3 entry daha
  • bu filmi izlerken, "keşke daha çok renkli film çekebilseymiş bergman" dedim. cinayet sahnesinin geçtiği mekanda kırmızı tonlarını ekrana yansıtışı, siyah-beyaz karelerden renkli görüntülere geçişteki büyü filmin psikolojik derinliğinin çok üzerindeydi. gerçi aynı büyü siyah-beyaz rüya sahnelerinde de vardı ama renklerle oynarken bir ressama dönüşüyor bergman.

    belki alışık olduğum bergman oyuncuları olmadığından, belki mekanların benzememesinden, belki tanrı'ya, anlama çok ilişmeyip direkt freudyen açılımlara gidişinden, ben bir bergman filmi izlediğimi hissedemedim.

    filmdeki en başarılı sahne sanıyorum gay modacı tim'in monoloğuydu. şiddet ve şehvet, ölüm ve çürüme analizi, psikiyatristin analizinden çok daha çözümler nitelikte düğümü.

    anal kişiliğin şiddete yatkınlığı, ölüm sevgisi, başarıya ve mülke olan tutkusu tamam da, eşcinsel yönelim kısmı bir parça eksik geldi bana. tamam, nekrofilik kişilik anal karakterin kötü huylusu olarak niteleniyor literatürde ama sevgili bergman, neden bir de eşcinsel yönelimi kattın işin içine? tabii benim psikoloji bilgimin sığlığından bergman'ın günahını almış da olabilirim!
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap