9 entry daha
  • bugün itibarıyla 10. yıl edisyonunu bitirmiş olduğum neil gaiman romanı. roman ana hatlarıyla mitolojik tanrıların amerikada tutunma çabası, yeni tanrılarla kavgaları ve gölge denilen iyi kalpli bir hükümlünün bu mitolojik tanrılarla karşılaşması ve geyikleri üzerine.

    spoiler vermeyeceğim ama mitolojiye merakınız yoksa ya da mitoloji hakkında ucundan kıyından bir bilginiz yoksa bu kitap sizi sarmaz şimdiden söyleyeyim.

    biraz mitoloji okumakta yarar var bu kitabı sıkılmadan okuyabilmek için. çünkü yaklaşık 700 sayfa kadardır kendileri. mitoloji dediysek buna nordik slav dan tutun afrika, mısır tanrılarını katın, o derece çeşitli bir ortam var.

    kitapla ilgili yapacağım bence en önemli kritik ise oryantalist bir perspektifle doğu mitolojisini ele almış olması; yine araplarla eşcinselliği ilintilendirmesi, saba melikesi belkıs ın fahişeliği gibi konuları işlemesi ve perspektifinin oryantalist olduğunu hissetmek irite ediciydi.

    ayrıca, roman biraz ırkçılık kalıntıları taşıyor. yazarın biraz kafatasçı olduğunu slavik, nordik mitleri önplanda/üstün tutması ve tasvirlerde beyaz soluk teni güzel olarak tanımlaması gibi durumları görünce anlıyorsunuz. romanın kendi içinde çok sapkın bir felsefeyi barındırdığını inceden hissediyorsunuz.

    yazarın kurguladığı dünya ise aman aman bir dünya değil çoğunlukla mitolojik tanrıları insanlar gibi yiyip içerken, takılırken görüyorsunuz.

    yazım dili anlamında çevirinin başarılı olduğunu söyleyebilirim. romanın akıcılığını bozmamış ancak ingilizce metninin okumadığımdan edebi olarak değerlendirme yapamayacağım.

    son olarak kitabı okuyanlara: kitapta çok büyük bir eksiklik var bir tanrı unutulmuş ya da yazar bilerek bu tanrıyı kitaba konu etmemiş. hatta bu tanrı amerika için en büyük tanrı diyebilirim. isa tabi ki değil zaten kitaptaki ek bölümünde isa var. bakalım bulabilen çıkacak mı?
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap