32 entry daha
  • kimse yazmamış ama bu adam adeta rocky balboa'nın kendisidir, o karakterin en büyük esin kaynağıdır. bir kere philedelphia'lıdır ve philadelphia'nın gururudur. yokluk içinde büyüyüp, döküntü bir spor salonunda çalışarak dünya şampiyonluğuna ulaşmış. emekli olduktan sonra da aynı spor salonunda koçluk yapıp işleterek orada yatıp kalkmıştır*. ringdeki duruşu, gardı ve dövüşürken yaptığı kendine has hareketler, stallone tarafından bire bir kopyalanmıştır. zaten tek bir dövüşünü izleyen bunu kolaylıkla fark edebilir. bir başka mühim ayrıntı da, joe frazier'ın rocky gibi buzhanede kesilmiş hayvanları kum torbası niyetine kullanarak antrenman yapmasıdır. ayrıca zeka olarak da rocky gibi pek parlak değildir frazier. pek çok boks otoritesi buna vurgu yapmış, hatta muhammad ali de sürekli bu durumla dalga geçmiştir.

    smokin' joe frazier, kariyerinde sadece muhammad ali ve george foreman'a ikişer kez kaybetmiştir. ali'yi ilk kapışmaları, fight of the century'de yamultmuş. ikinci kapışmalarında, kimilerine göre biraz da frazier'ın içeri girmesini önleyen taraflı hakem müdahaleleri nedeniyle kaybetmiş. üçüncü ve en meşhur maçları, thrilla in manila'da ise 50 derece sıcaklıkta, ali'nin kesin favori gösterildiği ve erken bir nakavt beklenen maçta, doktor kararıyla 1 raund kala, 14. raundun sonunda kaybetmiştir. gerçi o son raund yapılsa da ali puanlarda öndeydi.

    ali-frazier rekabetinde gölgede kalmış, bilinmesi gereken pek çok şey var. vietnam'a gitmediği için boks lisansının iptal edildiği dönemde ali'ye borç vermiş bir insandır frazier. ayrıca lisansını tekrar alabilmesi adına kulis yapmıştır. tabi kendisi bir aziz, bir evliya değil, bunda kendi menfaati de var. o dönemde olası bir ali-frazier kapışması herhangi bir ağır siklet boks ünvan maçından çok daha büyük para demekti. neyse, ali lisansını geri kazanıp ringlere döndükten sonra klasik trash talk taktiğine başlamış, bunu her zaman için boks maçlarının promosyonu, daha fazla bilet satılsın diye yaptığını söylemiştir. bunda da kısmen haklı. ali'nin şovmenliği olmasa, boks 60 ve 70'lerde altın dönemini aynı görkemli şaşaa ile yaşayamazdı.

    ancak ali, trash talk'un ötesine geçip, malum politik ve ırkçı fanatikliğinin de bokunu çıkararak frazier'a hayatı zindan etmiştir. meşhur michael parkinson söyleşilerinden birinde frazier'ın kendisinin tam zıttı olduğunu, düşman (beyaz adam) için çalıştığını söyler. sürekli beyaz adamın köpeği olduğu vurgusunu yapar. halbuki ortada böyle bir durum yoktur. frazier'ın tek yaptığı vietnam savaşına gider miydin sorusuna, "bu ülke bana çok şey verdi, bu yüzden göreve çağırılırsam giderim" cevabını vermektir. 2. kapışmaları öncesi ali, frazier için sürekli -beyazlarla işbirliği yapıp siyah kardeşlerini satan- manasına gelen "uncle tom" tabirini kullanır. hatta bu durum bir dergiye kapak olur ve sonunda frazier ailesi ciddi ölüm tehditleri almaya başlar. yine kendisi gibi boksör olan oğlu marvis frazier'ın ifadesine göre bu durum öyle korkunç boyut almıştır ki; joe frazier önlem olarak ali-frazier 2 kapışmasında madison square garden'a aileden hiç kimsenin gelmemesini sağlar. ayrıca zannedersem yine bu dönemde katıldıkları bir tv programının reklam arasında, ali'nin joe'dan sürekli cahil * diye bahsetmesi yüzünden birbirlerine girip, boğuşarak yerlerde yuvarlanmışlıkları ve araya giren 10 kişinin kendilerini ayırması olayı var*.

    3. kapışma, thrilla in manila tam bir savaştır. ali'nin hakaretleri bütün sertliğiyle devam eder. ırkçı söylem olarak bu kez frazier'dan sürekli gorilla diye bahseder. zaten sonradan bir nebze yumuşasa da, ali'nin ırkçı fanatikliği ve seperatizm taraftarlığı dehşet boyuttadır. siyah ve beyazların birbirlerinden keskin çizgilerle ayrılması adına, ku klux klan mitinglerinde konuşma yapmışlığı dahi vardır*. evet o bildiğimiz beyaz kukuletalı ku klux klan! ayrıca playboy dergisine verdiği bir röportajda, siyah kadınla birlikte görülen bir beyaz adamın, ya da beyaz kadınla birlikte görülen bir siyah adamın görüldüğü yerde öldürülmesi gerektiğini söylemiştir.

    manila'nın hemen ardından ali, marvis frazier'ı çağırıp, söylediklerinden dolayı üzgün olduğunu frazier'a iletmesini söyler. frazier ise bu dolaylı özrü samimi bulmaz ve oğluna, neden kendisi gelip benden özür dilemiyor diye sitem eder. sonraki yıllarda pek çok tv programında bir araya gelseler ve aralarındaki buzlar çözülmüş gibi görünse bile frazier, ali'nin parkinson hastalığına yaptıkları 3 maçta kendisinden aldığı darbelerin neden olduğuna inanır ve cep telefonu tele-sekreter mesajı kendi sesiyle şöyledir:

    my name is joe frazier
    sharp as a razor

    yeah float like a butterfly
    sting like a bee

    i'm the man who done the job,
    he knows look and see

    ilk paragraf dışında, yukarıda anlattıklarımın pek çoğunu öğrendiğim hbo'nun thrilla in manila belgeseli:

    http://www.youtube.com/watch?v=duqnkb_1xlc
34 entry daha
hesabın var mı? giriş yap