7 entry daha
  • hammurabi'nin yasalarında esas mantalite dişe diş, kana kandır. öldüren öldürülür, göz çıkaran gözü çıkarılır. zarar veren verdiğince zarara uğratılır. canın ve malın muhafazası esastır. islam şeriatı'nın temellendirdiği ve daha kapsamlı disipline ettiği bu kanunlar insani olmakla birlikte vicdani bir özellik arzetmektedir.
    günümüzde adliye koridorlarında, mesela adana adliyesi, insani ve vicdani yönden tatmin edilememiş insan kalabalıklarının birbirine girdiğini görmekteyiz. hammurabi'nin m.ö kurmaya çalıştığı, toplumda tesisine gayret gösterdiği asayişin kendisinden asırlar sonra yaşayan modern dünya hukuk sisteminden fersah fersah önde oluşunun nedeni de budur. devlet mekanizmasının ki devlet vatandaşının can, mal, inanç, nesil (namus da denebilir) hürriyetini korumak mecburiyeti vardır. hammurabi kanunlarından örnekle "bir adam kendi kızıyla ensest ilişkiye girerse bulunduğu yerden sürülür" derken, günümüzde aynı örnekten hareketle mağdur kızcağız devletin kadrolu psikiyatrlarına teslim edilir daha sonra iyileştirilmiş (!) bir şekilde baba ocağına teslim edilir.
    hammurabi devri teknolojisinden çok ilerdeyiz. ama hukuki mahiyette (hammurabi dönemi kadar bile) insani ve vicdani kıstasların yürütülülebilirliği noktasında çok ciddi endişelerimiz var. işin daha da komik kısmı, zaafiyetler gösteren ve gösterdiği basiretsizlikle vicdan önünde madara olan modern hukuk sisteminin, hammurabi kanunları (dolayısıyla da islam şeriatı) ile taşak geçmeye çalışmasıdır. yedikleri herzeye bakın hele...
    ondandır ki bu modern hukuki disiplinle hükmetmek istemeyen pek çok samimi vicdan sahibi hukukçu, kendilerini başka işlere vermişler, dünyalık iaşeye halel getirmemeye özen göstermişlerdir.
80 entry daha
hesabın var mı? giriş yap