lockheed martin'in kompakt füzyon reaktörü

• bunun gerçekleşmesi durumunda en önemli kullanım alanlarından biri uzay araçları olacaktır. kimyasal tepkimeyle ancak düşük itici güce sahip, çok yakıt taşıyan, verimsiz uzay araçları üretilebiliyor.
  
  amerika 1950lerde ilk hidrojen bombalarını denedikten sonra kontrollü füzyon tepkimeleri ile uzaya araç göndermeyi düşündü, orion projesi adında gizli bir proje yürüttü. ünlü fizikçi freeman dyson bu projede önemli bir rol oynadı. bu projede geliştirilmesi düşünülen aracın dünyadan kalkarken yaratacağı radyoaktif serpinti ile milyonlarca insanın ölebileceğini hesaplamıştı dyson, ancak bu bile göze alındı. zaten bazı amerikalı generaller orion projesiyle yörüngeye yerleştirilecek hayvani araca sovyetleri her an toptan yokedebilecek kadar hidrojen bombası koymaya heveslenmişlerdi. araç yörüngeye yerleşirken bir milyon kişinin ölmesi çok da büyük bir risk gibi görülmemişti. proje kapsamında küçük bir roketlerle çölde denemeler yapıldı. projenin sonunu getiren nedenlerden biri içerdiği tehlikeler olabilir. bir diğer neden ise sovyetler'in uzay yarışında sputnik ile bir adım öne geçmesidir. orion projesinin sonuca ermesi için daha zaman gerekliydi, ancak onunla paralel yürütülen apollo projesi kimyasal tepkime ile çalışan roketleri kullanarak uzay yarışında amerika'nın üstünlüğünü hemen kanıtlayabilirdi. amerikan hükümeti de orion projesini rafa kaldırdı, apollo projesinin bütçesini artırdı.
  
  bugün konteyner büyüklüğünde bir füzyon reaktörü ile orion projesi tekrar canlanabilir. belki bu teknolojinin kullanılacağı ilk araç dünyadan kalkmaz, uluslararası uzay istasyonu gibi uzayda inşa edilir. dyson'ın anahatlarını tasarladığı birkaç araçtan küçük ve hızlı olanı inşa edilebilse reaktör çalıştırıldıktan bir süre sonra azami 0.1 ışık hızına ulaşılır, 4.37 ışık yılı uzaklıktaki alpha centauri'ye 100 sene sonra varır. böyle bir aracın inşa halinde olduğunu bilmek bile ne kadar güzel olurdu.
  
  dyson'ın bu konuda 1968'de verdiği bir konuşmanın metnini okuyabilirsiniz.
  
  şöyle bir belgesel de vardı: https://www.youtube.com/watch?v=znmzeeycrwe