9 entry daha
  • bende hep, sanki alt komşumuz hulusi bey amca, fantastik bir biçimde, bütün olasılıkların üstünde yükselerek, dünya satranç şampiyonu olmuş gibi bir hissiyat yaratır. onun hakkında diğer satranç üstatlarının söylediği bir çok şey var, ama en hoşuma gideni, "eğer rakibiniz bir feda yaptıysa düşünmeye devam edin, belki pozisyonu kurtarabilirsiniz; ama petrosyan yaptıysa, hemen terk edin." olmuştur. kendi oyunu ve fedaları hakkında, "doğru fedalar vardır, yanlış fedalar vardır, bir de benimkiler. önce feda et sonra düşünürsün." türünden tanımları olan mikhail tal'in tam anlamıyla karşıt maddesidir. petrosyan belki modern bir makine değildir, ama bu eski model, el yapımı, buharlı pistonlar ve çarklar sisteminin, tahtanın üzerindeki yavaş ve sakin ilerleyişi gerçekten de mükemmeldir. beş yüz yaşında, bilge bir kaplumbağa, hiçbir hırsa kapılmadan satranç oynuyordur. petrosyan satrancın yoda'sıdır. rakibin ufacık bir konumsal zaafının etrafında şekillenmeye başlayan plan, nihayetinde oradaki gediğin savunulamaz hale gelmesi ile kılı kırk yararak hesaplanmış hedefine ulaşır. lakin petrosyan için her şeyden önceliklisi savunma olduğundan oyunlarının beraberlik oranı çok yüksektir. ayrıca tipi de çok sevimlidir. satranç oyuncusu denince akla gelen o keskin karizma petrosyan'da yoktur; her halinden uysal ve güleç bir yaradılış yansımaktadır. oysa o, zamanının gösterişli ustalarının korkulu rüyası, nam-ı diğer demir tigran'dır.
    not: anish giri, tavariş tigran dayının, digital üst sürümüdür.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap