1 entry daha
  • nevsehirli damat ibrahim paşa’nın iii. ahmed için yaptırdığı sa’dabad saraylarının inşa edildiği sırada yapılan bir seyir köşküdür. kağıthane deresinin her iki kıyısı cedvel-i sim adı verilen mermerden bir kanal içerisine oturtulmuş, bu kanalda biriken suların da mermerden yapılmış havuzlar vasıtasıyla birinden diğerine akıtılarak hoş bir görünüm elde edilmesi sağlanmıştır. padişahın küçük şelaleler misali bir havuzdan diğerine süzülen suyun seyrini izlemek ve sesini dinlemek maksadıyla yaptırdığı bu köşk, kasr-ı nişad ismiyle de anılmaktadır. 1723 senesinin mayıs ayında yapımı tamamlanan kasr-ı nişad, ii. mahmud’un sa’dabad köşkü’nü yenilettirdiği sırada, yerinde bırakılan dere üzerindeki kesme taştan yapılma rıhtım haricinde ortadan kaldırılmıştır.

    yıkılan kasr-ı nişad’ın yerine, 1809’da inşasına başlanıp 1816 yılında tamamlanan köşk, yaygın söylenişiyle çadır köşkü ismini almıştır. köşkün planı daire biçiminde olup hafifçe kavisli üç çıkıntısı bulunmaktadır. yirmi adet barok başlıklı mermer sütun, çok geniş olarak dışarı taşan bir saçağa sahip çatıyı taşımaktaydı.

    kasr-ı nişad’daki havuzun içerisindeki üç başlıklı fıskiye, çadır köşkü’nde de muhafaza edilmiştir. türk mimari geleneğinin bir uzantısı olarak da, köşkün sütunları aralarına ağır dolama perdeler asılarak içerisinin hava akımından etkilenmemesi sağlanmıştır. basık bir kubbe şeklinde yapılan tavan ile kurşunla kaplanmış çatının üstündeki ahşap kapı zengin işlemeleriyle kayda değerdir.

    çadır köşkü, çağlayan kasrı’nın fotoğrafları, yerli ve yabancı ressamların köşkü tasvir eden eserleri detaylı bir kaynak teşkil edecek niteliktedir. ayrıca heinrich meyer tarafından 1832 yılında planları çıkartılan köşkün, kubbe yüksekliği ve saçaklarıyla ilgili ayrıntılı ölçüler de verilmiştir.

    çağlayan kasrı gibi ihmalkarlıklardan nasibini alan bu köşkün bakımı son olarak sadrazam fuad paşa zamanında yapıldı. paşanın çok sevdiği ve zaman zaman ziyaret etme fırsatı bulduğu çadır köşkü içerisindeki kuğulu gölet ve yapay adacıklarla birlikte elden geçirildi. fuad paşa’nın ardından sahipsiz kalan köşk, 1940 yılında yaşlı bir çınar ağacının üstüne devrilmesiyle birlikte büyük bir tahribata uğramıştır. mermerleri etrafa dağılan köşkün, yenilenmesi düşünülmüşse de zamanla tamamen yok olmuştur.

    barok ve ampir tarzıyla batı mimarisinden esinlenilerek yapılan yapıt içerisinde eski mimari usul ve geleneklere de yer verilmek suretiyle eski ile yeninin kaynaştığı bir eser olması bakımından osmanlı mimarisinin özel yapıtlarından biri olmayla hak kazanmıştır.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap