4 entry daha
  • bir kısırdöngünün ürkütücü öyküsüdür.

    isminin de işaret ettiği gibi karanlık bir çöl coğrafyasında kapkaranlık bir öykü anlatan filmde anlatıcı dick (filmi de yöneten thomas jane):

    "kalkma vaktiniz geldi. tanrım, bilmeniz gerekirdi. nasıl başladığını hatırlamazsınız ama hepsinin nasıl sonlanacağını tahmin edebilirsiniz. krupiyeydi, değil mi? black jack masasındaki mi? yoksa poker masasındaki mi? aslında pek önemli de değildir, değil mi? artık her şey sona erdi. yatağınızda, hayatınız boyunca gördüğünüz en güzel kızla uyandınız. ucuz bir yüzük parmağında ve yerde duran 50 dolarlık buruşmuş, kiliseden aldığınız küçük, beyaz makbuz... daha adının nasıl telaffuz edildiğini bile bilmezsiniz ama bu önemli değildir. onu sevdiğinizi, bunun gerçek olduğunu ve onun için her şeyi yapacağınızı bilirsiniz. salak. şu haline bir bak. böyle olacağını bilmeniz fark yaratır mıydı? onu kurtarabileceğinize inanıyor musunuz? veya kendinizi?"

    der ve bir başkasından bahsediyormuşcasına, daha doğru bir ifadeyle, sanki biz izleyiciden söz ediyormuşcasına, kendisinden bahseder. kinik, çaresiz ses tonu bezginliği, çaresizliği, umutsuzluğuyla öykünün pesimist rengini dışavurur. izlediğimiz kişi, sanki izlendiğinin düpedüz farkındadır ve nasıl birini izlediğimizi anlatmaya çalışırken aynı zamanda kendi hayatına ortak olmamızı arzu eder. ama başkarakterler seyirciye en yakın karakterlerdir. öyküsüne ortak olduğumuz kişi işte karşımızdadır; birazdan onun öyküsüne (belki de kendi öykümüze) ortak olacağızdır.

    filmde dış-ses kullanımı oldukça yaratıcıdır. döngüsel biçimde kurgulanan anlatı neo noir geleneği içinde country noir ile horror noir tarzının postmodern bir devamıdır. meraklısının keşfini bekleyen, kıymeti bilinmemiş nadide bir filmdir.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap