4 entry daha
  • yorumları okuyunca acaba neremle izledim diye düşündüren film. iyi bir konu, güzel bir başlangıç, ancak gittikçe suyunun suyu klişelere boğulan zaman kaybı bir film olarak tanımlıyorum kendisini.

    --- spoiler ---

    evet, çıkış noktası gayet iyi. otopsi sürdükçe baba oğulu adım adım şaşırtacak bulgularla gizemini arttırması, "lan yoksa yılın en iyi gerilimlerinden birini mi izliyorum" noktasına getirdi. lütfen işi fantastik, paranormal olaylara, cin, şeytan zombi saçmalıklarına bulamasınlar dedim. gerçekle bağını koparmasın, kızın vücudundan elde ettiklerini tecrübeleriyle, kitaplarıyla, anılarıyla birleştirip cinayeti çözsünler istedim. bunu çok iyi yazabilecek bir sürü dizi senaristi mevcut.

    ama ne zaman ki radyo kanalları kendi kendine değişmeye, ışıklar yanıp sönmeye başladı, korktuğum başıma geldi. ondan sonra gelsin dirilen ölüler, gitsin ekranı yaran karaltılar. kapı aralığından bakarken birden bö yapan kadavra, ortamda bulunan bir hayvanın telef olması, yine ortama gelen başka birinin (ki bu defa polis değil, çocuğun kız arkadaşı) öldürülmesi gibi sürüyle ezber sahne birbirini izliyor. telefon çekmeme sahnesi bile var daha ne? baba oğul resmen bok yoluna gitmiş. belki de en klişe olmayan tarafı, iki başrolden biri olan emile hirsch'in canlandırdığı oğulun merdiven boşluğuna düşüp ölmek gibi saçma bir sona kavuşması herhalde.

    --- spoiler ---

    netice olarak illa izleyeceğim diyeni durduracak halimiz yok. ama henüz izlemediyseniz ispanyol yapımı el cuerpo dururken şu filme harcanana dakikalara acırım. zaten bitince keşke bunun yerine el cuerpo'yu bir kez daha izleseydim dedim.
137 entry daha
hesabın var mı? giriş yap