyuk sansimiz da deniz kiyisindaki
    otellerden yer bulamamis olmamizdi. sabah erken kalkip
    gunesin dogusunu izleyelim diye planliyorduk, gec
    yatiigimiz icin uyanamadik vs... bir cok sekilde
    sansimiz yagver gitti ve bu felaketler biz denizden
    uzak olan otelimizdeyken oldu.

    haberler bu kadar, herkes hayatinin kiymetini bilsin.
    kendinize iyi bakin…

    =====
    oya
70 entry daha
hesabın var mı? giriş yap